Merhaba 🌞
Peki şimdi ne olacak dersiniz? Hadi hep birlikte okuyup görelim. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar. Oy ve yorumlarınız bekliyorum 💌
Alevimizin her daim yolunuzu aydınlatması dileğiyle...🕯Okurken sizin için seçtiğim şarkıyı dinlemeyi sakın unutmayın🎵🎶🎵🎶
MULTIMEDIA: James Arthur, Train Wreck
II -34. BÖLÜM: ŞİMDİ NE OLACAK
"Uzay'la durumumuz biraz tuhaftı biliyordum. Yine de onun yanındayken kendimi çok iyi hissediyordum. Çünkü ben hiçbir şey söylemiyordum ama o beni hep anlıyordu.
~~~~~~~~~~🕯Gitmemişti, beni bırakmamıştı. Yanımda arkadaşım yoktu. Ailem yoktu. Hatta mumlarımın kokusu bile yoktu ama Uzay Karadağ vardı. Buradaydı.
Dönüp birden bana baktı ve göz göze geldik. Fakat tam o sırada çocuklardan sarışın olanı bedenine sımsıkı sarılıp onu tuttu. Öteki de sağlam bir yumruk patlattı. Bir tane daha ve bir tane daha.
Aman Allah'ım. Benim yüzümden olmuştu. Benim yüzümden.
"Uzaaaay!" diye bağırdım. "Bırakın onu pislikler!"
Esmer olan tam yeniden vurmak için hamle yapmıştı ki Uzay kendini toparlayıp aniden ona sert bir kafa attı. Beklemediği bu darbeyle sersemleyen çocuk kendine gelmeye çalışırken de sarışın olanın elinden kurtulup onu peş peşe yumruklamaya başladı. Yere düştüğünde oğlanın dudağı ve kaşı patlamış, yüzü gözü kan içinde kalmıştı. Tam tekrar vuracağı sırada çocuk teslim olur gibi ellerini kaldırarak geri geri kaçmaya başladı. Üçüncüsü sanırım çoktan arkadaşlarını satıp sıvışmıştı çünkü ortalarda görünmüyordu. Diğer tarafta Uzay'ın attığı kafa nedeniyle burnundan kanlar akan esmer oğlan kendine gelmeye çalışırken arkadaşının geri çekildiğini görünce çıkıştı.
"Ezel dursana oğlum... Nereye lan?
Sarışın oralı bile olmadı. Belli ki onun da gözü korkmuştu.
"Benden bu kadar Ozan, hiç kusura bakma. Şu sıska kız için güzel yüzümü bu herife dağıttıramam. Bak Cenk çoktan sıvıştı. Aklın varsa sen de topukla. Her yer turist kaynıyor. Bize kız mu yok be?"
Adının Ozan olduğunu öğrendiğim esmer oğlan Ezel diye hitap ettiği arkadaşına kısacık bir an öfkeli gözlerle baktı ama hemen sonra ikna edemeyeceğini anlamış olsa gerek durumu kabullenip onun peşine takıldı ve yanımızdan koşarak uzaklaştılar.
Ciddi bir şeyinin olmamasını umarak Uzay'ın yanına doğru yürümeye başladım. O da benzer endişeyle olsa gerek aynı anda hızlı adımlarla bana doğru geliyordu.
Gözlerimiz hasar tespiti yaparcasına birbirimizin üzerini tararken tam ortada buluştuğumuzda ikimiz de aynı anda aynı soruyu sorduk.
"İyi misin? Bir şeyin yok ya?"
Hemen ardından da yine bir ağızdan, "Ben iyiyim, ya sen?" diye sorunca kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Galiba sinirlerim bozulmuştu.
Gülme krizim geçtiği zaman hala olduğumuz yerde duruyorduk ve Uzay tek elini yanağıma koymuş dikkatle yüzüme bakıyordu.
Ne kalacak yerim, ne işim ne de param vardı. Üstelik az önce üç kişinin saldırısına uğramıştım ama tuhaf şekilde şu anda hiç biri umurumda bile değilmiş gibi kendimi mutlu hissediyordum. Midemde resmen kelebekler uçuşuyordu. Uzay gitmemişti. Beni bırakmamıştı. Buna sebepsizce seviniyordum. Sanki hayatımdaki en eksik olan şey oydu ve karşımda gördüğüm anda tüm eksiğim birden tamamlanıvermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUM KOKUSU 🕯 [TAMAMLANDI]
Teen FictionNe demişler, "Peşinden gidecek cesaretiniz varsa eğer bütün hayaller gerçek olabilir." Benim cesaretim vardı. Hem de fazlasıyla... ..... Aynı dünyaya doğmuş olsa da herkesin hikayesi farklıdır. Bir yerde birinin üzerine güneş doğarken başka bir yer...