Bölümleri geciktirmekte usta olan benden, Merhaba....:)
Öncelikle, birkaç ay önce gece saat 2 de aniden aklıma gelmesiyle yazdığım bir kısa hikaye var. Tek bölümlük ve adı Fedakar.Hikayeyi profilimden bulabilirsiniz. Yorumları bekliyorum.
İkinci olarak, bölümdeki hapishane olayları hakkında bir şey söylemem gerekirse; daha önce neyse ki hiç hapishaneye gitmedim ve gerçekte bu bölümün gidişatını değiştirmesi gereken kurallar olup olmadığını bilmiyorum. Eğer yanlış olan bir şey varsa mazur görün. :)
Ve üçüncüsü, bölümlerin oldukça kısa geldiğinin farkındayım. Ama ilerde yayınlamayı düşündüğüm başka bir romanla uğraşıyorum ve zaten Kayıp Günlük en başından beri böyleydi. Final olmak üzere ve bu konunun artık çokta önemi kalmadı.
İyi okumalar...:)
Üzerimdeki heyecanla oldukça erken kalkmış, Elif'i de kaldırmış ve hazırlanmıştım. Hırkamı elime alıp odasına ilerledim. Kapıyı tıkladım. Onaylama alınca içeri girdim.
"Hazır mısın?" Gülümsedi.
"Hazırım." "Teyzeme ve Zehra'ya söyleyecek miyiz hapishaneye gittiğimizi?"
Bu konuyu düşünmemiştim.
"Bilmiyorum. Ama o da kardeşi hakkında bir şeyler bilmeyi hak ediyor. Ayrıca zor durumda kalabiliriz veya ne bileyim... Başımıza bir şeyler gelebilir. Bildiği bir şeyler işimize yarayabilir. Bu hepimiz, özellikle de sen ve ben için çok önemli bir konu. Kahramanlık oynamaya gerek olmadığını düşünüyorum."
Katıldığını belirtircesine başını salladı. O an iyi ki tanımadığım kardeşim Elif'miş diye düşündüm. O zaten her zaman olmayan kardeşim gibiydi. Bunun gerçek olduğunu bilmek beni ancak bu kadar mutlu edebilirdi.
"Kardeşim." dedim ve bir anda ona sarıldım. Sadece bir şeylerin iyi gideceğine dair bir güvence hissettirmeyi diledim.
Güldü. "Yanlış oldu o. Ablam diyeceksin." Ben de güldüm.
"Peki, abla. Şimdi ben teyzemize gideceğim ve sen de mutfağı toparlayıp evden çıkacaksın." dedim ve kaçarcasına evden çıktım. Arkamdan bağırdığını duyabiliyordum. Madem ablaydı, mutfağı da toplardı.
'Teyzemiz' demiştim. Bu kadar çabuk alışmış olmama kendi kendime güldüm. Bu güzeldi.
Binaya geldikten sonra yukarı çıkıp Zehra ve teyzeme sarıldım. İçeri girmemiştim. Evlerini kapısında duruyordum. O sırada evin salon kapısından çıkan Rüstem amcayı gördüm. O benim eniştem oluyordu öyle değil mi? Fatma teyzem zamanında annem gibi kaçıp onunla evlenmişti. İçkili haline sonradan mı gelmişti?
Beni görünce kapıya doğru geldi. Her zamankinden farklı gözüküyordu. İçkili değildi. Üstü başı düzgün duruyordu. Evrim falan mı geçirmişti?
Teyzem önce Rüstem amcaya –pardon, enişteme- sonra da bana baktı ve yaklaştı. "Söylediğim gibi bazı kurumlara başvurdum. Ve alkolü bıraktı. Gerçekten." Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. "Pamuk gibi oldu. Eskisine döndü. Sevdiğim adama yani. Gerçi her haliyle seviyordum tabi ki ama. Aaa bir de sizin yeğenlerim olduğunuzu bilmiyordu. Hepsini anlattım."
Daha önce teyzemin tek seferde bu kadar konuştuğunu hiç görmemiştim.
Rüstem amca geldi. Gülümsedi. "Öncesinde olan şeyler için özür dilerim Şara. Artık o saçmalıkları bıraktım. Ve duydum ki eniştenizmişim. Artık bana Rüstem amca demeyi bırakabilirsiniz." dedi ve yine gülümseyip yanında duran kızını alnından öpüp tekrar içeri geçti.
