Ya Potter ailesi son anda kaçabilseydi ve bu yüzden de Karanlık Lord, bir sonraki kurbanını evine doğru gitseydi?
"I solemnly swear that I am up to no good. "
* Black İkizleri, Lupin İkizleri, Seoul Hwang, Hera Hwang ve Christopher Felix Malfoy kar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Tuvalete bile kızlarla gidiyorsun . Adını kendin koymadığına eminiz."
💙
Esther , öylece kalakaldı. Büyük Salon'daki bütün gözlerin onlara çevrilmiş olduğunun farkındaydı. Afallamıştı. Her tarafı uyuşmuş gibiydi. Rüya görüyor olmalıydı. Doğru duymuş olamazdı.Kimse alkışlamadı. Salonu kızgın anların sesini andıran bir vızıldama kaplamaya başlamıştı; bazı öğrenciler,yerinde donakalmış olan kızı iyice görebilmek için ayağa kalkıyordu.
Baştaki masada Profesör McGonagall da ayağa kalkmış ve Ludo Bagman'la Profesör Karkaroff'un yanından hızla geçerek derhal Profesör Dumbledore'un kulağına bir şeyler fısıldamaya başlamıştı.
" Esther Black !" diye seslendi bir kez daha. "Buraya, lütfen!"
Ayağa kalktı fakat adım atamadı. Raven , onu iteklediğinde dünyaya döndü .
"Hadi, Els!" dedi Harry.
"Hadi yürüsene!" dedi Ginny, ona en samimi gülümsemesini göndererek.
Yürüyüş bitmek bilmedi ; baştaki masa bir gıdım bile yakınlaşıyor gibi değildi ve Esther ona bakan yüzlerce gözü, her biri birer projektörmüş gibi, üzerlerinde hissedebiliyordu.
Yan tarafa baktığında Slytherin masasındaki ikizinin ve Felix'in endişeli gözlerle onu izlediğini gördü. Sonra ona aynı endişeyle bakan, Hufflepuff masasındaki Seoul'ü ve Ravenvlaw masasındaki Aurora'yı gördü. Uğultu gittikçe arttı. Ona bir saat gibi gelen bir sürenin sonunda Dumbledore'un yanına vardı.
Bütün öğretmenlerin kendilerine baktığını hissedebiliyordu."Evet... içeri geçin . " dedi Dumbledore. Gülümsemiyordu.
Lily , tedirginve onun gidişini izledi. Büyük Salon'dan çıkınca,cadıların ve büyücülerin resimleriyle bezeli daha küçük bir odada buldu kendisini .
Viktor Krum, Cedric Diggory ve Fleur Delacour ateşin çevresinde toplanmışlardı. Alevlerin önündeki siluetleri tuhaf bir şekilde etkileyici görünüyordu. Kambur ve düşünceli duran Krum şömineye yaslanmıştı, diğer ikisinden biraz ötedeydi. Cedric ellerini arkasında kavuşturmuş, ateşe bakıyordu.
İçeri girince Fleur Dleacour dönüp baktı ve uzun, gümüş rengi saçlarını arkaya attı."Ne var?" dedi. "Zalona dönmemiz mi istiyo'lar?"
Onun bir haber getirmeye geldiğini sanmıştı. Esther ise az önce olanları nasıl açıklayacağını bilemiyorlardı.Orada öylece durup üç şampiyona baktı. Birden hepsinin ne kadar uzun boylu olduğunun farkına vardı.
Arkasından telaşlı ayak sesleri geldi ve Ludo Bagman içeri girdi. Esther'ın kolundan tutup öne çekti.
"Olağanüstü!" diye mırıldandı, onun kolunu sıkarak."Kesinlikle olağanüstü! Baylar... bayan," diye ekledi,şömineye yaklaşıp diğer üçüne hitap ederek. "İnanılmaz gibi görünebilir ama - dördüncü Üç büyücü şampiyonunu takdim ederim!"
