YH • 9 | TAKIM ELBİSELİ PİSLİK

137K 5.8K 2.4K
                                    


Uzun zaman oldu.

Maalesef Covid sürecini çok zor atlattım. Zaten normalde bünyesi zayıf biriyim, Covid durumumu daha beter hale getirdi.

Hâlâ o kadar etkisindeyim ki geceleri bile dünyayı saran salgınlarla ilgili kabus görüyorum.

Sağlıklı olarak buraya yeniden sizlere dönmek çok güzel.

Yazdığınız her şeyi okudum, hala Covid 19 olmamdan dolayı atılan mesajlar var. Hepinize bu süreçteki desteğiniz için çok teşekkür ederim. Böyle durumlarda destek mesajları inanılmaz moral oluyor.

Sizi seviyorum.

Yorum ve beğenilerinizi eksik etmeyin 🌸

Hatırlatma: Spoi yorum yok.

Bölüme kitabımızın simgesi 🍷🥀

Bölüm Şarkısı | Pamela, İstanbul

9. BÖLÜM | TAKIM ELBİSELİ PİSLİK

Ruhum bir çıkmazın içinde, zihnim bir karmaşanın içinde debelenip duruyordu.

Her şey ağır geliyordu ve her şey ağır gelmesine rağmen kendimi bulunduğum âna tutunurken buldum, sanki bu andan kopup iç dünyama kapanırsam kaybediş kaçınılmaz olacaktı. Yanımdaki adama bakamadığım için yan camdan dışarıya bakıyordum. Küçük bir kız çocuğuyken kafamda var olduklarına emin olduğum canavarlardan korkardım, şimdi ise insanlardan korkuyorum.

"Nüket." Savaş'ın sesi arabanın içinde yükseldi. Başımı hiç istemediğim hâlde ona çevirdim, kahverengi dünya yavaşça bana döndü. En az benim kadar gergin görünen hâli, ifadeli gözleri ve dolgun dudaklarıyla tezat oluşturuyordu. Elini rahatlatmak ister gibi bacağıma koyup sıktı. "Endişelenme, sonuç ne olursa olsun halledeceğiz."

Evin sınırlarında söylediği şeyi hatırladım. 'O bebek dünyaya gelmeyecek.'

Hatırladığım söz üzerine, teselli için uzatılan elini bacağımdan çekip, "Evet, sonuçları nasıl hallettiğini fark ettim," dedim, sesim beni bile üşütebilirdi; buz gibiydi. "Savaş Akduman felsefesini daha net anlıyorum galiba; sonuçları hiç düşünmeden hareket et ve istemediğin sonuçlarla karşı karşıya kaldığın zaman, sonuçlara katlanmak yerine onları hemen yok et."

Gergince bir nefes aldığında, düzgün yüz hatlarının simetrisindeki uyum bozuldu. "Haklısın," dedi hiç inkâr etmeden, geniş omuzlarının kasılışı gözümden kaçmadı. "Ne eksik, ne fazla ben böyle bir adamım."

Tekrar yola odaklandığında, kızgınlığım geçmedi, sözleri beni olduğumdan daha kötü hissettirdi. "Öyle bir adamsın," dedim, ağzımdan kopacak her kelime şu saatten sonra yılanın ağzından kopan zehirden daha farklı olmayacaktı. "Keşke bunu sadece kabullenmek yerine biraz olsun öyle biri olduğun için pişmanlık duysaydın."

Sözlerimi karşılayan Savaş değil, sessizlik oldu. O da benim gibi düşüncelerin içinde mahsur kalmıştı, bana itiraf etmese bile biliyordum. Bir süre sonra tekrar konuya döndü: "Pişman olmak bizi o geceye döndürmez." Hah! Bay mantık konuştu. "Sen de böyle bir sonucun sorumluluğunu almaya hazır değilsin."

Kırgın bir sesle, "Elbette böyle bir sonucun sorumluluğunu alamam, diğer yandan böyle bir sunuçla karşı karşıya kalmayı da hiç istemezdim," dedim. Hisleri yüklenen gözlerim doldu, onu artık bir gözyaşı camının ardından bulanık bir görüntü olarak görüyordum. "Eğer karnımda bir hayat çarpıyorsa, o hayatı durdurmak beni katil gibi hissettirecek."

Söylediğime anlam veremiyormuş gibi, "Eğer karnında bir hayat varsa, kalbi bile atmıyordur," dedi olaya daha soğukkanlı bir tavırla bakarak. Benim damarlarımda hisler, onun damarlarında hissizlik dolaşıyordu. "Böyle hissetmen çok anlamsız."

YARALI HAYALLER (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin