Merhaba kırmızı güllerim 🥀
Bölümü mutlaka oylayarak, yorum yaparak ve okuma listenize alarak kitabımızı desteklemeyi unutmayın ❤
Spoi yorum yapmayın, spoi istemeyin ❤
İçerik Uyarısı! Lütfen okuyun. Kitabın başlarında sizi rahatsız hissettirebilecek cinsel ilişki modeli mevcuttur. Hassas olduğunuzu düşünüyorsanız, kitabı okuyup okumamayı bir kez daha değerlendirip öyle başlayın.
Kitabın ilerleyen bölümleri, sizin hayal ettiğiniz ya da pek çok kitapta okuduğunuz tatlı aşk hikayesi, tatlı karakterler olarak yazılmamaktadır. Bir erkek şöyle olmalı, bir kadın böyle olmalı gibi keskin görüşleriniz varsa kitabı bu açıdan da mutlaka okuyup okumamayı bir kez daha değerlendirin ve ona göre başlayın.
Başlamaya karar verdiyseniz, keyifli okumalar.
Profilime girip diğer kitaplarıma da bakabileceğini unutma.
Lütfen empati yapın sizi seviyorum.
Keyifli okumalar.
1. BÖLÜM | KARŞILAŞMA
Bir çiçeği büyüten sevgi,
insanı değiştirmez mi sanıyorsun?🥀🍷🥀
Gündüzün aydınlığından sıyrılan yeryüzünün ışıkları, kaldırımlara sevdiği kadını bekleyen adam gibi dikilmiş sokak lambalarıydı, gökyüzünün ışıklarıysa, sevdiği adamı gördüğü için gözleri parlayan kadın gibi ışıl ışıl parlayan yıldızlardı.
Hepimizin gökyüzünde bir yıldızı olduğu doğru muydu?
Başımı göğe kaldırdım, sol gözümü kapatıp işaret parmağımı bana yakın gibi duran yıldıza doğru kaldırdım. Sanki yıldıza dokunmuş gibi hissediyordum, bu beni gülümsetti. Göğe serilmiş kara çarşaf üzerinde bana ait bir yıldız var mıydı bilmiyorum ama, şu andan itibaren bu yıldız benimdi.
Yağmur hafif çiseliyordu. En sevdiğim şey şüphesiz çiseleyen yağmurdu, bardaktan boşalırcasına akan yağmuru sevmezdim, bana duygusuz ve ceza gibi geliyordu. Ama çiseleyen yağmur nazikçe başımıza konup okşarcasına tutunuyordu saç tellerimize.
Haksız mıyım?
Oturduğumuz siteye göz attım. Evlerimiz iki katlıydı hepsi birbirinin aynısıydı. Fakat sitemizin yıllara meydan okuyan en büyük ve yaşlı çınar ağacı neyseki bizim evimizin önünde, ihtişamıyla, büyük yapraklarıyla benim pencereme doğru uzanıyordu. Şu an zamanın yaşlandırdığı bu ağacın bir dalında oturuyor, ışıltılı şehri izliyordum. Çevremi saran toprak kokusu, içimi ferahlatıyordu.
Ah, bu kokuyla sarhoş olabilirim.
Elimde kahve kupası, burnuma doğru tüten buharı üşümemi azaltırken, iki dal arasına konumlandırdığım şemsiye çiseleyen yağmuru kupamdan uzak tutuyordu. Bir yudum daha alırken kahvemden, içim sıcacık oldu.
Odamın ışığı yandığında başımı pencereye çevirdim. Ece odama girmişti, bunu ilk kez yapmadığını biliyordum. Ece benim üvey annemden olma üvey kardeşimdi. Üzerinde bulunduğum ağacın dallarına tünediğim sırrını kimse bilmediği için şu an benim odada olmadığımı sanıyordu. Bu yüzden zavallı bir yaratığı izler gibi izlerken, benim onu görmediğimi sandığından keyifle kahvemi yudumlamaya devam ettim.
Çalışma masamın çekmecelerine üzerindeki küçük kutuların içine hızla bakıyordu. Odamda ne aradığını bilmiyordum. Doğrulup, "Off," diyerek yanaklarının içini havayla doldurdu. Hem odama geliyor hem de rahatça oflayabiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARALI HAYALLER (+18)
General FictionNüket Kozcu, kendi halinde üvey annesinin yaptıklarından hoşnutsuz bir üniversite öğrencisidir. Bir gece bara gider ve tanımadığı bir adamla beraber olur. Ah, yanlış oldu; adamı çok iyi tanıyordur fakat sarhoşluğundan kim olduğunu anlamamıştır. Yak...