YH • 18 | HODRİ MEYDAN

84.1K 4.8K 3.7K
                                    


Sellam yine biz

Diğer bölümün çabuk gelmesi için bol yorum, bol vote unutmayın 💁‍♀

Spoi yorum yok.

Keyifli okumalar. 

Kitabımızın simgesi buraya;

    18. BÖLÜM / HODRİ MEYDAN 

   Savaş, havaalanının parlak zemini üzerinde tok ve kendinden emin adımlarla dimdik ilerlerken, bir yandan insan kalabalığı içinde tanıdık yüzü arıyordu. Şoförü gördüğünde, ağır başlı bir tavırla işaret verdi. Yakışıklı çehresi gergindi, her zamankinden farklı olarak da sert görünüyordu. 

Şoför, orta boy siyah bavulu alıp, "Hoş geldiniz, Savaş Bey," derken oldukça saygılıydı. 

Hazırda bekleyen arabaya doğru beraber ilerlerken Savaş keyifsizce cevapladı şoförü. 

  Otoparka geldiklerinde şoför, elindeki bavulu aracın bagajına yerleştirirken, arabanın arka yolcu koltuğuna geçen Savaş, siyah kravatını bir hamleyle çıkararak yanındaki boş tarafa atıverdi. Beyaz gömleğinin üst düğmelerini açıp derin bir nefes verdi. İş adamı imajından sıyrılmış olmaktan dolayı büyük bir rahatlama duydu, gücü çağrıştıran takım elbisesinden nadiren rahatsızlık duyardı ve bu akşam o nadir anlardan biriydi. Uçağa bindiğinde uçuş moduna aldığı telefonu cebinden çıkarıp uçak modundan çıkardı. 

Açar açmaz, yakın arkadaşlarından biri olan Aren'in telefonuna attığı mesaj geldi. 

 Aren Karayel:  Savaş, bugün dönmenin şerefine seni mekânımda bekliyoruz, Burak da yanımda. 

Mekana gidecek havada olmadığının farkındaydı. Kısaca arkadaşını yanıtladı. 

Savaş Akduman: Bugün olmaz. 

Ardından düşünceli bir ifadeyle Nüket'i aradı. Dört gündür olduğu gibi yine aynısı oldu, telefon uzun uzun çalıyor fakat asla yanıtlanmıyordu. "Ne sikim dönüyor," diye homurdandı. Perşembe akşamından beri hiçbir aramasına geri dönmemişti Nüket. Bugün günlerden salıydı ve aralarında perşembeden kararlaştırılmış bir söz vardı. 

   Belki evde kendisini bekliyordu. Nüket dört gündür relefonunu yanıtlamamasına rağmen, Nimet Hanıma akşam yemeğine özel bir misafirinin olacağını o yüzden bu akşama uygun olacak çeşitte abartıya çok da kaçmayan şık yemekler hazırlamasını, kendisinin de erken çıkmasını söylemişti. Nimet Hanım kendine denileni en iyi şekilde yapmış olmalıydı bundan emindi ama mutlaka orada bulunacağının sözünü veren Nüket konusunda emin olmasını engelleyen o iç sıkan his, dört gün öncenin göğsüne atılan ürünüydü.

  Savaş telefonu ceketinin iç cebine koyarken, başını yol ışıklarının altında ilerleyen arabanın camına çevirip dışarı baktı. Kendi kendine, "Umarım sözünü tutarsın, Nüket," diye konuştu. Gözlerini ötelerden görünen aya dikti. "Sözler tutulsun diye verilir."

  Kafasını arka yolcu koltuğuna yaslayı gözlerini yavaşça kapattı. Eve geldiğinde ışıkları yaktı, karanlık hiç bugünki kadar can sıkıcı ve kasvet dolu görünmemişti gözüne. İçinde bir huzursuzlukla salona doğru ilerledi, yemek masasının üzeri Nimet Hanım'ın elinden çıkan yemeklerle doluydu. Masanın en ucuna oturdu, diğer ucu Nüket için ayrılmıştı. Derin bir nefes aldı, "Ben niye bu kız gelmeyecekmiş gibi hissediyorum?" diye söylendi. 

   Kolunu kaldırıp bileğini saran saatine baktı. Saat, 20.00 

Nüket son anda sınav sürprizi çıkarsa gelemeyeceğini söylemişti ama durum öyleyse haberleşecekleri üzerine de konuşacaklardı. Ve Nüket böyle bir şeyi de bildirmiş değildi.

YARALI HAYALLER (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin