II-31-GİDEMEZSİN

1.7K 44 3
                                    

Merhaba 🤍

Kaldığımız yerden son sürat devam ediyoruz.
İtiraf vakti. Gerçekleri öğrenme vakti.
Peki her şey açığa çıktığında sizce Lal'e ne olacak? Ya Kerem Bey ne yapacak? Dahası Uzay, Lal'i affedebilecek mi yoksa yolları sonsuza dek ayrılacak mı? Tüm bu soruların cevabı için hadi bölümü okumaya o zaman. Bitirdiğinizde düşüncelerinizi bana yazmayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın, olur mu? Keyifli okumalar.
Oy ve yorumlarınız bekliyorum 💌
Alevimizin her daim yolunuzu aydınlatması dileğiyle.

Okurken sizin için seçtiğim şarkıyı dinleyebilirsiniz🎵🎶🎵🎶

MULTIMEDIA: Two Of Us, Alice Charter

II -31. BÖLÜM: GİDEMEZSİN
"Onu daha ilk gördüğüm anda, bir bakışıyla buz tutmuş kalbime odunu atıp çaktığı kibritle ateş yakmıştı ve yaktığı ateş şimdi kocaman bir yangına dönmüştü.
~~~~~~~~~~🕯

Şoför önündeki düğmelerden birine bastı ve aracın kapısının açıldığını işittim. Çok geçmeden de içeriye giren yüzü görmemle birlikte bu kez gözlerim kelimenin tam anlamıyla yuvalarından fırladı. Aynı anda kendi kendime şaşkınlıkla homurdandım.

"Aman Tanrım! Uzay... Onun burada ne işi var ki?!"

Bir anda ufalıp yok olmak istercesine
oturduğum koltuğa daha da çok gömüldüm ama geç kalmıştım. Karanlık otobüste gece gece başımda kamuflaj için taktığım şapka olmasına rağmen yüzünü çevirip içeriye daha ilk göz gezdirdiğinde elaları beni hemen bulmuştu. Kahretsin! Yakalanmıştım.

Çenesindeki kaslar öfkeden gerilmiş, ela gözlerinin rengi koyulaşmıştı. Beni görmemiş gibi başını çevirip sessizce şoförün yanına yaklaştı ve kulağına doğru  bir şeyler söyledi. Cümlesi bittiğinde adam da olumlu anlamda kafasını salladı. Yazık ki ne söylediğini duyamamıştım. Ardından doğrulup bana doğru yürümeye başladı. Yanımda durduğunda saklanmanın artık hiçbir anlam ifade etmediğini anladığımdan oturduğum yerde duruşumu dikleştirdim ve yüzüne baktım. Karanlıkta gözlerinin içi öfkeyle parıldıyordu.

Emreder gibi sert bir tonda "Aşağıya in Almila." dedi. "Gidiyoruz."

Bu da ne demek oluyordu şimdi? Ne zamandan beri yapacaklarımı ondan öğrenir olmuştum? Üstelik daha ne olduğunu bile bilmeden bana emir verme hakkını kendinde nereden buluyordu bu adam?

Dişlerimin arasından, "Buraya kadar zahmet etmişsin Uzay ama seninle geleceğimi de nereden çıkardın? Bu otobüsle gitmek için bilet parası ödedim ve gideceğim. " diye tısladım.

Sakin görünüyordu fakat öyle olmadığını biliyordum. Tanrı'dan yardım dilermiş gibi derin bir nefes alıp gözlerini devirdi.

"Aşağıya in Almila. Konuşmamız gerek. Önce konuşalım sonra gerekirse gideceğin yere seni ben bırakırım."

O öfkeliydi tamam ama ben de öfkeliydim ve bu benim hayatımdı. Dişlerimi sıkıp "Neyi anlamıyorsun?" dedim. "Söyledim sana. Gel-mi-yo-rum! Git şimdi ve beni rahat bırak."

Önce büyük çoğunluğunun hala gözleri kapalı olan yolculara hızlıca baktı sonra da yavaşça bana doğru eğildi. Kokusu burnuma dolduğu anda sanki kendini sınıyormuş gibi kalbimin ritmi bir kat daha artınca istemsizce yerimde biraz geriledim.

MUM KOKUSU 🕯 [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin