Dumbledore ayağa kalktı. Bir an Barty Crouch'a yüzünde tiksintiyle baktı. Sonra asasını bir kez daha kaldırdı, asadan fışkıran ipler Barty Crouch'a sarılarak onu sıkı sıkı bağladı.
Dumbledore, Profesör McGonagall'a döndü. "Minevra, senden, biz Esther'ı yukarı kata götürürken burada nöbet tutmanı isteyebilir miyim?"
"Elbette. " dedi Profesör McGonagall.
Biraz midesi kalkmış gibi görünüyordu, sanki az önce birinin kusmasını seyretmişti. Ancak asasını çıkarıp Barty Crouch'a doğrulttuğunda, eli titremiyordu.
"Severus, " Dumbledore Snape'e dönmüştü, "lütfen Madam Pomfrey'ye buraya gelmesini söyler misin? Alastor Moody'yi hastane kanadına götürmemiz gerek. Sonra araziye çık, Cornelius Fudge'ı bul ve onu bu odaya getir. Kuşkusuz Crouch'u kendisi sorguya çekmek isteyecektir. Ona de ki, eğer bana ihtiyacı olursa, yarım saat içinde hastane kanadında olacağım."
Snape bir şey söylemeden evet anlamında başını salladı ve hızla odadan çıktı.
"Esther ?" dedi Dumbledore şefkatle.
Esther, birden gerçek dünyaya döndü. Bacağındaki ağrı tüm şiddetiyle geri dördü, oysa Crouch'u dinlerken bu ağrıyı hiç hissetmemişti. Titrediğini de fark etti.
"Hadi James, benim odama çıkalım."
James, kızı kucağına aldı ve o odadan çıktılar.
Çocuğun üzerine bir tür uyuşukluk ve tam bir gerçek dışılık duygusu çökmüştü, ama aldırmıyordu. Hatta bundan memnundu bile. Üç-büyücü Kupası'na elini ilk sürdüğü andan beri olan hiçbir şeyi düşünmek istemiyordu.
"Profesör, " diye mırıldandı Esther ..."bay ve bayan Diggory neredeler?"
"Profesör Sprout'un yanındalar, " dedi Dumbledore. Barty Crouch'un sorgulanması sırasında son derece sakin olan sesi, ilk kez hafifçe titremişti. "Kendisi Cedric'in binasından sorumluydu, onu herkesten iyi tanırdı."
Çirkin heykelin önüne gelmişlerdi. Dumbledore parolayı söyledi ve heykel açıldı. Dumbledore, Jamed ve Onun kucağındaki Esther, döne döne çıkan hareketli merdivenle meşe kapıya vardılar. Dumbledore kapıyı itip açtı. Regulus, Hera, Hope , Remus ve Lily orada duruyordu. Yüzle oldukça gergin ve endişeli görünüyordu.
"Eleanor , iyi misin? Biliyordum -böyle bir şeyin- neler oldu?"
James, Esther'ı Regulus'a teslim ettiğinde Esther kollarını amcasının beline sarıp kafasını göğsüne sakladı. Şimdi güvendeydi. Regulus, yanındaydı ve ona sarılıyordu.
Dumbledore, Barty Crouch'un bütün söylediklerini diğerlerine anlatmaya koyulurken Regulus da kucağında Esther ile birlikte koltuğa oturdu . Esther yarı dinliyor, yarı dinlemiyordu. Öyle yorgundu ki, bedenindeki bütün kemikler ağrıyordu. Regulus'un göğsünde saatlerce, kimse rahatsız etmeden saklamak istiyordu , uykuya dalana kadar ve artık düşünmesi ya da hissetmesi gerekmeyene kadar.
Dumbledore sustu. Esther , ondan bakışlarını kaçırıyordu. Dumbledore ona sorular soracaktı. Ona her şeyi yeniden yaşatacaktı.
"Labirentte Anahtar'a dokunduktan sonra neler olduğunu bilmem gerekiyor, Esther. " dedi Dumbledore.
"Herhalde bunu sabaha bırakabiliriz, değil mi, Dumbledore?" dedi Regulus, sert bir sesle."Bırak uyusun. Dinlensin."
Ama Dumbledore, onun sözlerine kulak asmadı.
"Seni büyülü bir şekilde uyutmamın," dedi Dumbledore şefkatle, "ve bu gece olanları düşünmek zorunda kalacağın o anı geciktirmenin sana faydası olacağına inansam, bunu yapardım. Ama faydası olmayacağını biliyorum. Acıyı bir süreliğine uyuşturmak, sonunda onu hissettiğinde daha da büyük acı çekmene yol açar. Senden bekleyebileceğimin çok ötesinde cesaret gösterdin. Şimdi senden cesaretini bir kez daha sergilemeni istiyorum. Neler olduğunu bize anlatmanızı istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Children of the Marauders
FantasyYa Potter ailesi son anda kaçabilseydi ve bu yüzden de Karanlık Lord, bir sonraki kurbanını evine doğru gitseydi? "I solemnly swear that I am up to no good. " * Black İkizleri, Lupin İkizleri, Seoul Hwang, Hera Hwang ve Christopher Felix Malfoy kar...