Hepinize merhaba,
Gönderdiğiniz birbirinden güzel mesaj ve yorumlara çok teşekkür ederim. Elimden geldiğince hepsini tek tek okuyup cevap vermeye çalışıyorum. Hikayemi beğendiğinizi bilmek beni çok mutlu etti. Geçen bölümde size Lal'den bahsetmiştim. Lal'i tanımaya devam edeceğiz ama bu bölümde sizi biraz da Almila ile tanıştırmak istiyorum. Umarım onları seversiniz. Lütfen düşüncelerimizi bana yazmayı unutmayın. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Satır aralarında görüşmek üzere.
Alevimizin her daim yolunuzu aydınlatması dileğiyle...🕯
Keyifli okumalar...
MULTIMEDIA: Wicked Games, Raign
2. BÖLÜM: ALMİLA TANDOĞAN
"Ya benim yalan söylediğimi anlayan biri çıkar, bütün planlarım suya düşerse ve ben yüzme bilmiyorsam..."
~~~~~~~~~~🕯Otogardaydım ve peşimde adamlar vardı. Bulabildiğim ilk otobüsle buradan kaçmak istiyordum. Hem de nereye olursa... Telaş içinde bilet gişelerini aradığım sırada takım elbiseli, orta yaşlı bir adam yanıma yaklaştı. Ona doğru baktığımda elinde tuttuğu pankartı gördüm. Üzerinde büyük harflerle "ALMİLA TANDOĞAN" yazıyordu.
Suratına yerleştirdiği tebessümüyle elinde tuttuğu tabelayı işaret edip "Affedersiniz küçük hanım." dedi. "Almila Tandoğan siz misiniz?"
Karşımda duran adamın bana birden sorduğu soruyla afallamıştım. Aradığı kişi her kimse belli ki onu tanımıyordu.
Hızlıca düşünmek ve bir karar verebilmek için beynimi zorladım.
Peşimde belalı tipler dolanıyordu. Üstelik buradan kaçabilmem için hemen kalkacak bir otobüs var mıydı, varsa bile ilki saat kaçta, nereye gidecekti bilmiyordum. Oysa tam karşımda duran bu yabancı adam bana, belki de hayatımın karşıma çıkardığı son şansmışçasına kendisinin dahi hiç tanımadığı biri olup olmadığımı soruyordu. "Benim" dersem onunla gidecek tüm bu karmaşayı geride bırakabilecektim.
Zaman yoktu. Çabuk karar vermeliydim. Şimdi ya "evet" deyip bu şansı kullanacak ya da yakalanma pahasına "hayır" diyecek ve nereye gideceğini bile bilmediğim o, ilk kalkacak otobüsü aramaya devam edecektim.
Yerimde acaba başka birisi olsaydı ne yapardı?
Başkasını bilemem ama ben önce kısacık bir an durup karşımdaki adama şöyle bir baktım. Temiz bir yüzü vardı. Takım elbise giymiş, kravat takmıştı. Kılık kıyafetine ve elinde tuttuğu pankarta bakılırsa pek de öyle tehlikeli birine benzemiyordu. Düşünecek çok fazla vaktim kalmamıştı çünkü o belalı tipler her an buraya gelebilirlerdi.
Benden bir cevap alamayınca tekrar seslendi.
"Küçük hanım."
O an zihnimin simsiyah duvarında asılı duran kocaman beyaz saatin alarmı birden çalmaya başladı. Zaman dolmuştu.
Adama bakıp gülümsedim sonra da olabildiğince kibar, aynı zamanda üzgün görünmeye gayret ederek "Şey, affedersiniz." dedim. "Bugün bütün eşyalarımı kaybettim de o yüzden biraz dalgınım. Evet, Almila Tandoğan benim."
Yüzünün aldığı hale bakılırsa rol yapmakta sanırım pek de fena sayılmazdım. Zavallının bir anda yüzü düşmüştü. Neredeyse hiç tanımadığı halde söylediklerime inanıp başıma gelenlere üzüldüğü için vicdan azabı duyacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUM KOKUSU 🕯 [TAMAMLANDI]
Ficção AdolescenteNe demişler, "Peşinden gidecek cesaretiniz varsa eğer bütün hayaller gerçek olabilir." Benim cesaretim vardı. Hem de fazlasıyla... ..... Aynı dünyaya doğmuş olsa da herkesin hikayesi farklıdır. Bir yerde birinin üzerine güneş doğarken başka bir yer...