Saat akşam sekizi gösterirken, Chanyeol'den hala haber bekliyor, evin noktalarını ezberleyene kadar dolaşıyordum. İçimi öyle büyük sıkıntılar sarmıştı ki, Chanyeol'ün sesini duymadıkça rahat etmem mümkün değildi. Bu saate kadar haber vermemesini anlamsız bulsam da sabretmeye ve kapıdan gelecek bir kilit sesine odaklanmaya çalışıyordum. Şirketten çıkıp yalnız kalmayı isteyerek beni arabasından indirdiğinden beri haber yoktu. Jongdae bütün gün bana eşlik edip tedirginliğimi gidermeye yardımcı olsa da, annesine bakması gerektiği için onu da göndermiştim. Yalnız kalmak canımı çok sıkıyordu. Elimdeki telefonla bakışıp duruyor, sürekli sosyal mecralarda çevrimiçi olup olmadığını kontrol ediyordum. Benim minik dev sevgilim ortalıkta yoktu ve kalbi kırıktı. Yaralarını saramıyordum. Nasıl kolayca nefes alabilirdim?
Yine aklım bugünkü olanlara ve Chanyeol'ün yüzünde gördüğüm hayal kırıklığı dolu ifadesine kaydığında iyice daraldığımı hissetmiş, biraz hava almak için terasa çıkmaya karar vermiştim. Sadece biraz temiz hava iyi gelecekti. Chanyeol de birazdan kapıyı çalıp içeri girecek ve boynuma sımsıkı atlayacaktı. Başka ne olabilirdi ki zaten? On saate yakın bir zamandır ondan haber alamıyordum, daha fazla beni bekletmezdi.
"İyi akşamlar." Dışarı çıktığım anda korkuluklara ilerleyip aşağı bakınırken karşı balkondan bir ses duyduğumda irkilmiştim. Chanyeol'ün arabasını görmek için aşağı baktığım sırada hiç duymak istemediğim birinin sesini duydum. Yubin'in yan dairemizde oturduğunu hatırlamak hiç iyi gelmemişti. "Chanyeol'ü bekliyorsun sanırım? Henüz gelmedi mi?" Yubin'e bakıp selam verdiğimde ileri doğru adım atarak bana yaklaşmış ve mahcup bir ifade takınmıştı. Hala benimle ne demeye konuşmaya çalıştığını anlamıyordum.
"Sana da iyi akşamlar." Dedim geçiştirmek için ve başımı sallayıp tekrar önüme döndüm. Pek dikkat etmemiştim ama üzerini hala değişmediğini görmüştüm. Yani, sabah gördüğüm kıyafetlerini doğru hatırlıyorsam aynıydı.
"Ben... Sadece komşuma veda etmek istedim. Rahatsızlık verdiğim için üzgünüm." Tavrıma karşı söylediği cümleler dikkatimi çektiğinde odağımı yoldan çekip yan balkondaki Yubin'e çevirdim. Merakla kaşlarımı çattığımda soru sormamı beklememişti. "Taşınıyorum. Kabul edildiğim şirket, şehir dışında." Diye açıkladı ve şaşkına dönmemi sağladı. Sabah şirketten ayrılacağını söylediğini hatırlıyordum ama bu daireyi bu kadar kolay bırakacağını tahmin edemezdim. Fakat ben Yubin'i anlamaya çalışmayı bırakalı çok olmuştu. "Baekhyun, hala özür dilemeye hakkım var mı bilmiyorum ama ben—"
"Evet, yok." Sertçe kestim sözcüklerini ve derin bir nefes alıp kollarımı birbirine doladım. Bu kadar ısrarcı davranıyorduysa kendi bilirdi. Kalbini kırmaktan çekinmeyecektim. "Bu hayatta başına ne gelmiş olursa olsun güçlü durmaya çalışan kadınlara hep hayranlık duymuşumdur Yubin. Senin de güçlü ve kendine olan saygısını korumaya çalışan bir kadın olduğunu düşünmüştüm. Ama sen içinde biriktirdiği kini başkalarına sıçratıp kendi işini halledemeyecek kadar aciz biriymişsin. Adına çok üzgünüm." Yaşadıkları kolay şeyler değildi, ne kadar yarısını yanlış biliyor olsam da bebeğini kaybetmesi bile başlı başına yeterdi. Ama o kadar acizce davranmıştı ki, ona acımaktan başka bir şey yapamıyordum.
Gözlerine dökülen saçlarını işaret parmağıyla düzeltti ve yerde gezinen bakışlarını kaldırıp derin bir nefes aldı. Yüzünde anlamsız bir tebessüm saklıyordu. "Haklısın." Dedi sadece ve başını sallayıp içeri yöneldi. Ancak kapının kolunu tuttuğu gibi bırakmış, tekrar karşıma geçmişti. "Hiçbir şeyi tek başına halledemeyecek kadar aciz bir kadın olduğum için, Chanyeol'le aranızın bozulması riskini almanı sağladığım için ve en önemlisi yokluğumda adımla bile seni rahatsız ettiğim için çok üzgünüm. Sana ve Chanyeol'e yapabileceğim en büyük iyiliği yapıyorum. Gidiyorum." Yüzündeki mahcup tebessümü açıkça sergilediğinde ne hissetmem gerektiğini şaşırmıştım. Ancak bu sefer bu kadar kolay değildi birilerini kolayca sarmalamam. Dersimi almıştım ben. "Hoşça kalın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Worst of You || chanbaek
FanfictionBana en kötü halini ver çünkü nasıl olsa seni isteyeceğim. *Maisie Peters - Worst of You şarkısından esinlenilmiştir.*