"Bu haliniz ne sizin?" Kapıda birbirimizle bakıştığımız gerilim dolu dakikaların sonunda annem kapının arkasına saklanmaya çalışmama izin vermeyip kapıyı ittirmeye çalışmıştı. Gerçekten utancımdan ölecektim şimdi. Bu saatte ellerinin altında koca iki bavulla burada ne arıyorlardı?
"Hayatım, utandırmasana çocukları. Onlar nişanlı sonuçta, istedikleri gibi yaşarlar değil mi?" Babamın beni kurtarma çabalarına karşı minnettar olsam da hiç geri dönüşü varmış gibi durmuyordu. Annem feci kızgındı ve bu kızgınlığın asıl sebebinin yiyişmek üzereyken yakalanmamızdan kaynaklandığını pek sanmıyordum.
"B-Ben üzerimi giyineyim. Sen de annenleri içeri davet etsene?" Chanyeol kulağıma doğru fısıldayarak söyleyip koşar adımlarla içeri geçtiğinde derin bir nefes almakla yetinmiştim. Beni bu halde burada bıraktığına inanamıyordum.
"Sizin ne işiniz var burada?" diye sordum tekrar kapının arkasına saklanmaya çalışırken. Annemlerin beni böyle giyinirken gördükleri ilk an değildi tabii ama sevgilimle yiyişmek üzereyken yakalanmam utanmamı sağlamıştı. "Bu bavullar ne? Neden haber vermediniz geleceğinizi?" Önemli olan tüm detaylar bunlarmış gibi soruma soru ekleyince annem daha çok kızmıştı. Kaşları birbirine yapışmıştı çatılmaktan.
"Ben sana bu halin ne diyorum ve neden kendi evinde değilsin sen? Kaç kez çaldım kapıyı." Yan taraftaki dairenin kapısını işaret ederken sorduğunda yardım ister gibi babama bakmıştım. Sevgilimle yan yana otururken kendi evimde kalacağımı düşünmesi bile saçmaydı. Ama annem ve katı kuralları işte, aylardır tek başıma yaşıyorum deyip oyalamak zorunda kalmıştım. "Yoksa siz beraber mi kalıyorsunuz burada? Çekil bakayım şuradan."
"Abartmıyor musun karıcım? İkisi de yetişkin ve ne yapacaklarına kendileri karar verebilirler."
"Sen karışma." Babamın araya girme çabaları yine fos çıkınca pes etmek zorunda kalmıştım. Derin bir nefes aldım ve kapıyı sonuna kadar açıp içeri girmelerine izin verdim. Babam dudaklarını kıvırıp üzgün olduğunu ifade ederken annem kızgınlıkla içeri girmiş, elinin altındaki bavulu da içeri çekmişti. "Çabuk gidip üzerine düzgün şeyler giyin. Beş dakika içinde ikinizi de karşımda göreceğim," dedi babamın içeri girmesini beklerken. Kapıyı kapattıktan sonra başımı sallayarak onaylayıp hiç zaman kaybetmeden içeriye koşturmuştum.
İçeri girdiğimde Chanyeol'ün alelacele giyindiğini ve saçlarını kurulamaya çalıştığını görmüştüm. Bana baktığında tek kelime bile etmedi. Ben de dilimi yutmuş gibiydim. Hemen dolaba gittim ve üzerime hızlı giyebileceğim bir şeyler aradım. Annemlere bu şekilde yakalanmaktan daha kötü bir şey varsa o da birbirimizi sertleştirdikten sonra bu şekilde kalakalmamızdı. Annem ve babam belki de hayatımda yaşayacağım en güzel seksi bozmuştu ve bir daha bu kıyafetlerle aynı aurayı yaratabileceğimi sanmıyordum. Evet, en çok buna kızgındım işte.
Chanyeol hazırlanıp sessizce benim giyinmemi beklerken yine tek kelime etmemişti. İkimizin de aklından aynı şeyler geçiyordu, bundan neredeyse emindim. Ama sanırım bunu itiraf etmekten korkuyorduk. Özellikle annemle babamın yanında gördüğüm o koca iki bavul hayatımın ilk bir ayını çok net bir şekilde ön gösteriyordu. En az bir aylık bavullardı onlar.
Chanyeol ile beraber sessizce içeri girdiğimizde babamın bavulları girişe bıraktığını ve kanepeye yerleştiğini, annemin ise babamın önünde dört döndüğünü görmüştüm. Düşündüğümden daha kızgın görünüyordu. Bizi fark edince adımlarını durdurdu ve önlerine oturmamızı işaret etti gözleriyle. Kolumdan sürükleyip direkt Daegu'ya götürmediklerine şükrederek gösterdiği yere oturmuştum. Zavallı nişanlımı feci bir azar bekliyordu şimdi, çok üzülüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Worst of You || chanbaek
FanfictionBana en kötü halini ver çünkü nasıl olsa seni isteyeceğim. *Maisie Peters - Worst of You şarkısından esinlenilmiştir.*