Canlar bölüm daha bitmedi kısa bir bölümle gelmek istemiyorum ve bölümün içime sinmesini istiyorum. Sizi çok bekletmemek için alıntı atıyorum. Bu akşam bölüm biterse gelecek olmazsa yarın akşam.
Sizi çok seviyorum keyifli okumalar.
Saruhan konağın da küçük bir kıyamet kopuyordu.
Azad Saruhan yapılanı affetmemiş yapılana gerekiyor cevap vermişti ama Kozanoğlu aşireti bunu kabul etmiyordu.
İki aşiretin önde gelenleri avluda bir birlerine karşılarında çıkacak karar için karşı karşıya duruyorlardı.
Cemal Kozanoğlu iki oğluna yapılanı sineye çekecek gibi durmuyordu.
Azad Saruhan ise yaptıklarından pişman değildi ve bir adım geri adım atmıyordu.
Konak kapılarının açılıp avluya gelenler ile oradaki herkes bakışlarını kapıya çevirdi.
Bekir Mirşah oğulları, kardeşleri ve Boran Karahan'la beraber konağa giriyordu. Hepsinin omuzları dik kendilerinden ödün vermeyen bir duruşları vardı. Onlar orta yolu bulmak için gelmişlerdi ama orta bulunmazsa duracakları saf belliydi.
Bekir Mirşah avludaki herkese selam verip Azad Saruhan'ın yanın da durdu. Bakışlarını avluda ki adamlara çevirip "Payiz Kozanoğlu yanlış yapmıştır. Bizim'de safımız belidir. Töremiz de kadına silah çekilmez. Mirşah kızı Saruhan gelinine yapılan saygısızlığı sineye çekecek değiliz"
Bekir Mirşah ve ağzından çıkanları kimse beklemiyordu. İçeri girerken Azad'a selam verip konuşmamıştı ama gidip yanın da durmuştu. Bu kimsenin beklediği bir tepki değildi. Olanlardan sonra düğüne katılmayan Mirşah'ların burada bulunmaları orada ki kimsenin beklediği bir şey değildi.
Bekir Mirşah elini Azad'ın omzuna koyup "Azad doğru olanı yapmıştır"dedi...
&&&&&&&&&&
Zerya bulundukları katı ilk defa gezmeye karar vermişti. Azad yoktu geç gelecekti ve Zerya sıkılıyordu.
Bulundukları kat büyüktü ve gezme fırsatı ilk defa buluyordu. Kattaki tüm kapılar açıktı biri hariç!
Önün de bulunduğu kapı hariç hepsi açıktı ama bu kilitliydi. Zerya önce kaşlarını çattı meraklı bir şekilde kapıya baktı. Sonra hatırladığı detayla gülümsedi. Arkasını dönüp hızlıca yatak odasına oradan da giyinme odasına Azad ona milyon dolarlık saatini gösterdiğin de kasadaki anahtarı da fark etmişti.
Şifresini zaten biliyordu zaten kocası her yere kendi parmak izinin yanına sen hayatımın her alanın da var olacaksın zorluk yaşamanı istemiyorum diyip onunkini de okutmuştu.
Zerya hiç zorlanmadan kasayı açıp içindeki çekmeceden saatin yanında olan anahtarı alıp kasayı kapattı ve hızlıca kilitli olan kapıya ilerledi.
Büyük bir merakla kapıyı açıp odaya girdi. İçeri girdiği gibi odanın çok uzun bir süredir açılmadığını anladı. Bakışlarını odada gezdirdiği gibi odanın Azad'ın annesine ait olduğunu anladı. Yutkunarak yatağa doğru ilerledi. Bakışları önce komidindeki çerçevesi kırık resme gitti. Sonra da yatağın üstünde yırtılmış küçük Fenerbahçe formasına sesizce yutkundu. Onun Azad'a ait olduğunu tahmin etmesi hiç zor olmadı. Rima'ya ne olduğunu çok merak ediyordu.
Yatağın kenarına oturduğun da vücuduna dikenlerin battığını hissediyordu. Ellerini yırtılmış formada gezdirip fısıldayarak "sen ne yaşadın"dedi.
Bakışlarını yukarı kaldırdığı gibi duvardaki resmi gördü. Resimdeki kadını fotoğraflarını ilk anneannesinin evinde görmüştü. Annesiyle olan resimlerde yüzün de kocaman bir gülümseme vardı ama ikidir gördüğü resimlerde gözlerinde keder ve hüzün kendisini belli ettiriyordu.
Üzgün bir şekilde ayağa kalkıp duvarda ki resme doğru ilerledi. Elini kaldırıp parmak uçlarıyla resimde ki tozu silmeye çalıştı. Adam kadına aşkla bakıyordu ama kadının bakışları kederliydi. Üstünde ki gelinlikle çok güzeldi.
Parmaklarını Mehmet Bey'in fotoğrafda ki görüntüsüne götürdüğünde konağa geldiğinden beri adamın gözlerinin hep kederli olduğunu onu resimde ki gibi hiç mutlu görmediğini fark etti.
Rima'nın elini tutmuştu, dudaklarında ki kıvrılmadan gülümsediğini anlamak hiç zor değildi. Parmaklarını tekrar Rima'ya götürdüğü gibi çerçevenin duvardan yere düşmesi de aynı anda oldu.
Zerya tedirgin bir şekilde eğilip çerçeveye baktığın da kırılmış olduğunu gördü. Üzgün gözlerle çerçeveyi kaldırıp kırık camları toplamak istediğinde yerde ki sararmış zarfla kaşlarını çattı.
Çerçeveyi yere bıraktığı gibi elini zarfa uzattı.
Üstün de "Mehmet oku ve lütfen oğlumuza iyi bak "yazıyordu.
Bomba gibi bir bölüm olacak ve bittiği gibi gelecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin'e Tutsak.
Fanfiction18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber mavinin her tonuna aşık oldu. Mavinin her tonuna Hálin mavisi diyordu. Açık veya koyu önemli değildi...