To Șiya Èz Mendo (sen gittin ben kaldım.
Gün geceye
Gece de her zaman güne hasretti.
Azad koskocaman bir okyanusta bilinmeyen bir Krallıkta yapayalnız dı.
Sanki kaybolan şehir Atlantis'ti ve bulunmayı bekliyordu. Oysa göre aşk Atlantis'in bulunması kadar imkansızdı.
Babası ve annesinin yaşadıklarına şahit olduğu için hayatında hiçbir zaman bir kadın istememiş ve yatağına almamıştı. O duyguya inanmasa da yaşamadan da hayatında kimseyi istemeyen tarafı ağır basıyordu.
Zerya abisinin canına karşı kendi hayatını feda etmesiyle ilgisini çekiyordu.
Annesi gülümseyerek ona ve hayata veda etmişti.
Zerya gözünde ki yaşlara rağmen başkası için hayatını feda etmişti.
Lakin onun gelişiyle hayatında bir çok şeyi askıya aldığını ve kendisini bir çok şeyden mahrum bıraktığını anlıyordu.
Azad yeni güne boynundaki nefesle uyandı. İlk defa biriyle uyanmıyordu ama ilk defa bir kadının kollarında uyanmasını istiyordu. Küçükken çoğu zaman babaannesi ve halasıyla uyurdu. Annesiyle pek hatırası ve anıları olan bir çocuk değildi. Lakin artık her anında kollarında ki kadın olsun istiyordu. Belki bunları istemesi yanlış ve erkendi lakin kendini kaptırıyor ve onda bağımlılık yapıyordu.
Zerya'nın kıpırdayıp yan dönmesini sessizce izledi. O pencereden gelen güneş ışığının yüzüne vurması ile uyanmıştı. Zerya'nın bundan pek etkilendiğini söylenemezdi. Komidine bakıp saate baktığında on buçuğa geldiğini gördü. Çalınan kapı ile yüzünü sıvazlayıp sessizce yataktan kalktı. Çok geç uyudukları için Zerya'nın uyanmasını istemiyordu. Önce pencereye ilerleyip perdeleri kapattı. Sonra da kapıya ilerleyip yatak odasından çıktı ve gidip katın kapısını açtı.
Kapıyı açtığı gibi karşısında sırıtan Pervin hanım ve halası Zümrüt hanımı gördü. Ellerini göğsünde birleştirip neden geldiklerini bildiği halde konuşmalarını bekledi. Bu beklediği bir hareketti ama katına çıkmaya cesaret etmeleri beklediği bir şey değil di. Pervin hanımı tanıdığı için birçok şeyi tahmin edebiliyordu.
Zümrüt hanım gülümseyerek "oğul biliyorsun burada adettendir, biz çarşafı almaya geldik."
Azad içinden sabır çekti. Normal şekilde evlenmiş olsaydı. Değil bu odadan çarşaf, peçete bile almalarına izin vermezdi. Kahretsin ki Pervin Hanımı tanıyordu. Ve bu kadının eline hiç fırsat vermeyi düşünmüyordu. Arkasını döndü ve tekrar yatak odasına girdi dün Diyarbakır'dan getirdiği poşeti açtı içinden çarşafı alıp geri döndü ve çarşafı Pervin Hanımın suratına fırlattı. Bakışlarını halasına çevirip,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin'e Tutsak.
Fanfiction18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber mavinin her tonuna aşık oldu. Mavinin her tonuna Hálin mavisi diyordu. Açık veya koyu önemli değildi...