Wattpad yasağı günlüklerinden herkese selam!Bölüme mutlaka oy verin ve okumaya öyle geçin ve bol bol yorumlar bırakın Ölüm Perilerim!
Savaş Akduman için 🍷
Nüket Kozcu için 🥀
🥀
56. BÖLÜM | GÜLÜN SON YAPRAĞI
🍷
Göğsüme buz gibi bir şeyin saplandığını sandım.
Seni seviyorum.
Hep bu sözleri ondan duymanın hayalini kurardım başımı yastığa gömdüğüm pek çok akşam; gözlerimi yavaşça kapar, ağır ağır sesini düşlerdim. O sesten dökülürdü bu kelimeler; yüreğim hayallerime gizlice karışır, Savaş'ın sesini dinleyip kelimeleri duyar, pır pır edip delirirdi. O anlamın çok ötesine geçer, zihnimi, ruhumu, tenimi de beraberinde çeker götürürdü.
Seni seviyorum.
Şimdi bu sözleri gerçekten Savaş'tan duyacağım diye aklım çıkıyor benim. Kalbimde keskin bir acının sancısı kıpırdandı.
Evet.
Hem de ondan duymaya ilk kez bu kadar yaklaşmışken. Yalan olsa da. Sözleri asla gerçeği yansıtmasa da.
Hatanın çoğu bana aitti tabii, duygusal biri olmak beni hataya açık yapıyordu. Çünkü bile bile lades diyen bendim. Evet. Bu bile bile lades demekti. Bile bile buraya gelen. Bile bile öğrenmek isteyen. Bile bile onu dinleyen. Bile bile tutkuyla harmanlanan dokunma çağrısına sessizce onay veren. Bile bile kapıyı çarpıp çıkmayan. Bile bile.
Bile bile lades işte.
Seni seviyorum.
Dudakları bunu söylemek için aralandı, ondan daha hızlıydım. Bu iki kelimeyi ondan duymayayım diye, iki elimle tüm gücümü kullanıp onun karşımda dikilen bedenini ruhumu yere serdiği gibi yere sermek, kalbimi yakıp yıktığı gibi hiç olmazsa pastürünü yıkmayı dileyerek onu sertçe ittim.
Savaş Akduman kıpırdamadı.
Ama ben içimde onun için canlanan, canlı kanlı öfkeye tutunmasaydım eğer, kendimi yere yığılacakmış gibi hissediyordum.
“Sakın,” dedim, gözlerim ıslandı. Şaşkınlık ve korku yüreğimi sararken bir kez daha ittim. Kıpırdamıyor, kıpırdamıyordu işte. “Sakın o sözcükleri söylemeye cüret bile etme!”
Savaş doğrudan gözlerimin içine baktı. “Neden?” diye sordu, sesinde bakışında karanlık bir şey vardı ve onlara eşlik eden kızgınlık. Onu bu noktaya getirdiğim için öfkesinin tadını aldığımı hissediyordum. “İstediğin tek şey bu değil mi zaten?”
İstiyordum ama hissizce, öylesine ve sırf onun çıkarlarına hitap ettiği için de değil, hissederek söylesin istiyordum. Yüksek sesle dillendirmeye cesaret edemedim bunu.
Soru içimde yaralanan duyguların önünü kesti. Öfkem içimde kabaran tek duyguydu artık. “Her şey senin için sıradan ve basit, öyle değil mi? Ama ne var biliyor musun?” Kibri karşısında sinirlerim tepeme çıkmıştı. “Senin oyunlarını oynamaktan sıkıldım.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARALI HAYALLER (+18)
General FictionNüket Kozcu, kendi halinde üvey annesinin yaptıklarından hoşnutsuz bir üniversite öğrencisidir. Bir gece bara gider ve tanımadığı bir adamla beraber olur. Ah, yanlış oldu; adamı çok iyi tanıyordur fakat sarhoşluğundan kim olduğunu anlamamıştır. Yak...