Cedric Diggory'yi Hatırlayın

35 4 0
                                    

Esther , bir ay sonra bile dönüp geriye baktığında, bu olayları izleyen birkaç güne ait anılarının çok az olduğunu görebiliyordu. Sanki o gece o kadar çok şey yaşamıştı ki, hafızası ondan sonrasını almamıştı. Var olan anılarıysa son derece acılıydı. Bunların içinde belki de en berbatı, ertesi sabah Diggory'lerle buluşmasıydı.

Olup bitenler için onları suçlamadılar; tam tersine, ikisi de Cedric'in cesedini onlara geri getirdikleri için teşekkür ettiler. Bay Diggory konuşmanın büyük bölümünde hıçkıra hıçkıra ağladı. Bayan Diggory'nin kederiyse gözyaşı dökemeyecek kadar derinmiş gibi görünüyordu.

Esther , onlara Cedric'in nasıl öldüğünü anlatınca, "Öyleyse çok az acı çekti, " dedi Bayan Diggory. "Hem, Amos... tam Turnuva'yı kazandığı sırada öldü, değil mi? Eminim ki mutlu olmuştur.

Gitmek için kalktıklarında, başını eğip ikisine baktı ve, "Kendinize göz kulak olun, " dedi.

Esther komodinin üstündeki altın kesesini aldı. "Bunu siz alın, " diye mırıldandı. "Cedric'in hakkı, oraya önce o ulaştı, alın -"

Ama Bayan Diggory geriye çekildi. "Yo hayır, o sizin canım, alamayız... sizde kalsın."

*****

Esther , ertesi sabah Gryffindor Kulesi'ne döndü. Arkadaşlarının ve ikizinin dediğine göre, Dumbledore o sabah kahvaltıda okula hitaben bir konuşma yapmıştı. Onlardan sadece Esther'ı kendi hallerine bırakmalarını istemişti. Kimse onlara soru sormayacak ya da labirentte neler olduğunu anlatsınlar diye başının etini yemeyecekti.

Esther , çoğu kişinin koridorlarda onun uzağından geçtiğini, göz göze gelmekten kaçındığını fark etti. Bazıları o geçerken ellerini ağızlarına koyup bir şeyler fısıldaşıyorlardı. Bir süre sonra onlarda alışmıştı. Sanki ruhunu içinden çekip almışlar gibi hissediyordu. Tepkisizdi, zar zor bir kaç lokma alıyor aldığını da geri çıkarıyordu ve üstüne üstlük kabusları dan dolayı uykusuzdu.

Güzel olan tek şey, arkadaşlarının ona gösterdiği değer ve anlayıştı. Kendisini hiç yalnız bırakmıyorladı. Her zaman ikizine sataşan Skyler, kırılacak bir cammış gibi ona yaklaşıyor.  Slytherin olmasına rağmen kimse onun Gryffindor Ortak salona girmesine bir şey demiyordu. Skyler, ilk hafta gece boyu onun başında beklese de daha sonra Profesör'lerin zoruyla kendi ortak salonunda uyumaya başladı. Yine de her gece yatağına yatırıp üzerini örtmeden kendi ortak salonuna gitmemişti. Bir de her gün Lily ile yaptıkları sohbetler vardı . Geçen gece de Regulus, kendisine uzunca bir mektup göndermişti. Bu süre zarfında o kadar donuklaşmıştı ki mektubu okurken ağladığını gören arkadaşları insani bir tepki verdi diye sevinçten havalara uçmuşlardı, neredeyse. Ve hepsi de Hogwarts dışında neler olup bittiği konusunda bir işaret, bir haber bekliyordu - ve kesin bir şeyler bilmeden, neler olup biteceğine ilişkin tahminlerde bulunmak yararsızdı. 

***

Eve dönmeden önceki son gece, Esther yatakhanede sandığını toplarken içinde bir sıkıntı vardı. Yıl Sonu Şöleni'nden ödü kopuyordu. Oysa bu şölen çoğu kez bir kutlama olurdu, Binalar-Arası Şampiyona'yı kimin kazandığı bu şölende ilan edilirdi. Esther , hastane kanadından ayrıldığından beri kalabalık saatlerde Büyük Salon'a gitmekten kaçınmıştı, diğer öğrencilerin bakışlarıyla karşılaşmamak için salonun neredeyse boş olduğu sırada yemek yemeyi tercih etmişti.

Sekizli, salona girdiklerinde, her zamanki süslemelerin olmadığını fark ettiler. Normalde Büyük Salon, Yıl Sonu Şöleni'nde şampiyon binanın renkleriyle donatılırdı. Oysa bu gece, öğretmenler masasının arkasındaki duvarda siyah perdeler vardı. Esther onların Cedric'e karşı bir saygı ifadesi olarak orada bulunduklarını hemen anladı. Skyler, Felix, Aurora ve Seoul istemeye istemeye onlardan ayrılıp kendi bölümlerine geçtiler. Raven, Esther'ın koluna girdi ve Harry ile Ginny'yle sessizce geçip Ron ve Hermione'nin olduğu yere oturdular.

The Children of the MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin