Çok geç gelen bölüm için gerçekten çok çok özür dilerim. Final çok yakında...:)
Hayatın karşınıza neyi çıkaracağını bilemezsiniz, derler hep. Belki bilemeyiz ama onun her zaman gerçekler olacağını hissederiz. Çünkü bazen tek gerçeğimiz, hayatta olduğumuzdur. Hayatı yaşadığımız ve bir gün hayatı da terk edeceğimiz.
Hayat karşıma, bu sefer de teyzem ve kuzenimi çıkartmıştı. Fatma teyzenin ben ve Elif'in ailesinden bahsettiğimizde takındığı garip tavırlar ve annemi tanıyor oluşu onun teyzem olduğunu kanıtlıyordu. Üstelik annem kardeşinin kızı Zehra'dan günlükte de bahsetmişti. Ki zaten, tahminimi açıkladığımda teyzem de buna itiraz etmedi.
Kendisi de kuzenim olduğunu yeni öğrenen Zehra, ben, Elif ve Fatma teyze salonda oturuyorduk.
"Eee teyze, anlatacak mısın artık?"
"Anlatıyorum.", "Ben babamın itirazlarına rağmen evlenip eşim ile kaçtım. Babam beni evlatlıktan reddetti. Sahi, o nasıl oluyorsa? Sanki hala kızı değilim. Neyse. Bir daha görüşmedik. Annem arada babamdan gizli aradı beni. Sonra bir gün annen geldi. Melek. Onu mahallenin belalı zengin serserisi Rıfat ile evlendirmek istemişler. O da evden kaçmış. Şimdi ne yapacaksın dedim. Babam eninde sonunda onu bulurdu. Para en sevdiği şeydi ve eğer Melek'i Rıfat ile evlendirebilirse büyük karı olacaktı. Melek bana planını anlattı. Yaklaşık bir yıl önce demişti sanırım. Biriyle tanışmış. Adı İsmet. Birbirlerini çok sevmişler. Ve ona evlenme teklifi etmiş. Melek te kabul etmiş. Babama söylemiş, o da bağırmış çağırmış. Sonra kaçmaya kalkışmış. Babam yakalamış. Eğer o adama gidersen onu öldürürüm demiş. O da İsmet'e onu sevmediğini, gitmesini söylemek zorunda kalmış. Sonraki gün bir not bulmuş İsmet'in bıraktığı. Hala onu sevdiğini bildiğini ve onu bekleyeceğini bildirmiş sanırım. Bana, İsmet'e gideceğini ve onunla evleneceğini söyledi. Böylece o evli olacaktı ve babam onu bulduğunda Rıfat ile evlendiremeyecekti. Ama düşündüğümüz gibi olmadı. Evlendiler. Bir kızları oldu, o sensin Elif anladığım kadarıyla. İnan çok mutlu oldum. Sonra sen daha büyüyemeden babam geldi, sonunda bulmuştu Melek'i. İtibarı zedelenmiş. Herkes ikinci kızının da kaçtığını ve çocuğunun olduğunu duymuş. Arkasından konuşuyorlarmış. Babamı hiç o kadar gaddar görmemiştim. Melek'in küçük kızına bakmadı bile. Kolundan tuttuğu gibi götürdü. Dövdü. Boşanmak zorunda bıraktı onları. Boşandılar. Sonra ne olduğunu anlayamadan götürdü Melek'i İstanbul'dan. Kızı küçüktü, anlamadı. Sonraları İsmet'in evlendiğini duydum. Ve evinden taşındığını. Nereye gittiklerini bilemedim hiç. Ama arada gelirdi Melek. Her yıl gelip, kızını ve İsmet'i görüyordu. Bana da geliyordu. Babam onu zorla Rıfat'la evlendirmişti. Çok çekti Melek. Rıfat dövüyordu onu. Her gün başka birileriyleydi. İçip içip eve geliyor kök söktürüyordu. Onların da bir kızı olmuştu. Sen, Şara. İşte böyle geçti zaman. Sonra bir gün Melek öldü dediler. Bir daha ne bir haber aldım, ne başka bir şey. Ama sizi tanıdım. Yani hikayelerinizi de anlatırdınız ya bana. Biz mahallece bilirdik."
Dedemin bu kadar kötü şeyler yapacağını, annemin yuvasını bozacağını düşünmemiştim. Doğrusu, düşünmekten kaçmıştım.
"Dedemle hiç görüşüyor musun?" dedim.
"Hayır, zaten görüşmüyorduk ama kardeşime yaptıklarından dolayı onu tamamen aklımdan çıkardım. Birkaç yıl sonra da annem hastalanıp öldü."
"Teyze," dedim. Bu kelimeyi tek başına söylemek garip geliyordu ama alışmıştım. "Aslında, hala tam olarak çözülmemiş şeyler var. Yani, benim için. Ve tabi bir de Elif için." Elif'e döndüm. Sanırım o da bahsetmeye hazırlandığım konuyu anlamıştı.
"Mehmet amcayı biliyorsun."
"Kitapçıdan bahsediyoruz?"
"Evet. Sebebini bilmiyorum ama onun da annemle bir alakası var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Günlük (Düzenleniyor)
AdventureTüm ailesini kaybetmiş bir kızın beklemediği bir anda bulduğu günlüğün değiştirdiği hayatı. Hayalleri ve biricik ev arkadaşıyla, yalanların yerini gerçeklerle doldurmak amacıyla çıktığı yolculuk. 'Sıradan hayatımın karanlığında kaybolup gitmişken ı...