Fazlasıyla sevinmiş, aynı zamanda çok mutlu olmuştum. Çok sevindiğimi teyzeme belirtip konuşmamız gerektiğini anlattım. Dinlemeye başladı.
"Eğer hapishaneye gidersek Zeynep Sarı'nın kayıtlarından sebep olduğu şey, yani annemin olayı hakkında bilgi alabileceğimizi düşündük. Belki yerini bile öğrenebiliriz. Veya orada mahkûmlardan birileri de biliyor olabilir. Biz şimdi gitmeye karar verdik. Ve sana da haber vermemiz gerektiğini düşündük. Bizimle gelmek istiyor musun?"
"Çok iyi düşünmüşsünüz, bir şeyler öğrenebiliriz. Tabi ki sizle gelmek isterim. Kardeşim hakkında bir şeyler bulabilmek benim için de çok önemli."
Elif, teyzem ve ben evden çıkıp hapishaneye gittik. En yakın hapishaneydi ve zaten başka bir hapishaneye gönderilmiş olamazdı.
Taksiden inip uzun gri kapıya ilerledik. Kapıda iki tane nöbetçi vardı. Bir adım öne çıktım.
"İyi günler. Biz burada tutulmuş bir mahkum hakkında bir şeyler öğrenmek için geldik. Bu bizim için çok önemli bir mesele ve sadece yetkililere bir şeyler sorup çıkacağız. Girmemize izin verir misiniz?"
Beklentiyle adamlara baktım.
Telsiz ile birileriyle konuştuktan sonra kapıyı açtılar. Girdiğimizde üzerimizi aradılar ve bizi bir yere yönlendirdiler. Sanırım başarıyorduk.
"Burada hapishanenin müdürü var, sorularınızı ona sorabilirsiniz." dedi güvenlik. Heyecanla içeri girdik. İçerideki 40'lı yaşlarda ciddi görünümlü bir adamdı.
"Ne soracaktınız?" dedi hemen. Adam tam olması gereken yerdeydi. Hapishane mahkumları için bu ciddilik önemliydi sanırım.
"Zeynep Sarı," dedi Elif. "Burada bu isimde bir mahkum bulunmuş muydu?"
Adam bir süre düşünür gibi oldu. "Evet," dedi. Gülümsememe engel olamadım. "O benim üvey annem ve ben bunu yeni öğrendim. Hakkında bazı şeylere ihtiyacım var. Bu benim için çok önemli." dedi.
Adam hafifçe yerinden doğruldu. "Anlıyorum ama Zeynep Sarı hapisten çıktı."
"Evet, biliyorum. Sadece neden burada olduğuyla alakalı bir konuydu."
"Bir kadını camdan aşağı itip hafızasını kaybetmesine neden olmuştu. Ölümden ucuz yırttığını hatırlıyorum."
"Evet evet. O kadının nerede olduğu hakkında bir bilginiz var mı? Bu olay sonrası garip davranışlarından dolayı bir akıl hastanesine yatırıldığını duyduk. Neresi olduğunu biliyor musunuz?"
Adamın kararsız bakışlarına karşılık Elif devam etti.
"Lütfen, bu kardeşim ve benim için çok önemli." Bana baktığında gülümsedim.
Adam ayağa kalktı. "Peki, dosyasına bir bakacağım. Burada bekleyin."
Adam çıktıktan sonra heyecanla ellerimi çırpmama engel olamadım. Elif'te benim gibi heyecanlıydı. Adamın bizimle ilgilenmesi bizim şansımız olmalıydı.
On dakika gibi bir süreden sonra adam tekrar geldi. Elinde bir kupa tutuyordu. Kahve olduğunu tahmin ettim içeceğini yudumlayarak yerine oturdu. Cebinden bir kağıt çıkartıp bize uzattı. "Dosyasında bu konu hakkında çok bir şey yoktu ama kaldığı hücredeki arkadaşları biliyordu. Bu hastaneye götürülmüş." dedi.
Adresi aldık ve bol bol teşekkür edip oradan ayrıldık. Şimdi bu adrese gitme vaktiydi. İçimde bir yerlerde, arayışımın sona yaklaştığını biliyordum.
:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Günlük (Düzenleniyor)
Phiêu lưuTüm ailesini kaybetmiş bir kızın beklemediği bir anda bulduğu günlüğün değiştirdiği hayatı. Hayalleri ve biricik ev arkadaşıyla, yalanların yerini gerçeklerle doldurmak amacıyla çıktığı yolculuk. 'Sıradan hayatımın karanlığında kaybolup gitmişken ı...