Medya notu: Chanyeol ve Baekhyun'un birleşik olan teras/balkonlarını hayal etmeniz için hazırladığım bir görsel... ben böyle betimliyorum siz de böyle hayal edin (arada korkuluk varmış gibi yapın hehe) sizi sebiyorumm🌸💕😗
***
Saat tam 23.51'i gösteriyordu. Çaktırmadan telefonumun ekranına baktığımda fark etmiştim gecenin köründe komşumun terasında kahve içtiğimi. Ve en büyük sorun yarın iş günüydü. Bana bu kahveyi ısmarlayan kişi patronum bile olsa onu şirket dışında patronum gibi görmemeye yemin etmiştim bir kere. Emindim ki sabah uykulu gözlerle karşısına geç bir vakitte dikilsem bana yine o soğuk gözlerle bakar ve neden geç geldiğimi sorardı. Evet evet, böyle bir adamdı.
Tam da kaldığımız yerden devam ediyorum. Bowlingden döndüğümüz geceden. Yorgun bedenimi sıcacık yatağıma bırakmak yerine bir ümit terasa çıktığımda onu yerinde gördüğüm ve bana kahve yapmaya gittiği zaman bilgisayar ekranını kontrol ettiğim gece. Eski nişanlısını, eski müstakbel karısını ya da eski sevgilisini hiç terk edilmemişçesine izlediği geceden bahsediyorum. İyi dinleyin. Bir not bile yazmadan, üzerindeki beyaz elbiseyle muhtemelen hayatı boyunca bir daha böyle bir adamla evlenme şansı yakalayamayacak olmanın bilinciyle kaçıp giden kadını izleyen saf bir adamdan bahsediyorum.
"Birinden telefon mu bekliyorsun?"
"Huh?" Neyden bahsettiğini anlamak için başımı çevirdiğimde telefonuma baktığını görüp ekranını kilitledim ve cebime attım. O malum olaydan sonra -ben yaptım, sen de yaparsın dedikten sonra- beni kovmak yerine kahvelerimizi içmeyi teklif etmişti ve ben sadece saati kontrol ediyordum. Geç yatmaktan mı korkuyordum yoksa bana bir şeyleri sormasından mı bilmiyordum. Belki de tek zaafıma dokunulmasını istemiyordum. "Hayır, saate bakıyordum." Dedim dürüst bir şekilde. Başka ne diyebilirdim ki?
Avuçlarının arasında çevirip durduğu kahve kupasını dudaklarına götürdü ve yavaşça önüne döndü. Mimikleri son söylediklerimden sonra durgunlaşmıştı ve bunun sebebini merak ediyordum. "Eğer geç uyanmaktan korkuyorsan, tolerans gösterebilirim. Endişelenme."
Tamamen şok olmuş bir ifadeyle bakışlarımı Chanyeol'e çevirdim ve kaşlarımı havalandırdım. Hala o meşhur kendinden emin bakışlarla gökyüzünü izliyordu. "Ben öğrenci değilim tamam mı? Kaçta yatarsam yatayım gitmem gereken bir yer varsa gecikmem." Tabii ki diklenerek söylemiştim. Aksi halde nasıl üste çıkardım bilmiyordum.
"Göreceğiz." Tek kaşını havalandırarak yüzüme bakarken söylediğinde hafif bir öksürükle boğazımı temizledim. Kahvem çoktan soğumuştu ve hiçbir şekilde bu ortama kendimi alıştıramıyordum. Resmen yan terastan buraya atlamıştım. Bilmem kaç metre uçurumu ve korkulukların güvenilirliğini riske alarak. Bazen merakım başıma bela olabiliyordu. "Sana hüzünlü geçmişini hatırlatmış olmalıyım, üzgünüm."
Hiç de üzgün olmayan bir sesle söylediğinde sert bakışlarımı tekrar üzerine çevirdim. "Hüzünlü olduğunu nereden çıkardın?"
"Neden? Aşk acısı çektiğini ve bunu atlattığını anlatmadın mı az önce?"
"Sadece atlattığımı söyledim. Hemen dramatize etmek zorunda mısın?" Neden hala üste çıkma gibi bir çabam vardı bilmiyordum. Konuyu nereye getirdiği belliydi işte. Çırpınmamın bir manası var mıydı anlamıyordum. Onu ilgilendirmediğini de söyleyemezdim, eline ben vermiştim çünkü bu hakkı. "Ayrıca hüzünlü bir geçmiş değildi. Herkesin yaşayabileceği ilk aşk sancıları işte." Kendi durumumu tamamen küçümseyerek söylediğimde gökyüzünde olan bakışları tekrar üzerime dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Worst of You || chanbaek
FanfictionBana en kötü halini ver çünkü nasıl olsa seni isteyeceğim. *Maisie Peters - Worst of You şarkısından esinlenilmiştir.*