Merhaba. Bölümün çok kısa olduğunun farkındayım ama zaten final yaklaştığından ve tüm olayları bir anda çözüp oldubittiye getirmek istemediğimden yazıp yazıp bu şekilde paylaşmak daha iyi olabilir. Yine söylüyorum, yorumlarınızı bekliyorum...
İsmet. Demek annemin sevdiği adamın adı İsmet'ti. Ama benim İsmet adında hiçbir tanıdığım yoktu. Gerçi, duruma akraba olarak bakarsak, benim doğru düzgün akrabam bile yoktu. Peki, annem ve İsmet ne olmuştu? Onların birbirlerine olan aşklarını kim son buldurmuştu? İsmet annemi beklemişse eğer, evlenmeleri gerekmez miydi? Ne çok sorum vardı benim böyle!
"Şara? Kalktın mı?"
Başımı tavandan çekip, odama giren Elif'e yönlendirdim.
"Günaydın. Kalkalı çok oldu."
"Sana da günaydın. Uyku mu tutmadı?"
"Biliyorsun işte." dedim doğrulurken. "Aklımı kurcalayan çok soru var."
"Anlıyorum. Ama o aklına söyle lütfen biraz da soruları değil de kahvaltılıkları kurcalasın. Çok acıktım ben."
Beni neşelendirmeye çalıştığını fark ediyordum. Yüzünden Adem hocayla konuşmamın nasıl geçtiğini merak ettiğini anlayabiliyordum. Ama sormaya çekinir bir hali vardı. Üstelemedim. İstediğinde sorardı.
"Ben de acıktım zaten. Sen çayı ocağa koy, ben geliyorum." dedim.
Onaylayıp dışarı çıktı. Merakla kaldığım yerden günlüğü açtım ben de.
30.03.1985
Evleniyorum günlük! İsmet'e yaşadıklarımı anlattım. Babamın nasıl olsa evleneceğim için ipleri gevşettiğini ve ev hapsinin azalıp kaçmama olanak sağladığında geldiğimi söyledim. Doğruydu. Beni beklediğini anlattı. Birlikte yaptığımız şeyleri hiç unutmadığını söyledi. Ve evlenmeye karar verdik. Hemen nikah dairesine gidip iki hafta sonraya tarih aldık. Nikah dairesinde evleneceğiz ve evleneceğimiz yer buraya, yani İsmet'in evine en yakın nikah dairesi. Evleneceğim için pişmanlık duymuyorum. Tek korkum, İsmet'e bir şey olması. Babam beni elbet bir gün bulacak, biliyorum. Her yerde tanıdığı ve adamları dediğim arkadaşları var. Beni evlenmiş olarak bulduğunda Rıfat ile evlendiremez, değil mi? Belki de sadece ablama yaptığı gibi evlatlıktan reddederler, ki annem hariç buna da üzüleceğimi düşünmüyorum. Aslında babam ablamı benden daha çok severdi. Gerçi, beni sever miydi onu bilmiyorum ama belki de ablama bu yüzden zarar vermemiş, onun annemi çok sevmesini kullanarak ailemizden ayırmış, evlatlıktan reddetmişti. Bana da aynı şeyi yapacağını düşünüyorum. Hatta belki de bir gün, o çok zengin Rıfat ve adını duyurmak için ilişkisini geliştirmek istediği babasını unutur ve hayatın paraya satılamayacağını anlardı. Ne dersin, günlük? Her şey yolunda gidebilir mi? Umarım...Umarım gider. Umarım babamın içinde, hala ısınmakta olan küçük bir kalp vardır.
Yoktu. İçimden yanlış görmüş olmayı dileyerek tekrar baktım ama yine yoktu. Yok olan şey, günlüğün diğer sayfalarıydı. 30 Mart tarihi son yazılmış tarihti ve devamı yoktu. Ama bu nasıl olurdu? Peki, ben annemin evlenip evlenmediğini nasıl öğrenecektim? Evlenmediyse, nasıl ayrıldığını? Her yıl nereye gittiğini, nasıl öldüğünü nereden öğrenecektim? Neden böyle bir yerde bırakmıştı ki? Halbuki günlüğün diğer sayfaları boştu, doldurabilirdi. Yazmayı yarıda bırakmasına sebep olan neydi?
Elif'in seslenmesinin ardından günlüğü kapatıp mutfağa ilerledim. Kahvaltıdan sonra Adem'in yanına gidip, günlüğü ona gösterecektim. Gözden kaçırdığım veya onun bildiği şeyler olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Günlük (Düzenleniyor)
AventureTüm ailesini kaybetmiş bir kızın beklemediği bir anda bulduğu günlüğün değiştirdiği hayatı. Hayalleri ve biricik ev arkadaşıyla, yalanların yerini gerçeklerle doldurmak amacıyla çıktığı yolculuk. 'Sıradan hayatımın karanlığında kaybolup gitmişken ı...