YH • 7 | UNUTMANIN KOZASI

166K 5.7K 3.5K
                                    

Merhabalar;

Keyifli okumalar...

Bölüme gül ve kadeh 🥀🍷

Oy verip yorum yapmayı unutmayın ❤

7. BÖLÜM | UNUTMANIN KOZASI

Koku.

İki yönlü bir kokuydu duyumsadığım; bir yanıyla tanıdık, diğer yanıyla yabancı.

Bir nefesi içime çektiğimde, aslında o kokuyu içime çektim.

Gözlerimi zorlukla açtım, göz bebeğime dökülen gün ışığı yüzünden gerisin geri perde gibi örtüldü göz kapaklarım. Burnumun ucundaki bu koku yüzümün altında kalan yastıktan geliyordu, içime çektiğim nefesin ciğerimi kaplaması gibi yüzümü bir gülümseme kapladı. Ardından kendimde hissettiğim değişiklikler sıra sıra algıma düştü. Üzerime yükler gibi binmiş ağırlığın nedenini anlayamıyordum, vücudumun en hassas noktasına sızmayı becermiş keskin ağrının nedenini de. Hareket etmenin mümkün olmadığı hissi ise tüm benliğimi ele geçirmişti. Vücudum baştan aşağı çıplaktı, garipsedim ben asla güne çıplak uyananlardan biri değildim, bulunduğum ortam neresi olursa olsun veya ben hangi durumun içinde olursam olayım, bu böyle. Kıpırdandım, karnımda belli bir ağırlık vardı, tıpkı bedenim gibi çıplak ve sıcak olan bir ağırlık.

Ciğerime dağılan o güzel kokuya, çirkin bir korku saplandığında sert bir hareketle gözlerimi araladım.

Yüzüme dağılan gülümseme, yerde yarısı görünen kadeh gibi dudağımın eşiğinde kırılıp parçalara ayrıldı. Gözleri kocaman açıldı, nerde olduğumu bilmiyordum. Nefes alış verişim bir anda yükselmişti sanki kalbim birazdan çarpmayı bırakacaktı. Yavaşça arkamı dönüp yanımda kimin olduğuna bakmalıydım fakat bedenimi mi yoksa sadece başımı mı çevirmeliydim bir türlü karar veremedim. Hangisi beni daha az şoka uğratırdı? Gözlerimi sertçe kapatıp açtım, korkuyla oyalanacak zamanım yoktu. Göğsümün üzerine kadar çekilmiş örtüyü parmaklarımla sıkıp yavaşça arkama döndüm.

Neredeyse küçük dilimi yutacaktım.

Yanımda yatan bu adam, en yakın arkadaşımın abisiydi!

Beren'in abisi, Savaş Akduman.

Savaş Akduman!

Kapıldığım dehşet verici hisler yüzünden hemen önüme döndüm. Kalbimin atışları kaburgalarımı parçalayıp geçecek kadar şiddetliydi. "Saçmalık bu. Belki bilinçaltımın zeminine kurulu bir kâbusun içinde dolanıyor ruhum, bu kadar ileri gitmiş olamam," diye fısıldadım. Bir küveti ağzına kadar dolduran su gibi yüreğimi ağzına kadar dolduran korkuydu. "Kötü, çok kötü bir kâbus."

Gözlerimi açıp kapattım, artık gözlerimde kadeh gibi çatlayan bir acı vardı. Gerçek yerdeki cam parçaları gibi keskindi, gerçek örtünün altındaki bedenim gibi çırılçıplaktı. Elimi yavaşça çarşafın altına kaydırıp Savaş'ın belimdeki kolunu neredeyse nefes bile almadan karnımdan çekmeye çalışarak geriye doğru ittim, eli çıplak bacağıma değince elektrik akımına kapılmış gibi bir süre titredim. Bu el, bu dokunuş ruhumu cehennem ateşine attı; kavrulmaya başlamıştım.

Kendimi yatağın kenarına yavaş yavaş kaydırdım, yerimden aniden doğrulunca bacaklarımın arasında bir acı peydahlandı, boğazımı yırtacak güçlü çığlığı sızlayan dudağımı dişimin altına çekerek zorlukla bastırdım. Beyaz çarşaf bedenimden kayar gibi olunca, titreyen parmaklarımla göğsümün üzerine çektim. Ağır ağır nefes alıp verirken bütün uzuvlarım kalp gibi çarpıyordu, çırpınan kalbimse taze bir yara gibi kanıyordu.

YARALI HAYALLER (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin