Sekiz yıl önce, annem öldüğünde onu tam 2 aydır görmemiştim. Yaz ayındaydık, amcamlarla tatile gitmiştik. Döndüğümüzde annemin çok hasta olduğunu yurtdışında bir hastanede tedavi gördüğünü öğrenmiştik. Yıkılmıştım. Tedavisini tamamlayıp döneceği gün, öldüğü haberi geldi. Zaten bana ve anneme karşı ilgisiz olan babam annemin ölümünden iki sene önce evden gitti, daha doğrusu kaçtı, evlendiğini duyduk. Bir daha hiç görmedik onu. Zaten görmekte istememiştim. Babamı hiçbir zaman sevememiştim, hep bir yabancı gibiydi.
Annem her yılın bir ayı evden giderdi. O bir ay göremezdim onu. Nereye gittiğini bilmezdim. Gelirken bana kurdeleli saç tokaları alırdı. Mahalleyle arası çok iyiydi. Bakkal Osman, Kitapçı Mehmet amca, Rüstem abi, Fatma abla hepsi tanırdı onu. Ben doğmadan önce mahallede olan şeyler her neyse annemin her yıl gitmesine sebep olan da oymuş. Ama güya kimse bilmiyor mahallede neler olduğunu. Ben bildiklerini biliyorum. Geçmişi bana söylemediklerini. Annem sağlıklıydı, bence hastalıktan da ölmedi o. Hasta olsaydı sonuna kadar direnirdi. Bilirdim hastalığını, en azından bana söylerdi. Ben sekiz yıl önce söz verdim kendime. Annemin vefatını umursamayan babamdan, halamdan, teyzemden, dayımdan ve hatta çok sevdiğim amcamdan uzakta, onları unutup yaşayacaktım. Ve melek yüzlü annemin ben doğmadan önce neler yaşayıp, neden öldüğünüöğrenecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Günlük (Düzenleniyor)
AdventureTüm ailesini kaybetmiş bir kızın beklemediği bir anda bulduğu günlüğün değiştirdiği hayatı. Hayalleri ve biricik ev arkadaşıyla, yalanların yerini gerçeklerle doldurmak amacıyla çıktığı yolculuk. 'Sıradan hayatımın karanlığında kaybolup gitmişken ı...