Depresyondan bile sayılmayan bunalımımdan çıkıp Seul'e geleli ve monotonluğumdan çok hızlı bir şekilde vazgeçeli sadece birkaç hafta olmuştu. Peki burada kalmamı bana gerçekten isteten şey neydi? Haftalarca içten içe düşünüp kendimi bitirdiğim bu sorunun cevabını geçen gece almıştım. Park Chanyeol güvenini boşa çıkarmadığım için teşekkür ettiği gece. Bana gerçekten güvenmek istediğini biliyordum. Bunu o gece yukarıdaki yıldızlar bile hissetmişti de kaymıştı birkaç tanesi. Emindim. En azından artık Chanyeol'den emindim. Beni etkileyen sadece kaslı vücudu ve beni benden alan gözleri değildi. Bay Park değildi. Chanyeol'dü beni etkileyen. Bundan emindim.
Peki emin olman bir şey ifade eder mi dediğinizi duyuyor gibiyim. En azından öylece oturup kollarıma atlamasını beklemiyordum. Gerçekten çabalıyordum. En azından artık o kadını deli danalar gibi aramadığından emindim. Umudunu kesen de ben değildim hem. Kendi kesmişti kendi umudunu. Artık Yubin, dönerse vardı onun için. Ki bu noktada da umuyordum ki dönmezdi. Sadece umabiliyordum çünkü.
"Baek?" Beyaz stüdyonun içine kurduğumuz set ekipmanlarını incelemeye dalmışken arkamda duyduğum ses irkilmemi sağlamış ve beni şaşırtmıştı. Sesin Kai'den geldiğini anladığımda gülümseyerek arkamı döndüm ve son derece rahat ifadesine baktım. Nasıl oluyordu da kameraların önüne çıkacak olmak onu heyecanlandırmıyordu? Üç dört sene evvel bloguma koyacağım fotoğraflar için telefonumun kamerasını üzerine doğrulttuğumdaki utangaç bakışları dün gibi hafızamdaydı. İşte bu asıl başarıydı. "Ne düşünüyorsun burada dikilmiş?"
"Sadece bakınıyordum." Dedim ve bakışlarımı Kai'nin omzunun üzerinden geçirdiğimde Kyungsoo'nun bizi izleyen ifadesine odaklandım. Nasıl bir reklam yapacağımızı düşünüp fikir bulmak adına prova için stüdyoya gelmiştik ve Chanyeol benimle beraber Kyungsoo'yu bu iş için görevlendirmişti. Hoş, Kyungsoo'nun bu görev için can attığına emindim. Umuyordum ki eskiden sevgili olduğumuza dair dedikodular yankılanmamıştı da Kyungsoo beni düşmanı ilan etmezdi. "Sen hazırlandın mı?"
"Ben hep hazırım." Virgül şeklinde şekillenmiş saçlarını geriye doğru savurduğunda başımı sallayarak onayladım. Belli ki canı sıkılmıştı ve benimle sohbet etmek istiyordu.
Gözlerim ikinci kez omuzlarının üzerine çıktığı anda Chanyeol'ün adeta bizi delip deşen bakışlarını fark etmiş ve hızlıca Kai'ye dönüp gülümsememi genişletmiştim. Bir adım yaklaşıp ellerimi beyaz ceketinin yakalarına götürdüm ve düzeltmek için silkeledim. "Harika görünüyorsun." Mimiklerim tamamen flört ediyormuşum gibi görünse de sesimin son derece arkadaşça çıktığına emindim. Yixing'e verdiğim sözü unutmamıştım.
"Teşekkür ederim. Sen de öylesin." Elleri adeta boş kalmamak için omuzlarıma çıktığında bakışlarımı tekrar Chanyeol'e çevirdim ve her zamanki sinirli bakışlarıyla çekip gitmesini izledim. Umarım her zamanki siniri değildi. "Çekimlerden sonra şirkete mi döneceksin?"
"Evet." Gülümseyerek onaylayıp ellerinin arasından çıktım ve uzaklaştım. Çekimler elbette bugün bitmeyecekti ama çekim boyunca Kai'nin yanında olacağıma söz vermiştim. Onun yerinde olsaydım ben de böyle bir ortamda sıkılırdım çünkü. Amatör bir ekibimiz vardı ve bir an önce bu işi de halletmem gerektiğini aklıma kazımıştım. Bu dünyada işini hakkıyla yapan başka biri daha var mıydı acaba...
"Beni ne zaman evine davet edeceksin peki?" Açtığım boşluğu tek adımda doldurup gözlerimin içine baktığında sertçe yutkundum. An itibariyle tahmin ettiğim şeyin yaşanmaması için dua ediyordum. Aksi halde onu kullanmış olacaktım ve bu berbat hissetmemden başka bir işe yaramayacaktı. "Yixing ve Jongdae'yle pek konuşamadık. Ayıp olmasın."
Eklediği cümleler beni büyük bir rahatlamaya sokmuş ve derin bir nefes vermemi sağlamıştı. Tek derdi buydu işte. Arkadaşlığa devam etmekti. Buna hiçbir zaman hayır demezdim. "Tabii ki istediğin zaman gelebilirsin ama hafta sonu olsa iyi olur. Hem Yixing hafta içi müsait olmaz hem de yemek yapmak için zamanım yok." Tabii ki yemekleri ben yapmayacaktım. Böyle bir şeyin gerçekleşmesi için çok muhteşem bir şey yaşanması gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Worst of You || chanbaek
FanfictionBana en kötü halini ver çünkü nasıl olsa seni isteyeceğim. *Maisie Peters - Worst of You şarkısından esinlenilmiştir.*