Yeni gün yeni umutlar (dı).
Zerya yeni güne boynundaki nefesle uyandı. Onu çok güzel bir gün bekliyordu.
Bugün evliliklerinin 1. Yılıydı.
Bakışlarını yanın uyuyan adama çevirip gülümsedi. Elini kaldırıp parmaklarını Azad'ın saçlarına daldırıp parmaklarını saç telleri arasında dolaştırdı.
Yatakta doğrulup dudaklarını Azad'ın boynuna bastırıp geri çekileceği sırada belinden tutulup çekilmesiyle kocaman bir çığlık attı.
Bugün ilk yıldönümleriydi. Yarında düzenli psikolog seyasanları için İstanbul'a gidecekleri, yapılan tahlillerin temiz çıkması Azad'ı daha şüpheye düşürmüş uzun bir tatil ve psikolog diye direnmişti. Azad'ın dudaklarını boynunda hissetmesiyle gülümsedi. Kocasına göre bağımsızlığı orasıydı.
Kocasının üstünde doğrulup onun kara harelerine baktı. Bir siyahlık bu kadar huzur vermemliydi.
Elini kaldırıp parmak uçlarını onun yüzünde dolaştırdı. Yüzünde hissetiği dokunuşlarla karısının elini tuttu ve parmak uçlarını tek tek öpüp dudaklarını avuç içine bastırdı.
Karısının Mavi harelerine bakıp "bu adam bu kadın için ölür"
Zerya elini onun dudaklarının üstüne bastırıp Azad'ın devamını getirmesine izin vermeden "bu adam bu kadın için ne olursa olsun yaşamalı, bu kadın bu adamın nefes almadığı bir saniye bile yaşayamaz"
Bazen duyguların sözcüklere dökülmesine gerek yoktu. Şimdi olduğu gibi...
&
&
&
Zerya akşama kadar konakta kendi katında hazırlık yapmaya çalışarak günü tamamlamıștı. Akşam Azad eve gelmeden siyah bacağında derin yırtmaçlı bir elbise giydi. Elbisenin sırtı komple açıktı. Hacer Hanım'ı yukarı çağırıp beraber yemek yapmaya çalışmıșlardı. İlk defa biri için bu kadar üzeniyor ve çaba sarf ediyordu. Telefonu eline alıp aramalara girip Azad'ı aradı. Telefon ilk çalışta açılmış huzur bulduğu ses kulaklarına dolmuştu.Alo demesiyle karşı taraftan duyduğu "söyle Azad'ın ömrü" cevabıyla gülümsedi. Azad'ın hitap şekillerini çok seviyordu. Keyifli bir ses tonuyla "işlerin bitmedi mi eve ne zaman geliyorsun?"
Azad aşık olduğu sesin her tınısına aşıktı. Yaşadığı her saniyede bu sesi dinlese asla sıkılmayacağı ilahi bir dua gibiydi. "birazdan orada olurum" o her şeyin birazıyla büyümüş bir adamdı. Mutluluğun fazlası gözünü çok korkuyor ve arsızlık yapmak istemiyordu.
Aldığı bekliyorum cevabıyla dudakları kenara kıvrıldı. Allah var bekleyenin olması çok güzel bir duyguydu. Sis arabada dostunu gözlemliyor ce onun mutluluğuyla mutlu oluyordu.
Yarım saat sonra elinde Mavi orkideyle konağa giriş yaptı. Onun öyle kimseden çekinmesi yoktu, aksine bazılarının gözüne soka soka yapabilirdi.
Pervin Hanım yüzünü somurtarak ona izliyordu. Üst kata çıkmasıyla yüzünde sinsi bir sırıtma yer almaya başladı ona göre az kalmıştı. Hálin'in sonu yakın gibi görünüyor ve çok mutlu oluyordu. Bakışları üst terası bulunca Rima'nın sulietini görür gibi oldu. Son saatlerini yaşarken gülümsüyordu.
Pervin sırıtıyordu. İşini garantiye almak için Rima korkuluklara çıktığı gibi onu arkadan itmişti...
Zerya hazırladığı masaya bakıp son kontrolleri yapıyordu. Bakışlarını kaldırdığı gibi onunla aynı şekilde masaya bakan Hálin'in gördü. Gözlerini kısa bir süre kapatıp açtı ama gördüğü suliet eskisi gibi kaybolmuyordu. Karşısındaki Hálin onunla yaşıttı. Daha ondokuzundaydı ve hep o dokuz kalmıştı.
Hálin gülümsedi Zerya boynunu kașıdı. Zerya gözlerini kapatıp dudaklarını arayalarak yavaş yavaş ona kadar gözlerini açtığında Hálin hala karşısında duruyor ve gülümsüyordu. Hálin'in elleri saçlarına gitti ve gülümser bir şekilde "biliyor musun benim saçlarım up uzundu. Ben başkası dokununca kestim"
Zerya'ya doğru bir adım atıp "seninde saçlarına bir başkası dokundu sen niye kesmiyorsun"
Zerya bir adım geriye doğru atıp sen gerçek değilsin "dedi. Bakışlarını odada gezdirip" hem ben saçlarımı çok seviyorum "
Saçlarını çok seviyordu. Hálin bir adım daha ona yaklaşıp" ismimi sevmesen bile sonun benim gibi olacak."elini Zerya'nın saçlarına uzatıp fısıldar bir şekilde" Korkma su çok soğuk değil "dedi ve Azad'ın kapıyı açıp içeri girmesi aynı anda oldu.
Azad karısına doğru ilerleyip dudaklarını onun anlına bastırıp, büyük bir hayranlıkla çok güzel olmuşsun"
Zerya cevap veremiyordu ama onun gelmesine çok sevinmişti.
Azad dudaklarını karısının boynuna bastırıp benimsin dedi ve geri çekildi...
&
&
&Azad gözlerini açıp kısa bir süre tavanla bakış, elini yatakta dolaștırdığında karısını görmemenin hayal kırıklığı ile bakışlarını odada gezdirip yatakta doğruldu.
Terasın havalanan perdeleri ile oraya yönlendinip terasa girdi. Savrulan tüllerden kurtulunca karısının olmadığını görüp kaşlarını çattı. Yatak odasına gireceği anda karısını görüp kaşlarını çattı. Hızlı bir şekilde çıkıp annesinin odasına koştu.
Öbür terasa girdiği gibi karısının rüzgarla uçuşan saçlarını fark etti.
Zerya kocasını görünce gülümseyip "Azad biliyor musun su çok soğuk" dedi.
Azad'ın gözleri dehşetler içinde açıldı. Azad sadece "Hayır" diyebildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin'e Tutsak.
Fanfiction18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber mavinin her tonuna aşık oldu. Mavinin her tonuna Hálin mavisi diyordu. Açık veya koyu önemli değildi...