II -35-GÜN IŞIĞINDAKİ ÜZÜNTÜ

1.7K 43 52
                                    

Selam 🌺
Upuzun heyecan dolu bir bölüm okumaya hayır mısınız? Çünkü güzel kızımız Lal tam da olmak istediği yerde ve bir iş görüşmesi için hazırlanıyor. Fakat yine de bir anda kendini bambaşka bir maceranın içinde bulma potansiyeli her zaman var. Ne dersiniz? Umarım beğenirsiniz.
Lütfen düşüncelerimizi bana yazmayı unutmayın. Oy ve yorumlarınız bekliyorum 💌
Hepinizi çoook seviyorum💕

Alevimizin her daim yolunuzu aydınlatması dileğiyle...🕯

Keyifli okumalar.

Okurken sizin için seçtiğim şarkıyı dinlemeyi sakın unutmayın🎵🎶🎵🎶

MULTIMEDIA: Pink & Willow Sage Hart, Cover Me In Sunshine

II -35. BÖLÜM: GÜN IŞIĞINDAKİ ÜZÜNTÜ
"Mutluluk; özgür bir toprak üstünde, özgür bir halk arasında, özgür iş görmekmiş. Bir noktaya kadar mutlu olabilmek için ya o noktaya dek acı çekmek, ya da arzularımızı azaltıp imkanlarımızı çoğaltmak gerekirmiş."

Yeterince acı çektiğimi var sayıldığında, o zaman mutlu olmam için şimdi sadece imkanlarımı çoğaltıp bir iş bulmam ve özgürce çalışmam gerekiyordu. Hepsi bu...
~~~~~~~~~~🕯
Yatakta doğrulup yavaşça ayağa kalktım. Başım dönüyordu. Belki de elimi yüzümü yıkarsam soğuk su işe yarar beni kendime getirir diye geçirdim içimden. O sırada tam karşıda duran makyaj aynasına birden gözüm kaydı sonra. Aynı anda orada kendi yansımamı gördüm ve gözlerim anında fal taşı gibi açıldı.

Üzerimde iç çamaşırlarım dışında hiçbir şey yoktu. Tanrım! Çırılçıplaktım!

Tüm bunların sadece hayal olmasını umarak hızlıca arkamı döndüm ama ne yazık ki hepsi gerçekti. Uzay az önce kalktığım yatakta, hemen yanımda yatıyordu ve onun üzerinde de kıyafeti yoktu. Şimdi ne yapacaktım ben? Öfkeyle dişlerimi sıkıp bağırdım.

"Aaaaaaahhh! Uzaayy!"

Çığlığımla gözlerini açıp ne olduğunu anlayabilmek için kısacık bir an etrafa bakındıktan sonra bakışları beni buldu.

"Sana da günaydın Lal. Eğer sakıncası yoksa sabahın köründe neden avaz avaz bağırdığını sorabilir miyim acaba?

Sanki tüm bedenimi kapatmayı başarabilecekmişim gibi kollarımı göğsümün üzerinde bağlayıp utancımdan kızardığına emin olsam da yanaklarıma aldırmadan söylenmeye devam ettim.

"Demek neden bağırıyorum öyle mi? Acaba kıyafetlerimle yattığım halde sabah senin yanında çırılçıplak uyandığım için olabilir mi? Ne dersin?"

Yataktan kalkıp yanıma geldi. Paniğe kapılmıştım. Kesik kesik nefesler alıp verirken bir kaç adım geriledim. Fakat o da aynını yapıp aramızdaki mesafeyi tamamen kapattı. Sırtım birden duvara çarpınca kaçacak yerim kalmadığını anladım. Tek elini duvara dayayıp bedenimi hapsettiğindeyse kalbimdeki o aptal hamster çoktan yine deli gibi koşmaya başlamıştı. Heyecanımdan sırtımın ortasından akan terleri hissedebiliyordum ama aynı anda sanki şiddetli bir fırtına çıkmışçasına tuhaf şekilde içim de titriyordu.

Üzerime doğru biraz daha eğilerek gözlerime bakıp "Seni soymak isteseydim bunu asla sen uyurken yapmazdım." diye fısıldadı. "Ve eğer bu kadar ileri gitseydik o zaman zaten buna kendin izin verirdin. İnan bana."

MUM KOKUSU 🕯 [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin