Bölüm sınırı 400 vote
1500 yorum.
Bildiğiniz üzere oğlum hastaydı. O yüzden pek aktif olamadım. Anlayışınız için hepinize teşekkür ederim.
Bir çok kez ölür korkarlar, ölmeden önce
(Shakespeare)
Zerya odaya döndüğü gibi büyük nefesler aldı hayır bunlar sakin olması için yeterli değildi. Eline ne geçerse yere fırlatıp dağıtmaya çalıştı. Attığı hiç bir şey kırılmıyordu. Bu onu daha da sinirleniyordu. Hayır yani odadaki eşyalar neden kırılmıyordu ki, dağıttıkça yorulsa da öfkesi geçmiyordu. Azad'ın dolabına yaklaşıp kıyafetlerini teker, teker çıkarıp yırtabildiklerini yırtıp dağıtmaya devam etti. Yeteri kadar sinirini aldığını düşünmüyordu. Bu sefer çekmeceler de bulunan saatlerine yönlendi. Madem alışverişi çok seviyordu Zerya'da ona yeni uğraşlar bulurdu. Çekmeceden çıkardığı saati yere sertçe vurdu camının kırılmamasıyla üzgünce yere oturdu. Saatlerini seviyor gibi görünüyordu.
Kısa bir süre sonra aklına gelen fikirle hızlıca ayağa kalkıp giyinme odasına geçti. Topuklu ayakkabılardan topuğu en sivri olanı alıp geri döndü. Zaten denerken bile bu ayakkabıdan nefret etmişti. Saat çekmecesinin yanına oturup saatleri çıkartıp ayakkabının topuğuyla saatlerin camlarını tek, tek kırmaya başladı. Bu iş gittikçe ona zevk verip rahatlamasını sağlıyordu. Bazı saatlerin değerini abilerinden biliyordu. Bazıları minik servetler değerinde saatlerdi. Genç kız zevkle hepsini kırdı. Kafasını kaldırıp odaya baktığın da yırtılmış kıyafetler, kırılmış saatler dağılmış örtüler, oda tam bir savaş alanına dönmüştü. Gerçi diğer eşyaları kıramadığı için üzülsede saatlerden hıncını çıkarmayı başarmıştı. Bundan sonra kuduran Azad olabilirdi onun için hiç sorun yoktu. Yorgun adımlarla yatağa ilerleyip uzandı.
Genç ağa karısının terasa çıkıp gelinliği atmasına gülümsedi. Onun istediği her halukarda kendisini savuna bilen bir kadındı. Zerya'da öyle biri olduğunu her seferinde gösteriyordu. Hacer hanıma seslenip Zerya'nın, aşağıya attığı geliniği toplayıp temizledikten sonra onlara yemek hazırlayıp yukarı çıkarmasını istedi. Madem karısı gitmesini istemiyordu o da gitmezdi. Ellerini ceplerine koyup merdivenleri çıktı. Ona şaşkınlıkla bakan Pervin hanıma yüzünü somurtup kendi katına çıktı. Gelen seslerden genç kızın hala öfkesini atamadığını anlamak hiç zor değildi. Onun biraz yanlız kalmasının daha iyi olacağının düşüncesi ile çalışma odasına geçti.
Çalışma odasına girdiğin de oyalanmak için eline aldığı kara kalemle kısa bir süre çizim yapıp ayağa kalktı. Yeteri kadar zaman harcadığını düşünüp, yatak odasına ilerledi. Elini kapı kulpuna attığın da içerde göreceği manzaraya kendisini hazırlayıp içeri girdi. İçerde gördüğü manzaraya kaşlarını çattı gözlerini yumdu. Dağınıklığa tahammülü olmayan bir insandı. Gözleri yatakta uzanan Zerya'yı bulunca büyük adımlarla oraya ilerledi.
Genç kız yorgun olsada sinirden uyuyamıyordu. Adamın odaya girdiğinin farkındaydı ama şuan görmek istediği en son kişi bile o değildi.
Genç adam kızın yatağın üzerin de hareket eden eliyle uyumadığını anlıyordu. Tek ayağını yatağa koyup sesizce yatağa uzandı, elini kızın hareket eden elinin üzerine koyup hareket etmesini engelledi. Genç kız adamın gitmemesine biraz da olsa sevinmişti en azından Gewer'in hala yaşadığını biliyordu. Elinin üstüne konulan eli yoksaydı.
Yapabilirdi!
Bu adamla savaşa bilirdi.
Ya da kendisini kandırmaya çalışıyordu.
Genç adam büyük bir nefes alıp genç kızın kulağına eğilip "Şimdiye kadar kimse beni geri döndüremedi. Sen ilksin Zerya"
Genç kız yutkundu gittiği yol zaten yanlıştı bunun için minnet mi duyması gerekiyordu. Onun ilkleriyle ilgilenen bileceğini hiç sanmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin'e Tutsak.
Fanfiction18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber mavinin her tonuna aşık oldu. Mavinin her tonuna Hálin mavisi diyordu. Açık veya koyu önemli değildi...