Merhaba canlarım taziye nedeniyle verdiğim aradan sonra yine ben.
Hepinizi gerçekten çok özledim. Tabi kitabımı ve karekterimi de öyle sizinde beni özlediğinizi biliyorum. Aşklarım arayı telafi etmek için 2 bölüm üst üste gelecek yani bu hafta 2 bölüm okuyacağız. Sabrınız ve anlayışınız için gerçekten teşekkür ederim.
Yoğunluk nedeniyle baş sağlığı mesajlarınıza geri dönemedim. Hepinizden özür diliyor ve teşekkür ederim. Dua okuyan cüz ve Yasin okuruz diyenler o kadar çoktu ki gerçekten kocaman bir ailem olduk derken yanılmadığımı anladım. Rabbim hepinizden razı olsun.
Unutmayın hepiniz benim hayal dünyamın evreninde dünyama değinen yıldız tozlarısınız ve hepinizi çok seviyorum.
Jutenya aşiretimiz yani ailemiz 16k olmak üzere ve bu beni gerçekten çok mutlu ediyor. Sizde aramıza katılmak istiyorsanız. Şurayı Jutenya_ tıklayarak ailemize katıla bilirsiniz.
İnstagram hesabım jutenya82 bölüm altınları oraya gelir ve kitaplar için yapılan editleri orada izleyebilirsiniz.
Neyse çok uzatmak istemiyorum keyifli okumalar.
Ölüm kimsesiz bir çığlıktı kimsenin duymadığı. Duyulsa herkesin sağır olup matem tutacağı bir bilinmezlik. Kıyameti arkada kalanlaraydı ve hiçbir kıyamet sonsuz değildi. Tıpkı hiçbir yasın sonsuz olmadığı gibi!
Peki Aşk neydi?
Dostoyevski göre Aşk'tı
Platon göre akıl sağlığı
Șeyh Galiba göre; mumdan kayıklarla ateş denizini geçmekti.
Aristo acı çekmektir der.
Dante'ye göre esaret
Freud için Libidodur
O. Wilde içinse yanlış anlamadır
Goethe için zaman kaybıdır.
Murakami için makarnadır.
Mevlanaya göre inançtır.
Azad Saruhan içinse Hálin'di... Her tanımı Hálin'di... Her güzel olan şey Hálin'di... İnsan tüm duyguları tek bir duyguya sığdıra bilir miydi?
Azad sığdıra bilirdi. Onun tek duygusu vardı. Hálin'e olan aşkı, bu öyle takıntı değildi. Ayın geceye, güneşin de gündüze ışık vermesi gibiydi.
Her mutluluğu Hálin!
Bakışları yatakta çocuklarıyla beraber uyuyan karısına gitti. Saatlerdir onları izliyor ve bıkmadan bir ömür izleyebilirdi. Așir'in annesinin saçlarında olan minik tombul eli Așmi'nin annesinin bedenin üstüne attığı minik ayağı.
Öyle milyon dolarlarla bile fiyat biçilemeyecek bir tablo karısı resmen ona posta koyuyordu. Küçük burnunun biraz sürtmesi gerekliydi. Sessizce ayağa kalkıp yatak odasından çıkıp aşağı indi. Serap'ın ona doğru gelmesiyle adımlarını dışarı kapısına yönlendirdi ve hızlıca dışarı çıktı.
Dışarı attığı ilk adımla temiz havayı içine çekti lakin sevdiği kadını içine çekmek varken aldığı temiz hava ona azap gibiydi. Başını kaldırıp mavi gökyüzüne baktı. Onun Hálin mavisi gökyüzünden daha güzeldi. Büyük bir nefes alıp fısıldayarak.
"söylesene gökyüzü şimdiye kadar altına kaç Hálin sığdırdın. Benim Hálin'i min var mıydı bir eşi veya benzeri?
Biliyorum yoktu... Benim Hálin'im tek ve eşi benzeri olmayandı... Sonra düşünüyorum o benim gönlüme sığmazken, bir gökyüzüne nasıl sığar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin'e Tutsak.
Fanfiction18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber mavinin her tonuna aşık oldu. Mavinin her tonuna Hálin mavisi diyordu. Açık veya koyu önemli değildi...