"Seoul bir cadı! "
💀
Maç bitmiş, herkes çadırlarında uykuya çekilmişlerdi fakat Esther ,gerçekten uykuya dalıp dalmadığını asla bilemedi - bütün bildiği, Hope'un birden uyandırmaya çalışmasıydı .
"Kalkın! Seoul - Aurora- Esther - hadi, kalkın, çok acil!"
Esther, hemen doğruldu ve başını çadır bezine vurdu.
"N'oluyor?"
Bir şeylerin yolunda gitmediğini hayal meyal anlamıştı. Kamp yerindeki gürültüler değişmişti. Şarkılar sona ermişti. Esther , çığlıklar duyuyordu, bir de kaçan insanların ayak seslerini. Ranzadan aşağı kayıp giysilerine uzandı, ama pijamasının üstüne bir ceket geçirmiş olan Hope , "Vakit yok, Esther , " dedi, "bir ceket kap ve dışarı çık - çabuk!"
Esther'ın ceketi oturma odasında kalmıştı. Yapacak bir şeyi olmadığında oldukça ince olan tişörtü ile dışarı çıktı. Seoul ve Aurora, endişeyle onun koluna girmişlerdi.
Hâlâ yanmakta olan birkaç ateşin ışığında, insanların ağaçlığa koştuğunu, tarla üzerinden onlara doğru gelen bir şeyden kaçtıklarını gördü. Tuhaf ışıltılar ve silah sesleri çıkartan bir şeydi bu. Kulaklarına gür yuhalar, top gibi patlayan kahkahalar ve sarhoş feryatlar geliyordu. Derken bu manzarayı aydınlatan çok parlak bir yeşil ışık patladı.
Birbirine sımsıkı bitişik ve asaları yukarıdaki bir şeyi işaret eden bir büyücü kalabalığı, tarlayı aşarak ağır ağır geliyordu. Esther, gözlerini kısarak onlara baktı... Yüzleri yoktu sanki.. Sonra, başlarını kukuletalarla örtmüş, yüzlerine de maske takmış olduklarını fark etti.
Yükseklerde bir yerde, havanın ortasında debelenen dört beden acayip biçimlere girmekteydi. Yerdeki maskeli büyücüler kuklaymış da, tepelerindeki insanları asalarından havaya yükselen görünmez iplerin ucunda oynatıyorlarmış gibi. Bedenlerden iki tanesi çok küçüktü. Yürüyüş halindeki gruba başka büyücüler de katılıyor, gülerek havada uçan cisimleri gösteriyorlardı. Yürüyen kalabalık büyüdükçe, çadırlar da çöküp yıkılıyordu.
Esther bir iki kere, yürüyenlerden birinin yolunun üstündeki bir çadırı asasıyla patlattığını gördü. Çadırlardan birkaçı alev aldı. Feryatlar daha da yükseldi. Havada uçuşan insanlar yanan bir çadırın üzerinden geçerken birden aydınlandılar.
Esther , onlardan birini tanıdı: Kamp müdürü Bay Roberts. Öteki üçü de herhalde karısıyla çocukları olmalıydı. Yürüyenlerden biri asasıyla Bayan Roberts'ı tepe üstü çevirdi. Kadının
geceliği açıldı, kocaman külotu göründü. O üstünü örtmeye çabalarken, aşağıdaki kalabalık tiz sevinç çığlıkları attı ve yuh çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Children of the Marauders
FantasíaYa Potter ailesi son anda kaçabilseydi ve bu yüzden de Karanlık Lord, bir sonraki kurbanını evine doğru gitseydi? "I solemnly swear that I am up to no good. " * Black İkizleri, Lupin İkizleri, Seoul Hwang, Hera Hwang ve Christopher Felix Malfoy kar...