Y/N: Son kez merhaba... Bölümü okumadan önce profilimde paylaştığım woy playlistini arka planda oynatabilirsiniz. Woy'u yazarken dinlediğim ve bu tam woy'u anlatan bir parça dediğim tüm şarkıları eklemeye çalıştım. Umarım memnun kalırsınız. Final notunda görüşürüz, iyi okumalar♥️
***
Kendimi bugünün harika ve sorunsuz geçeceğine o kadar inandırmıştım ki aklımdan çıkardığım kötü adam faktörü bir anda tokat gibi çarpmıştı yüzüme de kendime gelebilmiştim. Uğruna gecelerimi feda ettiğim bir günün mahvolmasına izin vereceğimi sanan psikolojik bir deli vardı karşımda. Benden daha kuvvetli ve güçlü olduğunu inkar edemezdim ama buna rağmen beni hafife alıyordu. Hiçbir şeyin hayal ettiği gibi gitmeyeceğini ona sert bir şekilde göstermekten kaçınmayacaktım. Bugün benim Chanyeol'ü en çok mutlu edeceğim gündü ve öyle kalacaktı, kimsenin bozmasına izin vermezdim.
Elini dudaklarımın üzerinden çekmesi için sadece bekledim. Zorluk çıkarmadan, sakinlikle ve sabırla bekledim geri çekilmesini. Kendi kafasında bir şeyleri o kadar büyütmüştü ki beni buradan ancak zorla kaçırabileceğine inanmıştı. Beklediğinin aksini yansıttığımda büyüyen göz bebeklerine şahit olmuştum. Kasılan damarları gevşedi gözümün önünde. Sonra bir adım geriye çıktı ve elini nihayet dudaklarımdan çekti. Chanyeol'ün yokluğumu fark edip korkuya kapılması an meselesiydi, bir an önce halledip gitmem gerekiyordu.
"Ne bekliyorsun Joowon?" diye sordum, üzerimi silkeleyip takımımın kırışmadığından emin olduktan sonra kapıya yaslanan sırtımı ayırdım ve Joowon'a baktım. "Korktuğum için seninle geleceğimi, kafanın içinde yarattığın o dünyada seninle yaşlanacağımı mı sanıyorsun?" Sorduklarım onu şaşırtsa da hala gergindi. Korkutucu bakışları beni ürkütse de sakinliğimi korumak zorundaydım. "Buradan sessizce çıkıp gideceğiz, peki sonra ne olacak? Herkes gidişimi kabullenip sorgulamayı bırakacak. Chanyeol ise nasıl olsa alışkın terk edilişlere, değil mi? Gidişimi asla sorgulamaz." Kafasının içinden geçenleri birebir aktarmam onu şaşırtmış, afallatmıştı. İleriye doğru bir adım attım ve Joowon'un gözlerinin içine baktım. Korkunç görünüyordu. "Tamam, öyle olacağına inanıyorsan gidelim."
"Baekhyun..." Yutkunmaya, terleyen avuçlarını üzerine silmeye başladı. Göz bebekleri durmadan sağa sola kayıyordu. Haline gerçekten üzülmüştüm. "Öyle olacak. Öyle olmalı. Çünkü sen ilk beni sevdin, hep beni seveceksin. Öyle değil mi? Bana çok aşıksın."
Başımı sakince iki yana salladım ve üzüntümü belirtmek için dudaklarımı kıvırdım. Hala hiç kimseden ses yoktu ama yukarıda kıyametin kopmadığını umuyordum. "Ben seni değil, senin bana anlattığın adamı sevdim Joowon. Kurgusal bir karakterden farksızdın benim gözümde." Dudaklarımdan çıkan her kelimeden sonra daha çok sarsıldığını fark ediyordum. Ama halledecektim. Buradan hiçbir zorluk çekmeden çıkacaktık ikimiz de. Joowon'u hayatını hapishanede çürütmesini istemeyecek kadar önemsiyordum sadece. "Ama sayende anlattığın gibi kusursuz birini sevemeyeceğime inandım. Dünya üzerinde hiçbir yerde kusurlarıyla baş edebilen, mükemmel birinin olmadığını fark ettim. Sana bu manada çok şey borçluyum."
Burnundan soluyarak baktı gözlerime ve çenesini hafifçe yukarıya doğru kaldırdı. "Chanyeol'ün kusurları var ve bunu inkar etmiyorsun yani? Gördün mü, sana layık değil o. Hem seni yeterince tanımıyor bile. Ben senin için yıllarımı sevmediğim bir kadının yanında çürüttüm. O ne yaptı senin için?" Üzerime doğru tekrar bir adım atınca sağa doğru kayarak aramızda mesafe oluşturdum tekrar. Az önceki gibi korkunç bakıyordu.
"Chanyeol'le girdiğin bu yarışın sonu felaket olmadan kendine gelmelisin Joowon. En korkuncu da Chanyeol'ün bu yarıştan haberi bile yok. Kendini kandırma daha fazla." Ona acıdığımı belli etmemek için elimden geleni yapsam da bakışlarıma mani olamıyordum. Bitik görünüyordu. "Buraya girmene Mingyu mu yardımcı oldu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Worst of You || chanbaek
FanfictionBana en kötü halini ver çünkü nasıl olsa seni isteyeceğim. *Maisie Peters - Worst of You şarkısından esinlenilmiştir.*