11 - bazı klişeler derin anlamlar içerir

3.2K 338 816
                                    

Not: Sonraki bölümü bir saat sonra falan atıcam heyecanlanın:d

***

Göz yanılması denen şeye çoğu zaman içtenlikle inanıyordum. Başıma aldığım çoğu belanın sonucunda yaşadıklarımın göz yanılması olduğunu düşünüyor ve elbetteki hepsinin somutluğuyla karşı karşıya kalarak cezamı çekiyordum. Fakat yemin edebilirim ki hiçbir zaman diliminde şu an yaşadığım yanılmanın gerçek olmamasını dilememiştim. Bu bir yanılma mıydı hala anlayamamış olsam da ilk tespitlerim bunlardı.

Hadi canım, Park Chanyeol benim yanımda bana karşı yatıyor olamazdı.

Baştan hatırlayalım. Dün gece Jongdae'nin aptal planına uyarak balkona çıkıp gök gürültüsü efektiyle kendimi acındırdım ve Park Chanyeol'ün evine sığındım. Buraya kadar hiçbir sorun yoktu. Yatak odasına kadar gelmiş ve yatağına tek başıma uyanacağıma emin olarak girip uyumuştum. Üstelik gök gürlerse geleceğini ama yanımda yatmayacağını da açık açık dile getirmişti. Bu neydi şimdi anlamıyordum. Telefon alarmına bile uyanmamış hala uyuyordu.

Bir süre ne yapacağımı düşünerek duvardaki saatle bakıştım. Uyandırırsam bir şey olmamış gibi yanımdan kalkıp hazırlanacaktı ve işe gidecektik. Uyandırmazsam muhtemelen işe geç kaldığımız için beni azarlayacaktı. Fakat ben bu fırsatı bir daha yakalar mıydım bilmiyordum. Bu yüzden alarmı görmezden gelmenin zararı yoktu. Kendisi alarm bile kurmamıştı, bana kızamazdı.

Heyecanımı daha fazla belli etmemeye çalışarak yatma pozisyonuna geri döndüm ve Chanyeol'e tarafımı dönerek elimi yanağımın altına sabitledim. Uyurken o kadar masum görünüyordu ki uyanık olduğu zamanlarda beni sinirlendirdiği tüm anları sineye çekebilirdim. Dudakları içe kıvrılıyordu ve şişkin yanakları nefes alıp verirken dalga halinde inip kalkıyordu. Kirpikleri sandığımdan daha uzundu. Dağılan saçlarına ise hiç girmiyordum. Elimi saçlarına daldırıp karıştırma isteğim artıyordu çünkü.

Aramızdaki mesafenin fazla uzak olduğunu fark ederek yavaşça bedenimi yaklaştırdım ve başımı yastıktan indirip aşağı kaydım. Bedeni zaten çok uzundu, ne kadar yukarıda yatarsam yatayım yüzü hep yukarıda gibi görünüyordu. Elini olduğum boşluğa doğru uzatarak uyuyakaldığı için bunu da bir fırsata çevirmeye karar verip yavaşça kavradım ve belime doğru attım. Hala yüzünde hiçbir hareketlenme olmadığını gördüğümde ise biraz daha arsızlaşmayı düşünerek yüzümü göğsüne doğru kaydırdım.

"Tanrım..." Diye mırıldandım. Kendimi sessiz kalmaya ayarlamak o kadar zordu ki. Kokusunu çok yakından alıyordum ve nefes alışveriş seslerini ilk kez bu kadar yakından duyuyordum. Onunla uyumak böyle bir histi demek ki. Bedeni bedenimi kapatıyordu bir kere. Bu normal zamanlarda pek romantik bulmadığım bir görüntüydü ama Park Chanyeol klişe seviyelerimi bile arşa çıkarmayı başarıyordu. Böyle duygu yoğunluğunu hiç bir arada yaşamamıştım.

Geçen dakikaları ve saniyeleri tiye bile almadan öylece bulunduğum pozisyonun keyfini çıkarırken Chanyeol'ün bedeninin kıpırdanmaya başladığını duymuş ve olduğumuz duruma kılıf uydurmak için derhal uyuma numarasına geçiş yapmıştım. Uyanınca etrafı inleteceğinden emindim ama buna değerdi. Muhtemelen ne hadle bedenine sarıldığımı falan soracaktı ve bu şekilde kendimi kaptırdığım hayal dünyasından da irkilerek uyanacaktım. Park Chanyeol'ün sadece uyurken nazik olması içten içe canımı sıkıyordu ama bunu da halledecektim.

Chanyeol'ün uyandığını çok net hissediyordum ama hala ne yaptığımı sorgulayarak beni azarlamıyordu. Bu durumdan şüphe etsem de beklemeye devam ettim. Uzun bir süre sessiz kaldı ve bedenini çok yavaş bir hareketle geri çekti. Ne yaptığına bakmak için gözlerimi çok küçük açtığımda ise komodine uzanıp telefonunu kavradığını görmüştüm. Muhtemelen saati kontrol ediyordu.

Worst of You || chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin