Unutmayın, yorum ve voteler bölümü hızlandırıyor. Seviliyorsunuz. ♥
Kitabımızın simgesi için, 🥀🍷
31. BÖLÜM / MEDCEZİR
🥀
Dudaklarım kararsızlıkla açılıp kapandı, kelimeler; dilimin üstündeydi, dilimin altındaydı, dilimin ucundaydı ama ben ellerinden tutup onları yangınlar saçan dudaklarımın arasından geçiremiyordum. Birkaç haftadır bana ısrarla bakan imalı bakışları, ifadeleri, dün ettiği sözler yapboz parçaları gibi önümde duruyor, birbirine eklenerek tamamlanıyordu; şimdi yapbozun suretini görüyordum, her şey anlam kazanmıştı.
İçime dolan korku, zehirli bir çiçek gibi kalbimde boy vermiş sarmaşıkları donuk yüzümün mevzilerine dağılmıştı. Ağzımı kelimelerin direnişine rağmen açıp, "Amacın ne senin?" diye sordum. Sesimin titremesine engel olamadım, zaten o an için bununla ilgilenecek durumda değildim. "Niye çektin bu fotoğrafları?"
Barış, "Aslında o gece orda bulunma niyetim, bu fotoğrafları çekmek için değildi," dedi, sesinin kolları boğazıma uzanıp sıktı. "O gece oraya geldim çünkü niyetim ağzımdan kan gelene kadar beni döven Savaş Akduman'dan intikam almaktı. Onun için güzel şeyler hazırlamış, yanımda birkaç kişiyi de getirmiştim."
Ona hayret içinde bakıp karman çorman olmuş bir sesle, "Savaş'ı dövmek için adam mı topladın bir de?" diye sordum şaşkınca. "Beren'i yani onun kız kardeşini taciz ettin, o dayağı çoktan hak etmiştin."
Barış'ın gözlerinde büyüyen resimsiz öfkeyi gördüm. "Hak ettiğime inansaydım, orda olmazdım, değil mi?" diye tısladı. "Her neyse, gece yarısı oraya geldiğimde sizi gördüm, birbirinize tutkuyla sarılışınızı, dokunuşunuzu... Seni merdivenlere doğru götürürken beni fark ettiğin için izlemeyi bırakmak zorunda kaldım, gerisini hayal gücüme bıraktığım için yazık oldu. İnsan sana bakınca tutkudan bihaber bir kız sanıyor ama orda, onun yanında farklı görünüyordun."
Sözleri midemi bulandırırken, "Farklı değildim," diye mırıldandım ama kendi kendimi buna ikna etmeye uğraş veriyordum aslında çünkü onunlayken farklıydım, ben değildim.
Barış, bir süre buna cevap vermeden gözlerimin içine baktı. "Öyleydin, kabul etmekte zorlansan da." O anki etrafımda hiçbir şey yokmuş diyen halimi hatırlayınca, Barış'ın itici gözlemciliğini yetenekli buldum. "Aslında sizin aranızdaki tuhaf çekimi her zaman fark ediyordum, sadece isim veremiyordum."
Kaşlarımı çattım. "Ne demek istiyorsun?"
"O sana dokunurken, yeryüzündeki ölümlülerin en mutlusu gibiydin, senden gözlerimi alamadım," dedi. "Sen ona âşıksın."
Başımı salladım. Hiçbir dayanağı olmayan aptalca bir söylemmiş gibi, "Ömrümde âşık olmadım ben," diyerek küçümsedim. Onun gözlerine bakarak ağır ağır, zihnine yedire yedire, biraz da laf sokmak için, "Erkeklerin nasıl illegal yollara baş vurarak çıkarcı olduğunu düşününce, bundan sonra da olmayacağıma eminim," diye ekledim.
Barış, alay ederek, "Ne yapalım, biz erkekler böyle sefil yaratıklarız işte, kendinizi bizden korumanız gerekirken, siz her zaman en tehlikelisinin yanında bitersiniz," dedi. Bunu ciddi bir öğüt verir gibi söylemişti ama ardından pişkin pişkin ekledi. "Aman neyse konuyu hiç saptırmayalım."
"Ne istiyorsun benden, Barış?"
"Sana neden iki hafta sonra geldim biliyor musun?" diye sordu. "Sen ve o tekrar bir araya gelecek misiniz diye bekledim. Ama beklediğim gibi bir araya gelmediniz, o zaman bir geceliğine kendini Savaş Akduman'a sunduğunu anladım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARALI HAYALLER (+18)
General FictionNüket Kozcu, kendi halinde üvey annesinin yaptıklarından hoşnutsuz bir üniversite öğrencisidir. Bir gece bara gider ve tanımadığı bir adamla beraber olur. Ah, yanlış oldu; adamı çok iyi tanıyordur fakat sarhoşluğundan kim olduğunu anlamamıştır. Yak...