Taladro ft. Sezen Aksu gidiyorum
Mezopotamya...
İki nehrin arasında kalmış vaad edilen bereketli topraklar.
İki nehrin arasında olmasına rağmen suyla değilde kanla sulanan toprakları.
İnsan zalimdi.
Zalim olan insan coğrafya kaderdir. Sen bu coğrafyaya ayak uyduracaksın deyip suçu toprağa yükledi. Kendi zalimken... Zalim olan toprak dedi. Velhasıl kelam suç altın olsa yinede kimse kabul etmezdi.
Bu topraklarda ki insanlarda kendi zalimliğini toprağa yükledi.
Töre dediler.
Namus dediler.
Yazılı olmayan kurallarla töre deyip kural koydular. Kader diyorlardı lakin başkalarının hayatları hakkında hüküm verdiler.
Vaad edilen topraklarda mutluluk vaad etmeyen hayatlar.
Mezopotamya'da toprak anaydı...lakin annelerin kadın olduğu unutlumuștu. Toprakta tabiat oluşurken kadının rahminde insan oluşuyordu ve kadının rahminde oluşan canlı en çok kadını katlediyordu. Rahmin de can bulan erkek doğduktan sonra yetişip büyüdükten sonra töre adıyla hüküm veriyordu.
Peki töre neydi.
Töre kimdi.
Hangi yazılı kanun veya yasaydı. Terimleri kanunları nerede yazılıydı. Töreye kim şekil vermişti. Kanunlarını kim ortaya koydu.
Bu topraklarda yaşayan insan yazılı olmayan kuralları neden uyguluyordu.
Seven sevdiğiyle neden mutlu olamıyordu.
Veya sevmek niye ayıp ve yanlış kabul ediliyordu.
Suya aç olan topraklar niye bir birini seven gençlerin kanıyla sulanıyordu.
Gerçi en çok kadın ölüyordu.
Ya ruhu yada bedeni.
Her halükarda ölüyordu.
Kadının rahminde can bulan beden töre adı altında yine kadını katlediyordu. Töreye kurban kadının bedeni ölmese bile ruhu ölüyordu.
Bu yüzden zalim olan toprak değil... O toprağın üstünde yaşayan insandı. Toprakta oluşan tabiat ona zarar vermezken, kadının rahmin de oluşan varlık ona zarar veriyordu.
Oysa iki farklı cinsiyet hiçbiri üstün ırk değildi. İkisi de insandı... Lakin insan Nisyandı! Hata da insana mahsustu.
Mirhan hata yaptı.
Bedelini Zerya ödeyecekti.
Töreyi kanun sananlar hüküm benim diyeceklerdi.
Azad Saruhan ben toprağa da toprağın üstündekine de hükmederim. Kimsenin benim kaderimde hüküm vermesine izin vermem demesi bu topraklarda bir ilk olacaktı. Demek ki yazılı olmayan kurallar değişe biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin'e Tutsak.
Fiksi Penggemar18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber mavinin her tonuna aşık oldu. Mavinin her tonuna Hálin mavisi diyordu. Açık veya koyu önemli değildi...