Y/N: oraya (m) koyup koymamak arasında çok kaldım ama kimseyi kandırmaya gerek yok ndnsdnnsnddhxjs iyi okumalar şimdiden 😚
***
"Ben..." Kaçırdığı bakışlarını yakalamak için göz bebeklerimi bir hayli yormuş ve artık geveleyip durmasından sıkıldığımı belirterek derin bir nefes vermiştim. Sormadan önce söyleyeceği şeyi bu kadar ciddiye almamıştım fakat şimdi bir sır saklıyormuş gibi ağzında gevelerken heyecanlanmama engel olamıyordum.
"Sen?" Sabırsızca sorduğumda gözlerini yüzüme çevirmesini izledim. Omuzlarını düşürmüş ve pes etmişçesine bir nefes vermişti. Nihayet söyleyeceğini anladığımda sorguyla bekledim.
"Ben sadece özür dilemek için aramıştım." Tek nefeste söyleyip arkasına yaslanırken ne hissetmem ve ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Bu kadar gevelemesinin sebebi bu muydu yani? "Benden içten bir özür beklediğini söylemiştin ve ben aniden arayıp söylemek istemiştim. Ama berbat oldu."
"Sadece özür mü dileyecektin? Hepsi bu mu?" Başını aşağı yukarı sallayıp beni onayladıktan sonra ayaklanırken elini uzatmıştı. "Söylediğime göre gidebiliriz." Dediğinde diretmeden elini kavradım ve desteğiyle yavaşça ayaklanıp arabaya yürümeye başladım. Ondan bir özür beklediğim için ve muhtemelen o çiçekleri de kendisi gönderdiği için söylediğine inanmak istiyordum. Fakat diğer bir yanım bana telefonda daha farklı bir şey söyleyeceğini ve bununla ilgili cesaretini kaybettiğini söylüyordu. Hangisine inanmalıydım bilmiyordum fakat kendimi kandırıp kuruntu yapmaya daha fazla niyetim yoktu. Bu yüzden olanı kabul edecektim.
Eve dönmemiz çok uzun sürmemişti. O yol boyu sadece susmuş ve ben de karnımı sarmalayıp midemle ilgili sızlanıp durmuştum. Yol üzerinde durup ilaçlarımı aldıktan sonra plazaya döndüğümüzde gerisini halledebileceğimi söylememe rağmen benimle beraber daireme gelmişti. Benim için endişe etmesini anlıyordum ama davranışlarında bir gerginlik vardı ve onun yüzünden ben de geriliyordum. Yine de ikinci kez yardımıma yetiştiği için ses etmeye niyetim yoktu. Bunun için herhangi bir karşılık beklediğini de sanmıyordum.
Odama girdiğimizde beni yavaşça yatağa yatırmış ve yanıma oturmadan önce komodinin üzerinde duran kartları kavramıştı. Onları saklamadığım için pişman değildim ama şimdi bu konu hakkında konuşmak için fazla yorgundum. Özellikle o kartlar Chanyeol'e ait değilse.
"Kartları saklayıp çiçekleri çöpe mi attın?" Kartlara kısa bir göz attıktan sonra bana baktığında gözlerimi kaçırmak için çabaladım. Elimi karnıma götürüp onu duymamış gibi davranarak sızlanmaya devam ettiğimde imayla güldüğünü görmüştüm. "Sana özür çiçeği gönderdiğimi bile bile çiçekleri çöpe attın. Onları görmeyeceğimi sandığını düşünmüyorum. Bu yüzden özürlerimi kabul etmediğini düşündüm."
Tamamen yanlış anladığını fark ederek bileklerimden destek alarak yükseldim ve oturma pozisyonu aldım. "Çiçekleri aldığımda kartlara bakmadım. Görmek istemediğim bir şeyle karşılaşmaktan korktum ve bu yüzden çiçekleri çöpe atıp kartları sakladım. Eve geldiğimde merakıma yenik düşerek açmıştım." Kendimi gayet net bir şekilde açıkladığımı düşünerek elindeki kartları aldım ve az önceki yerine koyup Chanyeol'e odaklandım. Bakışlarında gereksiz bir dramatiklik seziyordum. "İnce düşüncen için teşekkür ederim ama bir daha gönderme. Özrünü kabul ediyorum." Sesimi olabildiğince yumuşak tonda tutsam da bakışlarında bir değişiklik yoktu. Dilediği özrü bile abartırken ilanı aşk ettiğinde nasıl olabileceğini düşünmeden edememiştim. Bu gidişle buna şahit olacağımı da sanmıyordum.
"Seni çiçek konusunda sandığımdan çok kırdığımı şimdi fark ediyorum." Gözlerini yüzümden çekip ellerine indirdikten sonra tebessüm etmişti. Merakla söyleyeceklerini bekliyordum. "Çiçek gönderirken incinip incinmemenden korktum ama seni kırdığım her an için ne kadar pişman olduğumu görmeni istedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Worst of You || chanbaek
FanfictionBana en kötü halini ver çünkü nasıl olsa seni isteyeceğim. *Maisie Peters - Worst of You şarkısından esinlenilmiştir.*