Azad'ın mavi orkidesi.
Gün geceye,
Gece de güne hasretti.
Her son yeni bir başlangıçtı. Her başlangıçta bir sondu ve her şerrin bilinmeyen bir hayrı vardı.
Azad hastaneden çıkıp arabasına doğru ilerledi.
Adamları onu bekliyordu. Sis üzgün bakışlarla ona bakıyor ve ona ilk defa öfke duyuyordu. Yeri titretircesine onu bekleyen arabaya binip kapıyı çarptı. Mahi'nin ona dönen bakışlarıyla "Azad yanlış yapıyor ve bu işte sizin parmağınız çıkarsa gözüm ne üst görür ne en yakınımı"
Bakışlarını Mahi'ye çevirip "aradan yıllar geçse bile birinizib bağlantısını birinizin bir hatasını görürsem kafanıza sıkmayan Sis'i tüm Mardin" devamını getirmeden yüzünü sıvazlayıp "o kız bunları kaldıramaz"
Mahi önüne dönüp "Azad ne yapacağını biliyor. Kendi ailevi meselesi bizim karışmamız doğru değil"
Sis bakışlarını arabaya binmek üzere olan Azad'a çevirip "hiçbir bok bildiği yok, kafasına dikine davranıyor. Çok pişman olacak"
Azad arabaya binmeden tutulan koluyla bakışlarını önce kolunda ki ele sonrada elin sahibine çevirdi.
Bekir Mirşah tüm heybeti ile ona öfkeyle bakıyordu.
Cenesini kaldırıp bakışlarını Bekir Mirşah'ın Mavi irislerine odaklandı.
"bilmediğin şeyler var pişman olursun. Onun şuanda orada en çok sana ihtiyaçı var"
Azad yutkundu. Bakışları o güne karısının gözleri önünde intihar ettiği anda gitti yutkundu. Dudakları kenara kıvrıldı. Acı bir tebessümdü iki adamda bunun farkındaydı.
Kolunu çekip "o zaman öğrenmeme izin vermeyin"
Bekir Mirşah kaşlarını çattı itiraz edeceği gibi Azad gayet sakin bir şekilde "kızınız zaten sağlıklı düşünemiyor bende onun sağlığı için kendisini özgür bırakıyorum."
Bekir beyin keskin bakışları sertti. Çenesini kaldırıp "peki olurda pişman olup kapıma gelirsen, o zaman ne olacak"
Azad elini yumruk yapıp "o zaman beni sakın affetmeyin, ben olmasam affetmezdim" deyip onu bekleyen araça binip oradan uzaklaştı.
Bekir Mirşah giden arabaları kısa bir süre izleyip arkasını döndü. Bakışları Gewer'e kesișince elini sus der gibi kaldırıp "sakın ağzından tek bir kelime bile çıkmasın o bebeklerin annelerini hastane tek başına bırakan bir babaya ihtiyaçları yok"
Bekir Mirşah kızına doğru ilerliyordu.
Azad Saruhan karısı ve çocuklarından uzaklaşıyordu.
Hastaneye girmeden dışarı da bekleyen Mirhan ile göz göze geldi. Adımlarına ona yönlendirip Mirhan'ı kolundan tuttuğu çekiştirip "kız kardeşin uyandı. Onu görmek seninde hakkın"
Mirhan "Baba ben" dedi lakin devamı dile dökülmedi. Koridora girdikleri gibi Zerya'nın hastane odasında attığı çığlıklar duyulmaya başladı. Mirhan gözlerini irice açtı ve hastane odasına doğru koştu. İçeri girdiği gibi Zerya'yı tutmaya çalışan kardeşleri ve annesini gördü.
Gördüğü manzara ile sadece yutkunabildi. Zayda Hanım'ın "geçecek kızım o geri gelecek "sözleri Awzer'in kız kardeşinin o haliyle kenara çekilip göz yaşı dökmesi beklediği bir şey değildi.
Bekir bey elini oğlunun omzuna koyarak" olurda bir daha yüzsüzlüğün tutar af dilemeye kalkarsan bu anı aileni düşürdüğün bu hali hatırla "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin'e Tutsak.
Fanfiction18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber mavinin her tonuna aşık oldu. Mavinin her tonuna Hálin mavisi diyordu. Açık veya koyu önemli değildi...