Merhaba yine ben.
Cimri keklerim lütfen okumadan önce yıldıza basmayı unutmayın.
Jutenya_ 👈🏼 Wattpad hesabımı takip etmeyen arkadaşlar lütfen şurayı tıklayarak takip edin. Hedef 13k ve çok az kaldı.
Arkadaşlar bölümler çok sık gelmesine rağmen gerçekten anlamsız yorumlar geliyor.
Bazıları kitabı unuttuklarını söylüyor. Haftada en az bir bölüm geldiği halde...
Bir de panomda aylardır bölüm atmıyormușum gibi yorum yapanlar var ve bu verdiğim çaba emek yüzünden beni çok kırıyor. Yazmak için hevesim kırılıyor.
Neyse bundan sonra bölümler için gün belirleyeceğim ve haftanın belirli gününde bölümü yayınlayacağım. Bu şekilde bende kendime yazmak için vakit ayırmış olacağım.
Unutmayın hepiniz benim hayal dünyamın evreninde dünyama değinen yıldız tozlarısınız ve hepinizi çok seviyorum.
Bitmeyen bir hasret
Bilinmeyen bir mutluluk istiyordu.
Zerya'nın cenesini bırakmadan "saçlarını neden kestin"
Zerya oturduğu tabure de küçücük kalmıştı. Konuşmak istemiyordu.
Azad onun çenesini bırakmadan tekrar aynı soruyu bu sefer onun gözlerinin derinliklerine bakarak sordu."saçlarını neden kestin"
Zerya o günü hatırlamak istemiyordu. Ellerini kulaklarına götürüp göz yaşları içinde "Ben o gece saçlarımı kesmeseydim bileklerimi kesecektim"
Azad bir adım geriledi. İçi titredi. Olabilme ihtimali ve aynı şeyi yaşama korkusu etrafını sardı. Kaşlarını çattı,
Ne demek oluyordu.
Bileklerimi keserim de ne demekti.
Zerya titreyen elleriyle göz yaşlılarını sildi ve bakışlarını onun kara harelerine çevirdi. Madem șefaf olmak istiyordu. O da olurdu.
Bakışlarını kara hareler den çekmeden "Așir seni gördüğü gibi etkilenmişti ve ben artık dönmek istiyordum çocuklarımın babalarını tanımaya hakkı vardı lakin ben hiçbirini yapamıyordum.Kendimi çok çaresiz his ettiğim bir andı"
Azad yutkundu. Kafası karma karışıktı. Duydukları beklediği şeyler değildi ve kafasında bir çok soru işareti şimdiden belirmeye başlamıştı. Karşısında ki kadın da olan cevaplar belirsizliğe son verecekti biliyordu.
Zerya devam etti.
"Ben çok direndim o gece çok kötü oldum. O gece ya bileklerimi kesip sonsuzluğa gidecektim ya da saçlarımı kesip" cümlesi bir hıçkırık ile yarıda kaldı.
Zerya gözünde ki yaşı silip "o gece beni hastane odasında bıraktığın da canım hiç olmadığı kadar açıyordu ve bu sefer tek değildim çünkü acılarımın ortak olduğu iki küçük beden vardı." Zerya ruhuyla ölmüş selasını dahi vermişti ama bedeni anneliği için ayaktaydı.
Azad tek kelime bile edemedi. Bir yumru vardı boğazına değil yüreğine oturan. Kadının bir şeyler yaşadığı belliydi lakin yine sessiz kalıyordu. Geçen sefer ki sessizliği yüzünden ona kızgın olsada ilaçlar yüzünden diyordu ama bu sefer bile isteteyeydi.
Zerya onun o halini görmüyordu. Azad'ın içine düştüğü karmaşanın farkında değildi gözünde ki yaşı silip" bir de konağında söylenenler vardı"
Azad duyduklarıyla kaşlarını çattı. Ona göre öyle bir şeye inanması saçmalıktı. Bu kadın,ne kadar sevildiğini, ne kadar vazgeçilmez olduğunu bilmiyormuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin'e Tutsak.
Fanfiction18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber mavinin her tonuna aşık oldu. Mavinin her tonuna Hálin mavisi diyordu. Açık veya koyu önemli değildi...