Mardin'e Tutsak.

28. Bölüm

Evet yeni bölümle aranızdayım.

⚡Lütfen okuyun⚡

Öncelikle bizi takip etmeyen arkadaşlar şurayı Jutenya_ tıklayarak takibe alın.

Arkadaşlar sizden rica ediyorum karekterimizi başka karekterlere benzetmeye onlar çok farklı.

Azad Saruhan hiç okunmamış biri.

Elimden geldiğince bölümleri sık sık atmaya çalışıyorum.

Sınır okunma oranına göre gerçekten yüksek değil. Hatta çok düşük.

Vote vermeyen arkadaşlar lütfen bir kaç saniyenizi ayırın ve geri dönüp bölümleri oylayın. Emin olun bir kaç saniyenizi bile almayacak. Bölüm 1500 vote 5000 yorum

Bu biz yazarlar için çok önemli.

Kitabı arkadaşlarınıza y beraber büyümemizi sağlaya bilirsiniz.

Keyifli okumalar...

Bir zerdeniş vardı.

Canhıraş oran ruhum da,

En sevdiklerim etime değil de ruhuma hedef alıyordu.

Çok yorgundum.

Çokta kırgın!

Hayat bilmediğim bir şehirdi ve ben yolumu kaybediyordum.

Zerya bakışlarını pencereden alıp kucağında ki kız çocuğuyla ilgilen Azad'a verdi.

Kız çocuğunun Azad'a olan sevgisini uzaktan bile anlıyordu.

Merak ettiği konu onun kim olduğuydu.

Azad'ın bakışlarını kucağında ki küçük kızdan alıp karısına verdiğin de uyanmış olduğunu fark etti. Gülümsedi.

Serçe'nin saçlarını öpüp onu yere indirip parmaklarıyla "sen şimdi abinin yanına git ben de birazdan yanınıza gelirim"dedi.

Serçe gülümseyip kafasını olumlu anlamda salladı Azad'ın yanığı öpüp arkasını dönüp koşarak odadan çıktı.

Zerya onları dikkatlice izliyordu.

Giden küçük kızdan bakışlarını alıp Azad'a döndüğün onun kendisine doğru geldiğini gördü.

Gözlerini kısa süreliğine açıp kapadı. Azad'ın bir ayağını yatağa koyup üstüne oturması da aynı anda oldu.

Mavi hareler kara harelere bakıyordu.

Zerya bakışlarını kaçırmak istiyordu.

Dün çok kötü olmuştu.

Kafasını çevirip yüzünü yastığa gömdü.

Saatlerce ağlamak istiyordu.

Öyle hıçkırarak ama sesi duyulmadan.

Zaten tüm sesleri çalınmamışmıydı.

Azad onun kırgın halini görüyordu.

O kıyamazken onu bu hale sokanları öldürmek istiyordu.

Elini uzatıp karısının saçlarına uzattı. Boynuna düşmüş saçları kenara verip eğildi ve dudaklarını onun boynuna bastırdı.

Her seferinde aynı yeri öpüyordü. Dudaklarının durduğu yer karısının şah damarıydı.

Oradan kalbine işlemek istiyordu.

Zerya artık alıştığını hissediyordu.

İstemediği hayata alışıyordu.