FİNAL

6.9K 374 149
                                    

LÜTFEN OKUYUN!!!

Eveeet. İlk romanımın, acemiliğimin, ilk tecrübemin sonuna geldim. Daha doğrusu geldik. Bu zamana kadar yorum yazan, beğenen, bunları yapmasa da okuyan herkese çok teşekkür ederim. Özellikle ilk bölümlerdeki ilk yorumların değeri büyük. Onlar benim küçük cesaretlerim :). 

Kitabın içinde yaptığım birçok hata, kaçırdığım birçok nokta var. Şu ana kadar yorumlarda belirtilen hatalarımdan birini söyleyeyim de halime gülün :). Bir bölümde Şara günlükte görüp babasının adının Rıfat olup olmadığını düşünüyordu. E bu kızın kimliği yok mu? Bunu bir yorumda okuduğumda kendime baya güldüm. Bulduğum iyi bir fırsatta Kayıp Günlük'ü baştan okuyup düzenleyeceğim. İlk bölümleri okuyup tekrar son bölümlere dönerseniz aradaki farkı görürsünüz. O farkın bi kapanması lazım :). Yukarıda bahsettiğim gibi diğer küçük hataları da düzelteceğim ve bu yüzden, aklınızda olan bir karışıklık, açık olmayan bir durum varsa kitapla ilgili, final bölümünün yorumlarına yazmanızı rica ediyorum. Kendim de ayrıntılı kontrol edeceğim ama sizin fark ettiklerinizle başlamak daha kolay olur. Final bana yetersiz gibi görünüyor ve belki düzenlemenin sonunda finalde de değişiklikler yapabilirim. Ha! Her ne kadar benim içime sinmese de bu bol olaysız finalimiz hakkında yorumlarınızı okumak istiyorum. Parmaklar klavyeyeee! :):):) 

Kayıp Günlük için son kez, iyi okumalar...

 

Dünyanın en şanssız insanı olduğunuzu hissettiğiniz zamanlarda, asla çözülemeyeceğini düşündüğünüz sorunlarınızı yaşarken ve kaybettiklerinizi bir gün asla bulamayacağınızı düşündüğünüzde, yıldızlara bakın ve çözümlerin ve mutluluğun orada olduğunu hayal edin. Onlar orada oldukça, yani hayat devam ettikçe çözülemeyecek sorun olmadığını bilin. Şu var ki, bir şeyi gerçekten ister ve ona gerçekten inanırsanız, yaparsınız.

Mavi kapaklı defterimi kapattım ve çekmeceye koydum. Hayatımın en önemli kararlarından birini verip, aslında çok istediğimi fark ederek Adem ile evlenmiştim ve evliliğimizin ilk günü bu defteri günlük olarak kullanmaya başlamıştım. Bir gün bir çocuğum olursa, bana veya Adem'e ne olacağını kim bilebilirdi ki? Eğer başımıza bir şey gelirse, bir gün çocuğum da tıpkı benim gibi bu günlüğü bulur ve geçmişin peşinden giderdi. Bundan öte, annesinin yaşadıklarını bilmesini istiyordum. Onu çok iyi tanımasını ve bir gün kaybedecek olsa bile, hep onunla olduğunu bilmesini istiyordum.

Adem, Mehmet amca ve hastanede gördüğüm annesi ve babasıyla birlikte beni istemeye gelmişti. O gün hastanede adımı söylediğimde şaşırmalarının nedeninin ismimin tanıdık geldiği olduğunu öğrendim. Olumlu karşılamışlardı. Mehmet amca hiçbir şey söylememiş, sadece evden çıkarken mutluluk dilemişti. Onun için bunun zor olduğunu tahmin edebiliyordum. Zeynep Sarı'yı çok sevdiği belliydi ve onun geldiği bu durumdan annemi suçluyordu.

Annem, Adem ile evlenmemden çok mutluydu. Onu sevdiğimi anladığını ve mutlu olmamı çok istediğini defalarca söylemişti. Elif için de aynı şey geçerliydi. Kendi aramızda küçük bir kutlamayla evlenmiştik ve üniversiteme yakın yerdeki bir eve taşınmıştık. Sürpriz olan, dedemin bize gelmiş ve annemden defalarca özür dilemiş olması, annemin çok zorluk yaşamasına rağmen sanırım çocuklarını bulmuş olmasının verdiği cesaret ile onu affetmesi, dedemin pamuk gibi bir adama dönüşmesi ve her fırsatında geçmiş için hepimizden özür dilemesiydi ve en önemlisi, Adem ile yaşamaya başladığımız evin üst katına annem, Elif ve dedem yerleşmişti. Annemi yeni bulmuşken ayrı durmaya dayanamayacağımı ve Elif'in kardeşim olduğunu öğreneli de çok olmamışken onu yalnız bırakamayacağımı biliyordum. Bu durum beni çok memnun etmişti ve Adem için de bir sorun yoktu. Annemle çok iyi anlaşıyordu. Mehmet amcanın edindiği bir bilgiyle Zeynep Sarı'yı bulmaya çalıştığını ve eğer bulursa kendi memleketine gidip orada onunla bir yaşam kurmayı planladığını öğrenmiştik. Elif de bunu istiyordu çünkü gerçek olmasa da ona yaptığı bir annelik vardı ve Elif bunu silip atamazdı. Uzakta yaşaması da daha iyiydi çünkü artık annem de bizimleyken şansları zorlamaya gerek yoktu.

Elif ve ben üniversitemizi yakında bitirecektik ve bir işe girmiştik. Ben diğer arkadaşlarımın da yardımıyla lise öğrencilerine özel ders vermeye başlamıştım ve Elif de çok sevdiği bir pastanede garsonluk imkânı bulmuştu. Bir arkadaşıyla birlikte çalışıyordu ve memnundu. Bir gece zor olsa da annem Elif ve ben birlikte yatmıştık ve uyumayıp uzun süre sohbet etmiştik. Elif de ben de yarınların bize gösterdiklerinden çok memnunduk. Mutluyduk.

Camdan dışarıyı dalgın bir şekilde izleyen annemin yanına ilerledim. Düşüncelere dalması hakkında biraz konuşmak istiyordum ve belki de zamanı gelmişti.

"Anne?" Ellerini yanaklarından indirip bana döndü.

"Efendim kızım?"

"Seni böyle düşündüren ne? Artık yaşadıklarını içine atma anne, lütfen. Seninle her şeyi paylaşmaya hazırız."

Gülümsedi.

"Geçmişi düşünüyorum ve siz bunları zaten biliyorsunuz. Sadece... Garip geliyor. Babamın çok pişman olması ki bunu gerçekten anlıyorum. Pişmanlığını anlıyorum ve garip hissettiren bu. Onunla birlikte yaşıyor olmam garip. O, beni Elif'imden ve İsmet'imden ayıran kişiydi. Yani... Sanırım bazen sadece kabul etmek gerekiyor. En zoru da bu ama kabul etmeliyim."

Ona sarıldım. Onu üzen her şeyi beyninden çekip atmak istiyordum. Benim annem üzülmemeliydi. Anneler üzülmemeliydi. "Kendini zorlama anne. Zamana bırak. Geçmişe kocaman bir perde çekelim ve birlikte geçireceğimiz geleceğe bakalım."

"Evet," dedi. "Evet, geleceğe bakalım."

SON

Kayıp Günlük (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin