38. BÖLÜM

3.7K 216 31
                                    

     Annemleri odada bırakıp hastanenin görevlileriyle konuşmak için koridorda gezinmeye başladım. Annem hakkında konuştuğumuz görevliyi koridorun başında gördüğümde hemen yanına gittim.

"Merhaba?"

"Merhaba, bir problem olmadı değil mi annenizle ilgili?"

"Ah hayır olmadı neyse ki. Ben bir şey sormak istiyordum."

"Tabi, dinliyorum."

Derin bir nefes aldım. "Annemi buradan çıkarabilir miyiz?"

"Bunun için çıkabilecek durumda olduğuna emin olmalıyız."

"Anlıyorum ama o zaten çıkabilecek durumda. Bizimle birlikteyken çok iyi. Gerçekten burada olması gerekmiyor."

"Sizinle beraber odaya dönüp annenizi bir süre izleyelim. Eğer iyi olduğuna emin olursak sizinle gelmesine izin verir ve bir süre de hastane dışında gözlemleriz onu. Yine farklı hareketlere devam ederse ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz ama eğer uyum sağlarsa hastaneden tamamen kurtulabilir." Umut vericiydi. Annemin iyi olacağına inanıyordum. Bizim için bunu yapacağını biliyordum.

Görevli ve biriyle daha birlikte annemin odasına geri döndük. Teyzemle konuşuyorlardı. Çok mutlulardı. Annemin yanına ilerledim.

"Annecim?"

Bana baktığında yüzündeki gülümseyen ifadeyi görmek o kadar mutlu ediyordu ki.

"Efendim kızım?"

Yanına oturdum, görevliler kapının yanındaki masaya oturmuşlardı. "Neden bu hastanede olduğunu biliyorsun değil mi? Her şeyi hatırlıyor musun?"

"Hafızamı kaybetmiştim ama zamanla düzeldi. Her şeyi hatırlamaya başladım ama aradaki eksiklikler yüzünden insanlara nasıl davranacağımı şaşırıyordum. Siz sürekli aklımdaydınız ve sizi görmeye ihtiyacım vardı. Sizi gördüğümde hatırlayamadığım her şey en güzel haliyle tekrar zihnime doldu. Mesela seninle birlikte odaya giren görevlileri görünce başımı eğmedim veya somurtmadım. Bu bir gelişme değil mi? Şara, ben iyi değil miyim?"

Gülümsedim ve ellerini tuttum.

"İyisin anne. Çok iyisin ve bu hastaneden çıkabilirsin." Görevlilere döndüğümde konuştuğum görevli gülümseyip başını salladı. "Bu sizin için bir deneme süreci olsun. İyi olacağınıza inanıyoruz."

Elif ile birlikte çok teşekkür ettik.

Ben görevlilerle konuşmak için odadan çıkmadan önce Adem acil bir işi olduğunu söyleyip gitmişti ve camdan geldiğini görüyordum. Geri geleceğini söylememişti ve geri gelmesi beni çok mutlu etmişti.

Geldiğinde ona durumu anlattık ve Adem bizim için çıkış işlemleriyle ilgilenmeye gitti. Ödememiz gereken ücret az bir miktardı ve zaten neredeyse hepsini Adem ödemişti. Ona yaptığı şeyler için minnettardım. Annemin az olan eşyalarını toplayıp Adem'in arabasıyla yola çıktığımızda aklımda nasıl idare edeceğimiz telaşı dönüp duruyordu. Elif de ben de henüz bir iş sahibi değildik ve zaten kendimizi zor idare ediyorken artan nüfusumuzu nasıl idare edecektik? Anneme iyi bakamamaktan o kadar çok korkuyordum ki.

Camdan dışarı baktığımda bizim evin yolundan gitmediğimizi fark ettim. Adem bizi nereye götürüyordu?

"Adem?"

"Efendim?"

"Nereye gidiyoruz?"

Gülümsedi. "Size sürpriz yemek ısmarlayacağım."

"Ama buna hiç gerek yok ki. Yani direk eve gitse-"

Sözümü kesti hala gülümserken. "Sürpriz dedim Şara. Bozamam ki. Neden sadece kabul edip beklemiyorsun?"

Elif kıkırdadı. "Peki." dedim. Nasıl hemen konuyu kapatabiliyordu?

.

Geldiğimiz yer çok güzel bir yemek salonuydu. Annemin tüm bu zaman boyunca yüzünde güller açıyordu. Ve ben her seferinde onu bulduğum için ne kadar şanslı olduğumu hatırlıyordum. Masamıza oturup siparişlerimizi verdik. Adem'de anlayamadığım bir heyecan vardı. Ve ben bu heyecanın sebebini çok merak ediyordum. Onun hakkında ne kadar çok şey merak ediyordum ben böyle?

Yemeklerimizi yiyip, tatlılarımız masamıza konduktan sonra Adem sesini düzeltip kollarını hafifçe masaya koydu. Ne oluyordu?

Zaten karşımda oturuyordu ve bana döndü. Neden bu kadar farklı ve...güzel bakıyordu?

"Şara, şimdi sana söyleyeceğim şeyi annen ve Elif zaten biliyor ve onların onayını aldım. Yalnız olduğunuz sürece gittikçe maddi anlamda zorlaşacak yaşamınızı tahmin edebiliyorum ve ben... Bunu engelleyip çok sevdiğim senin ve ailenin yanında olmak istiyorum. Bunu asla ama asla sadece size yardım etmek amacı içeren bir şey olarak düşünme. Kendimi tam olarak açıklayamıyorum ama ilk gördüğümden beri seni her gördüğümde içime bir mutluluk doluyor ve ben, seni seviyorum. Bana ilk sadece Adem dediğin andan beri bunu hayal ediyorum. Şara, ömrünü benimle paylaşır mısın?"


MERHUM ŞARA, BU OLAYDAN SONRA GİRDİĞİ ŞOKTA HAYATINI KAYBETMİŞTİR                                   şakasını tabi ki bir daha yapmayacağım.  :D

Kayıp Günlük (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin