Çocuklar, Sırlar Odası'nı epey bir araştırmışlardı fakat tam olarak bir bilgi edinemiyorlardı, en azından istedikleri bilgiyi. Ginny, yemek yemek ve dersleri dışında yatakhaneden çıkmıyordu. Arkadaşları, onu rahatsız etmek istemediklerinden dokunmuyorlardı. Bütün bunların arasında birde Quidditch vardı. Raven ve Harry, bu yüzden araştırmalara çok katılamıyorlardı çünkü antrenmanları vardı. Sırlar Odası'nı araştırmak için ara sıra Hermione ve Ron da yanlarına gelmişti.
"Ginny, maça gelecek mi?" diye sordu Raven.
"Bilmiyorum ki, bugün kahvaltıya da inmedi." dedi Esther.
"Profesör Lupin'e neden gitmiyoruz?" diye sordu Felix.
Bunu hiç düşünmemişlerdi. Gözlerinin önünde oldukça güvenilir bir kaynak vardı fakat onlar es geçmişlerdi.
"Tabii ya!" dedi Harry, beyninde bir ampül yanmış gibi. "Profesör Lupin'e gideriz."
"Tamam, kahvaltınızı yapın. Maçın ortasında bayılıp kalmayın." dedi Aurora.
Kahvaltılarını yaptıktan sonra Quidditch sahasına doğru yola koyuldular. Çok uzun bir yol değildi aslında. Sohbet ede ede gitmek istedikleri için okuldan erken çıkmışlardı.
"Castelobruxro'da Quidditch oynanıyor muydu?" diye sordu Raven, yanında yürüyen Esther'a.
Felix ve Harry, Sırlar Odası hakkında kendi teorilerini karşılaştırırken Skyler ve Aurora, diğerlerinin anlamadıkları ve anlamaya da çaba sarf etmedikleri bir başka konu hakkında tartışmaktaydılar.
" Hayır, ilk defa bir Quidditch maçı izleyeceğim aslında. Amcam, kendi zamanında bir arayıcıymış ama görme fırsatımız olmadı." diye cevap verdi Esther.
"Eğlencelidir. Yazın beraber oynayabiliriz."
"Bakarsın, Bludger'ı kafana yersin." diyerek güldü Esther.
"Deneyimi var." dedi Aurora. Belli ki Skyler ile tartışmaları bitmişti. "Geçen yaz Harry ve Raven, Ben ve Hermione ile Ron'a Quidditch öğretmeye çalıştılar. Hermione, Raven'ın kafasını yardı. O gün bu gündür Raven ile çok konuşmaz."
"Raven, kafasından oluk oluk kan akıyor olmasına rağmen ağlayan Hermione'yi teselli etmeye çalışıyordu. Çok komikti." dedi Harry, gülerek.
"Ona defalarca sorun olmadığını söyledim ama beni görünce aklına hala o anlar geliyormuş." dedi Raven.
Esther, anlatılan olayı kafasında canlandırdığında çok komik gelmiş olacak ki bir kahkaha attı. Bir yandan kafasındaki yarıktan kan akarken kafasını yaran kızı teselli eden Raven Lupin ve bir yandan da Raven'ın kafasını yaradığı için ağlayan Hermione... Kulağa garip bir birleşim gibi geliyordu.
"Neyse, rahat olun. Bu maç da bizde." dedi Harry. "Benim gibi bir Arayıcı varken almaları zor."
*
Maç, iyi başlamıştı. Raven, üst üste sayı yapıyor ve Alicia Spinnet'e de güzel paslar atarak güzel sayılara vesile oluyordu. Hufflepuff Binası'ndan seksen sayı öndelerdi. Harry ve Hufflepuff arayıcısı Cedric Diggory, Snitch' in peşindeydiler fakat daha bir gelişme olmamıştı.
"Hala çıkmadı ortaya." dedi Aurora, heyacanlı bir halde.
"Biraz daha bekleyelim. İllaki çıkacak. Bakın! Raven, tekrar sayı yaptı!" diye bağırdı Skyler.
Gryffindor tarafı yüksek yüksek tezahüratlar yaptılar.
- O da ne! Cedric Diggory ve Harry Potter, aynı anda yere doğru uçuyorlar! diye bağırdı, Lee Jordan.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Children of the Marauders
FantasyYa Potter ailesi son anda kaçabilseydi ve bu yüzden de Karanlık Lord, bir sonraki kurbanını evine doğru gitseydi? "I solemnly swear that I am up to no good. " * Black İkizleri, Lupin İkizleri, Seoul Hwang, Hera Hwang ve Christopher Felix Malfoy kar...