Ya Potter ailesi son anda kaçabilseydi ve bu yüzden de Karanlık Lord, bir sonraki kurbanını evine doğru gitseydi?
"I solemnly swear that I am up to no good. "
* Black İkizleri, Lupin İkizleri, Seoul Hwang, Hera Hwang ve Christopher Felix Malfoy kar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Senin o platin sarısı saçlarını yolar, burnuna sokarım, Malfoy!"
<>
Esther , James ve Ginny , pislikle ve yapış yapış bir sıvıyla ve (Esther'ın durumunda) kanla kaplı bir halde kapının önünde beklerlerken kısa bir sessizlik oldu. Sonra bir çığlık koptu.
"Ginny!"
Bayan Weasley'di bu. Ateşin önünde oturmuş ağlarken ayağa fırlamıştı. Bay Weasley de onu takip etti ve ikisi koşup kızlarına sarıldılar. Ancak Esther'ın gözleri onlara değil, daha ileride bir noktaya takılmıştı. Profesör Dumbledore şöminenin orada durmuş onlara gülümsüyor, yanında Profesör McGonagall göğsünü tutarak derin derin nefes alıyordu. Hemen onun yanında olan Lily de koşar adım yanlarım gelip ikisine sarıldı fakat biri daha vardı. Esther'ın kalbi pır pır etti. Regulus da buradaydı. - Tılsım ile -
"Reggy!"
Regulus, Esther'ın yanına geldiğinde sıkıca sarıldılar.
Fawkes, onların kulağının yanından geçip giderek Dumbledore'un omzuna konduğu sırada, "Onu kurtardınız! Onu kurtardınız! Nasıl başardınız bunu?" diye çığırdı, Bayan Weasley.
Esther, bir anlık tereddüdün ardından yürüyüp Seçmen Şapka'yı, yakut kakmalı kılıcı ve Riddle'ın güncesinden arta kalanları masanın üstüne bıraktı. Sonra da onlara her şeyi anlatmaya başladı. Neredeyse on beş dakika boyunca, çıt çıkarmadan onu dinlediler: Bedensiz sesi duyuşunu ve Aurora ve Raven'ın onun duyduğu şeyin borularda gezinen bir basilisk olduğunu, Hagrid'in onlara basilisk'in son kurbanının öldüğü yeri söylemesini; söz konusu kurbanın Mızmız Myrtle olduğunu ve Sırlar Odası'nın girişinin onun tuvaletinde bulunduğunu tahmin etmelerini...
Ve böylece, artık konuşmaktan sesi kısılmaya başlayan Esther onlara Fawkes'ın nasıl tam vaktinde imdadına yetiştiğini ve Seçmen Şapka'nın nasıl ona kılıcı verdiğini anlattı. Ama sonra duraksadı. O ana kadar özenle Riddle'ın güncesinden -ya da Ginny'den- bahsetmemişti. Ginny başını Bayan Weasley'nin omzuna yaslamış duruyor, hâlâ yanaklarından aşağı gözyaşları süzülüyordu. Ya onu atarlarsa diye düşündü Esther panik içinde. Riddle'ın güncesi artık çalışmaz durumdaydı...
"Beni en çok ilgilendiren, " dedi Dumbledore hafifçe, "Lord Voldemort'un Ginny'yi nasıl etkisi altına alabildiği... Çünkü bütün kaynaklarım onun şu anda Arnavutluk'ta bir ormanda saklandığını söylüyor."
"N-ne?" dedi Bay Weasley afallamış bir sesle. "Kim- Olduğunu-Bilirsin-Sen, Ginny'yi e-etkisi altına mı aldı? Ama Ginny... o hiç... ha?"
"Bu günce yüzünden oldu, " dedi Esther hemen, günceyi alıp Dumbledore'a göstererek. "Riddle on altı yaşındayken yazmış bunu."