Merhaba 💜
Yeni bölüm sizlerle. Keyifli okumalar.
Oy ve yorumlarınız bekliyorum 💌
Alevimizin her daim yolunuzu aydınlatması dileğiyle...🕯Okurken sizin için seçtiğim şarkıyı dinlemeyi sakın unutmayın🎵🎶🎵🎶
MULTIMEDIA: If You Want Love, NF
24. BÖLÜM: PATRON KİM
"Onu görünce şiddetli bir rüzgar çıktı ve içimde kalan son ümit kırıntıları da önüne katarak alıp uzaklara doğru sürükledi."
~~~~~~~~~~🕯
Sorularımın cevabını yine onda buluvermiştim işte. Tıpkı buraya geldiğimden beri ne zaman başım sıkışsa kimsede bulamadığım soruların cevabını hep bulduğum gibi.Gülümseyerek kendi kendime usulca mırıldandım.
"Asıl sen nasıl bir insansın Uzay Karadağ? Cevapsız tüm sorularımın cevabını nereden biliyorsun?"
...
Kahvaltımızı yaptıktan sonra ortalığı toparladık. Evin salonundaki pencereden baktığımda hala yağsa da yağmurun artık biraz olsun hafiflediğini fark ettim. Bir süre orada öylece durup dışarıyı seyrettim. İzlediğim dışarıda yağan yağmur ve cama vuran damlalar olsa bile aklım bambaşka yerlerdeydi. Bir türlü kafamı toparlamayı başaramıyordum.Uzay elinde iki fincan kahveyle yanıma gelip tekini bana uzattı.
"Teşekkürler."
"Afiyet olsun. Arabanın içini aradım ama telefonun orada düşmemiş. Almila, çok dalgın görünüyorsun. Üzülme. Bardakiler etrafı arayıp sonucu bugün bize haber verecekler. İstersen hiç beklemeden gidip kullanman için sana yeni bir telefon bakabiliriz. Yedek sim kart da çıkarırız. Ne dersin?"
"Yok, bugün bekleyelim. Bulunur belki. Uzay, benim aklım aslında biraz da Nil'de. Onu yalnız bıraktım. Kahvelerimizi içince beni götürebilir misin?"
Uzay söylediğim şeyi hiç beklemiyormuş gibi başını çevirip birden gözlerime baktı.
"Nil'in yanında Ege var. Gitmez, onu yalnız bırakmaz, merak etme."
"Olsun. İçim rahat etmez şimdi benim. Hafta sonunu onunla geçireceğime söz vermiştim. İşin yoksa sen de kalırsın belki bizimle. Ne dersin?"
Dudağının kenarı ondan hiç beklenmeyecek şekilde kısacık bir an yukarıya kıvrıldı.
"Bu yoksa bir teklif mi?"
Ben de onun gibi kendimden beklenmeyecek olanı yaparak bakışlarımı gözlerinden çekmeden "Bilmem. Belki de. Hem neden olmasın ki?" dedim.
"Tamam. Madem buradan gitmeyi bu kadar çok istiyorsun gidelim o zaman."
Kahvelerimizi içtikten sonra gidip hazırlandım. İşimi bitirip odadan dışarıya çıktığım zaman Uzay'ı çoktan giyinmiş, beni beklerken buldum.
"Dur bir dakika."
"Ne oldu?"
Ben daha ne olduğunu anlamadan siyah deri bir ceket getirdi ve bana uzattı.
"Al giy bunu. Dışarıda yağmur yağıyor zaten, üşüteceksin."
Biz gece öyle telaşla çıkınca ceketim Nil'in yanında kalmıştı. Teşekkür edip üzerime giydim. Sonra da kendi etrafımda bir kez dönerek "Eee, söyle bakalım, nasıl oldum?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUM KOKUSU 🕯 [TAMAMLANDI]
Novela JuvenilNe demişler, "Peşinden gidecek cesaretiniz varsa eğer bütün hayaller gerçek olabilir." Benim cesaretim vardı. Hem de fazlasıyla... ..... Aynı dünyaya doğmuş olsa da herkesin hikayesi farklıdır. Bir yerde birinin üzerine güneş doğarken başka bir yer...