part13

994 53 20
                                        

Aybike ertesi sabah erkenden kalktı. Muhteşem ailesi ile kahvaltı etmeye başladı.

Eniştesi birden "Aybike şu çocuktan para istesin." dedi.
Aybike "Ne?" dedi.

Eniştesi "Para diyorum para... Borçlar birikti ödeyemiyorum. O kızılcıktan iste." dedi.
Aybike "Hayatta istemem. Zaten o da vermez" dedi.

Eniştesi "Nasıl vermez, senin için gelip para verip gitmedi mi?" dedi.
Oğulcan "İstemez, isteyemez... O iş başka... Sen onu dövdürdüğün için geldi, üzerine para atıp gitti." dedi.

Eniştesi "Ne biçim konuşuyorsun sen be. İt herif... Size başınıza bir çatı verdik, önünüze bir kap yemek verdik. Biz olmasaydık açtınız aç. Bunları bize böyle terbiyesiz terbiyesiz konuşun diye mi yaptık. Tabi para getireceksiniz. Yok öyle beleşe bu evde oturmak." dedi.
Şengül "Doğru konuş çocuklarımla abi." dedi.

Enişte sinirle "Nasıl konuşayım. Kızılcık, senin kızın için dünya kadar para atıp gitti. Karşılığında ne aldı acaba, oğlun desen terbiyesiz nankörün teki." dedi.
Aybike sinirle "Doğru konuş enişte. Benim öyle şeylerle işim olmaz." dedi.

Adam "Neyin karşılığında sana para verdiyse, yine aynısını yap ki yine para versin." dedi.
Orhan bağırarak araya girdi. "Terbiyesizce konuşan sensin, bir daha benim çocuklarıma laf söylediğini görürsem çok kötü olur." dedi.

Adam gülerek "Kötü mü olur gerçekten, o sandalyede ne yapabilirsin ki." dedi. Güldü "Hiçbir şey yapamazsın ne yapabileceksin." dedi.
Oğulcan "O yapamaz ama ben..." deyip adamın üzerine yürürken
Şengül tuttu. "Abi benim çocuklarım, doğru yolunda giden temiz çocuklardır. Onlara böyle şeyler söyleme." dedi.

Adam gülerek "Temiz ha... Temiz... Kızını o zengin piçleri, arabalarla evine bırakıyor. O okulda kim bilir neler yapıyor. Abisi de orada deme abisi de ona çanak tutuyordur kesin." dedi.
Şengül "Benim kızım orada okuyor, okuyor. Onun öyle şeylerle işi olmaz. O okulunda, dersinde" dedi.

Aybike daha fazla dayanamayarak çantasını alıp ayakkabılarını giymeye başladı. Adam hala arkasından "Bak, gerçek yüzü ortaya çıkınca nasıl kaçıyor." dedi.
Oğulcan da Aybikenin arkasından giderken eniştesine omuz atıp kapıya doğru gitti. 

Aybike ve Oğulcan yol boyunca hiç konuşmadılar.
Aybikenin gözleri dolu doluydu. Konuşmaya başlarsa ağlardı.

Otobüsten indiklerinde okula doğru yürürken Doruk onları gördü ve yanlarına geldi. Aybike'ye baktı. "Aybike bembeyazsın. Bir sorun mu var. Hasta mısın?" dedi.
Aybike ağlamaklı bir sesle "Yok bir şey" dedi ve okulun girişine doğru ilerledi.

Doruk, Oğulcana döndü "Ne oldu?" dedi.
Oğulcan "yok bir şey." dedi.
Doruk "Oğlum bak söyle... Aybike benim eltim sayılır." dedi.

Oğulcan suratını buruşturdu. "Neyin sayılır. Eltin mi sayılır? Doğru mu duydum?" dedi.
Doruk kafa salladı. Oğulcan "Böyle şeyleri hiç bilmiyorsun değil mi?" dedi.
Doruk "Yani... Ben pek böyle şeyleri takip edebilen bir insan değilim." dedi.

Oğulcan güldü. "Asıl soru bunu sana kim öğretti." dedi.
Doruk "Aybike söyledi. Ben senin eltin sayılırım demişti bir keresinde." dedi.

Oğulcan elini alnına götürdü. Gülmeye başladı. "Doruk, hiç güleceğim yoktu... Aybike seni keklemiş. Elti ne demek anlatayım sana... İki erkek kardeşin evlendiği kadınlar birbirine göre eltidir." dedi.

Doruk "Nasıl yani." dedi
Oğulcan "Örnek veriyorum; seninle ben kardeşiz, ben Harika ile evlendim, sen Asiye ile evlendin. Asiye ve Harika birbirinin eltisi oluyor." dedi.

Seni Kendime SakladımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin