Merhaba💕
Nihayet meşhur kamp günü gelip çattı. Bakalım orada neler olacak?
Okurken sizin için seçtiğim parçayı dinlemeyi unutmayın lütfen 🎶 🎶
Alevimiz her daim yolunuzu aydınlatsın...🕯
Keyifli okumalar.MULTIMEDIA: Chasing, NF ft. Mikayla Sippel
17. BÖLÜM: OKUL KAMPI
"O an öylesine korkmuştum ki damarlarımı kesseler kan yerine korkum fışkırıp her yeri kaplardı ve ben kendi korkumda boğularak ölürdüm.
~~~~~~~~~~🕯"Boşuna seviniyorsunuz canım çünkü benim olduğum takımda o kızın ömrü inanın çok kısa olacak ve söz veriyorum süreyi daha da kısaltmak için elimden ne geliyorsa yapacağım."
Pırıl'la didişmemizin üzerinden birkaç gün geçmişti ama durum hala aynıydı. Ne zaman karşılaşsak birbirimize tüm nefretimizle bakmaya devam ediyorduk ve sanırım bu asla da değişmeyecekti. Çünkü onunla öylesine farklıydık ki ortak bir noktada anlaşmamız imkansız gibiydi. Pırıl hep siyahtı, bense beyaz.
Kerem Dayı Ankara'dan döndüğünde Ateş'le ikimizin kamp için gerekli olan izin belgelerimizi imzalayarak beni şaşırmıştı. Özellikle hiç yok yere bana ait bile olmayan o sınav kağıdı sebebiyle aldığım düşük nottan sonra geziye gitmek şöyle dursun sağlam bir ceza alacağımı düşünüyordum. Büyük ihtimalle aldığım notu henüz öğrenmemişti yine de eğer o kağıdın benim olmadığını ispatlayıp kendimi aklayamazsam öğrendiğinde yüzüne nasıl bakacağımı hiç bilmiyordum. Dahası bunu nasıl yapacağımla ilgili henüz hiçbir fikrim de yoktu fakat kamptan döner dönmez bulmam şart olmuştu.
Kampa gitme işini çok düşünmüş hatta önceleri gitmek istememiştim çünkü orman, çadır gibi şeyler pek bana göre değildi ama okul, kamp yazısını ve izin formunu dayımın e-mailine gönderince bunu dile getiremeyip mecburen gitmeyi kabullenmiştim. Her neyse... Artık olan olmuştu. Şimdi umarım Nil'le birlikte beklediğimizden daha çok eğlenip farklı bir hafta sonu tatili geçirirdik de gittiğimize değerdi.
Öğrencileri kamp yerine götürmek için okulun önünden araç kalkacaktı. Bazıları bizim gibi otobüsle giderken bir kısmı da kendi aracıyla seyahat etmeyi seçmişti. Ateş de bu grubun içindeydi. Pırıl mı? O, durumu fırsat bilmiş olsa gerek araları henüz tam düzelmese de Ateş'in arabasıyla gidecekti. Neyse, benim için daha iyiydi. Böylece en azından yol boyu onların yüzlerini görmek zorunda kalmayacaktım.
Nil'le dün akşam uzun uzun konuşup yanımıza alacağımız eşyalara karar verdikten sonra kendime büyük bir sırt çantası hazırlamıştım. Sabah da erkenden uyandım ve giyindikten sonra çantamı alarak aşağıya indim. Hep birlikte yaptığımız kahvaltının ardından Ateş arkadaşlarıyla gideceğini söyleyerek evden çıktı. Benim kampa Nil'le birlikte otobüsle gideceğimi bildikleri için okula kadar Ahmet Efendi bırakacaktı. Dayım, yanında hiç tartışmasak bile Ateş'le iyi anlaşamadığımızı sanırım hissetmiş olsa gerek birlikte gitmemiz konusunda bir kere bile ısrar etmemişti.
Kahvaltımı çoktan bitirmiş, hareket saatinin yaklaşmasını bekliyordum. Dayım bardağında kalan çaydan son yudumu da içtikten sonra "Benim dışarıda bir işim var Almila. Hazırsan çıkalım mı? Önce seni bırakırız." dedi.
"Olur dayıcığım. Ben hazırım." diye cevap verdim ve birlikte evden çıktık.
Araba okulun önünde durduğunda Nil, diğer mesajlarıyla birlikte geç kalmamamı tembihleyen beşinci mesajını da çoktan göndermişti. Elimdeki telefonu gülümseyerek çantamın ön gözüne koyduktan sonra dayımlarla vedalaşıp arabadan indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUM KOKUSU 🕯 [TAMAMLANDI]
Fiksi RemajaNe demişler, "Peşinden gidecek cesaretiniz varsa eğer bütün hayaller gerçek olabilir." Benim cesaretim vardı. Hem de fazlasıyla... ..... Aynı dünyaya doğmuş olsa da herkesin hikayesi farklıdır. Bir yerde birinin üzerine güneş doğarken başka bir yer...