Hogsmeade

26 3 0
                                    

   

"Tabii, onu kıracağına kafanı kırarsın, değil mi?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Tabii, onu kıracağına kafanı kırarsın, değil mi?"

❄️


AZKABAN'DAN TOPLU KAÇIŞ

BAKANLIK ESKİ ÖLÜM YİYENLER'İN BLACK'İN ETRAFINDA TOPLANACAĞINDAN KUŞKULANIYOR.

Gelecek postası bu sefer oldukça doluydu.

"Black?" mi dedi yüksek sesle. "Yoksa -?" "Hişşt!"diye fısıldadı Seoul telaşla. "Yüksek sesle değil -oku yeter!"

Sihir Bakanlığı dün akşam Azkaban'dan toplu birkaçış gerçekleştiğini duyurdu. Sihir Bakanı Cornelius Fudge, özel bürosunda gazetecilerle konuşarak, yüksek güvenlik altındaki on mahkumun dün akşam erken saatlerde kaçtığını  ve kendisinin hemen Muggle Başbakanı'nı bu kişilerin ne kadar tehlikeli olduğu konusunda bilgilendirdiğini söyledi. Fudge dün akşam, "Ne yazık ki kendimizi, iki buçuk yıl önce katil Regulus Black kaçtığında ortaya çıkanın eşi bir durumda bulduk," dedi. "İki kaçışın birbiriyle ilgisiz olduğunu da sanmıyoruz. Bu büyüklükte bir kaçış, dışarıdan yardım alındığını gösterir; Azkaban'dan kaçan ilk kişi olan Black'in, başkalarının izinden gelmesine yardımcı olma açısından ideal bir konumda olduğunu unutmamalıyız. Aralarında Black'in kuzeni Bellatrix Lestrange'ın da bulunduğu bu kişilerin, liderleri olarak Black'in etrafında toplanmalarının muhtemel olduğunu düşünüyoruz. Ancak suçluları ele geçirmek için elimizden geleni yapıyoruz ve sihirle uğraşan topluluğun uyanık ve dikkatli olmasını rica ediyoruz. Bu kişilerin hiçbirine, hiçbir koşul altında yaklaşılmamalıdır."

"Buna inanmıyorum," dedi Skyler hırlarcasına,"Fudge bu kaçıştan dolayı Regulus'u mu suçluyor?"

"Başka ne gibi bir seçeneği var ki?" dedi Aurora acı acı. " 'Millet, kusura bakmayın ama Dumbledore beni bunun olabileceği konusunda uyarmıştı, Azkaban muhafızları Lord Voldemort'a katıldı,' -kes inildemeyi, Harry - 'şimdi de Voldemort'un en berbat müritleri hapisten kaçtı' diyemezdi ya. Yani, neredeyse altı aydır herkese Esther ve  Dumbledore'un yalancı olduğunu söylüyor, değil mi?"

Lafını tamamladıktan sonra öğretmenler masasına göz attı. Orada farklı bir durum vardı: Dumbledore ve Profesör McGonagall koyu bir sohbete dalmışlardı, ikisi de fevkalade ciddi görünüyordu. Profesör Sprout Gelecek Postası'nı bir ketçap şişesine dayamıştı ve birinci sayfayı öyle bir dikkatle okuyordu ki, öylece duran kasığındaki yumurta sarısının ince ince kucağına damladığının farkında bile değildi. Bu arada, masanın diğer ucunda Profesör Umbridge bir kâse yulaf lapasını iştahlı iştahlı yiyordu. Altları torba torba olmuş kurbağa gözleri, bu seferlik yaramazlık eden öğrenci arayarak Büyük Salon'u taramıyordu. Yemeğini yutarken kaşlarını çatıyor ve bazen de Dumbledore ile McGonagall'ın hararetle konuştukları noktaya hain bakışlar atıyordu. Bir kaç gün içinde bu konu okula yayıldı. Öğrencilerin ruh hali oldukça değişmişti. Ama tek değişen bu değildi. Artık iki ya da üç öğretmenin koridorlarda alçak sesle, aceleyle fısıldaşmalarına hayli sık rastlanır olmuştu, öğrencilerin yaklaştığını gördükleri anda konuşmalarını kesiyorlardı.

The Children of the MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin