6 - kim bu kai?

2.7K 353 403
                                    

Daha bu sabah giriş yaptığım plazaya körkütük sarhoş bir adamla beraber giriyordum ve üzerimdeki bakışlar kaçınılmaz geliyordu. İşte bu yüzden içmemesi için yetmiş defa uyarmama rağmen işimizi halletmiş olmamızın sevincini bahane ederek saatlerce içmişti canım arkadaşım. Onu arabadan buralara taşıdığım yetmiyormuş gibi şimdi de bağıra çağıra şarkı söylüyordu. Son derece yanlış anlaşılmaya müsaittik şu an.

Barda olanlara gelecek olursak, hayatımda ilk kez geçmişte biriyle flört etmemin avantajını kullanmıştım. Kai benim 3-4 sene öncesinde tanıştığım ve sadece birkaç ay takıldığım flörtlerimden biriydi. Nasıl ya da ne zaman tanıştığımızı net olarak hatırlamıyordum ama onunla eğlendiğim zamanlar olmuştu ve şu anki ününü taşımasına ben sebep olmuştum diyebilirdim. Şimdiye bakacak olursak çok ünlü markalara modellik yapıyordu ve aynı zamanda iyi bir dansçıydı. Genç kızların salyalarını akıtacak cinstendi yani. Sıradan bir krem markasında oynaması işte bu yüzden farklı gelecekti ve ben tam olarak turnayı gözünden vurmuştum.

Tabii bar zaman geçtikçe daha gürültülü ve kalabalık bir hal alınca birbirimize telefon numaralarımızı vermekle yetinmiş ve çok konuşamadan ayrılmıştık. Yarın bu işi kökten çözeceğime inanıyordum. Kai bana çok şey borçluydu, bu yüzden beni kıracağını sanmıyordum. Tabii o zaman yaptığım şey çok da büyük bir şey değildi ve abartılı bir teşekkür hiçbir zaman beklememiştim ama bu durum başkaydı. Ve temin ederim ki tamamen etik olacaktı.

"Dur! Kusma sakın!" Jongdae'yi asansörden zorla indirdiğimde adımları daha sarsak bir hal almış ve etrafa öğürmeye başlayarak beni korkutmuştu. Neyse ki saat sabahın körüydü de kimseyle karşılaşmamıştık. Tabii yataklarından bize küfreden insanları saymıyordum. "Baekhyun ne olur, bir kere sarılayım." Daireye zar zor getirdiğimde yine sarılmak için tutturmuş ve cebimden anahtarımı çıkarmama engel olup kollarını beceriksizce boynuma atmıştı. Bu sülüğü eve aldığım için başım derde girecekti. "Eve girince sarılırsın. Çekil."

Anahtarı cebimden çıkarmayı başardığım sırada kocaman bir çığlık atmasıyla kısık bir küfür savurdum ve bacağına tekme attım. Böylesine yüksek bir desibele sahipken onu durdurmam çok zordu. "Aa? Bak enişte de buradaymış." Kapıyı açmaya çalışırken sayıkladıklarının saçmalıktan ibaret olmasını diledim ve korkuyla arkamı dönüp kapısında dikilmiş dünyanın en deli insanlarıymışız gibi bize bakan Chanyeol'e baktım. Üzerinde pijaması ve yataktan yeni kalkmış dağınık saçlarıyla çok sevimli görünüyordu fakat bu sevimliliğini yüzündeki sert ifade tamamen örtüyordu. "Nasılsın enişte?"

"Jongdae sus!" Chanyeol'ün bakışlarını görmezden gelerek olabildiğince hızlı bir şekilde kapıyı açtım ve hala Chanyeol'e enişte deyip duran Jongdae'yi çanta gibi içeri savurdum. Kapıyı arkasından çekip açmasını engelledim ve Chanyeol'e baktım. Gözleri üzerime kilitlenmişti ve çatık kaşları bir an olsun inmiyordu. İlk geceden böyle bir rahatsızlık vermem hiç iyi olmamıştı. Jongdae pisliği planlarımı alt üst ediyordu.

"İyi geceler." Ne diyeceğimi bilemediğim ikinci dakikada başımı eğerek selam verirken söyledim ve hiçbir şey söylemeden evine girişini izledim. Adamın uyanık hali bile sırf sinirdi ve şimdi de kibar olmasını beklememiştim zaten. Ama üzerime kilitlenen gözlerini unutamıyordum. Mimikleri çok tuhaftı ve çözümlemem zaman alacak gibi görünüyordu.

***


Sabah Jongdae'nin kusma sesleriyle uyandığımda başımda muhteşem bir ağrı hissetmiştim. Gece Jongdae'yi nasıl dindirip yatırdığımı ve yatağa nasıl girdiğimi hiç bilmiyordum ve yatağımda neden yeşil sıvılar olduğunu...

"Kim Jongdae! Seni öldüreceğim!" Yatağımdaki kusmuk izlerini fark eder etmez çığırarak bağırdım ve hızla yatağımdan fırlayıp banyo kapısıyla bakıştım. Misafir odasına yatırmama rağmen ne ara yatağıma gelmişti ve ne ara dün kendi elleriyle temizlediği yatak odamı kusmuklarla doldurmuştu bilmiyordum. Bildiğim tek şey buradan bir an önce çıkmak istediğimdi.

Worst of You || chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin