12 YIL ÖNCE (ben 9 yaşımdayken)
"Şaraa..." diye seslendi annem kibar bir melodi gibi çıkan hoş sesiyle. Onun bana Şara deyişini çok seviyordum. 'R' harfini yuvarlayıp son 'a' yı incecik uzatmasına bayılıyordum.
"Efendim anneciğim" diyerek ona hazırladığım sürprizi yatağımın altına sakladım ve yanına, mutfağa koştum. Mutfak kakao kokuyordu. "Senin için en sevdiğin kekten yaptım." dedi annem keki böldü ve tabağa koydu. "Al bakalım prensesim." dedi. Burunlarımızı tokuşturduk. Bunu yapmaya her zaman bayılırdım. "Hmm" diyerek kakaoulu muzlu kekin tadına baktım. "Harika olmuş anneciğim ellerine sağlık." Bir çatalda anneme uzattım. "Benim de sana bir sürprizim var." deyip küçük odaya gittim. Annem de peşimden geldi. Yatağım dediğim her gün açıp çarşafını serdiğim 20 senelik koltuğun altından hediye paketi yerine poşetleri kullanarak sardığım hediyemi çıkarttım. Annem yavaş yavaş paketi açmaya başladı. Kapının önüne atılmış geri dönüşümden aldığım bir kutuyu kalpler çizip kırmızıya boyamış içini temizleyip kumaş yerleştirmiştim. Annem onun için hazırladığım bu kutuyu görünce gülümsedi. Yanağıma sıcak bir öpücük kondurdu. "Bu harika bir hediye birtanem. Sana çok teşekkür ederim. Bunu hep saklayacağım." dedi. Sonra üzerindeki notu okudu, "içine öpücüklerimi doldurdum anneciğim. Sevgilerle, tek göz bebeğinden.."
Son kelimeleri okurken annemin yüz ifadesi bir anda değişmiş, üzgün bir hal almıştı. Kendini tutamayıp ağlamaya başladı. Şaşırmıştım. "Ne oldu anne? Beğenmedin mi yoksa?"
"Hayır hayır hiç olur mu? Mutluluktan canım mutluluktan. Hediyene bayıldım. Kekelerimi geçtin." Dedi zorla gülümseyerek. O sırada sarılmamızı bölerek kapı çaldı. Çalmak dediysem yumruklanıyordu yani. Annem kapıya doğru ilerledi. Kutu elindeydi hala. Kapıyı açtığında ikimizn de yüz ifadesi değişti. Gelen babamdı. Annemin sonuna kadar açmasını beklemeden itti kapıyı. Sigara yanıklarıyla dolu montunu çıkarıp koltuğa oturdu. Montunu attığı yere uzanırken kahve yap diye bağırdı anneme. Annem elindeki kutuyu odaya bırakmak için ilerlerken babam doğruldu "O ne?"
Annem dönüp gülümsedi "Şara benim için kutu yapmış ona bakıyorduk. Güzel dimi?" Babam aniden ayağa kalktı "kutuymuş hıh. Biz yemek kahve bekleyelim. Hanımefendiler kutu yapsınlar, kutu baksınlar.biraz işe yarayın be!" Dedi kükreyerek. Annemin eteğini tutup arkasına saklandım. Babam olacak adam konuşmaya devam etti. "Bana para ver!". Annem bir şey söylemedi. Babam yaklaştı, elini yumruk yapıp annemin omzunu itti "Sana para dedi."
"Ama para yok ki, hepsini aldın ya sen?"
"Para yok ne demek?" Dedi annemden kutuyu çekip aldı. "Bunu yapacak parayı buluyorsunuz ama." Dedi. Öpücük dolu kutumu duvara fırlattı. Bir anda onu almak istedim. Hareketlenince babam kutuya yaklaştı. "Demek para yok.." dedi ve bir anda ayağıyla kutumu ezdi. Bir top gibi vurdu sonra. Kapıyı çarpıp çıkınca annemke birlikte kutuya koştuk. "Öpücüklerim..." dedim ve ağlamaya başladım.
"Kızım benim ağlama canım yine yaparız."
"O adamı hiç seviyorum. Ondan nefret ediyorum." anneme döndüm,"onunla neden evlendin anne?" Dedim demeseydim. Çok üzüldü annem. Yavaşça kalktı. Odasına gitti. Ağlayışının sesini ne kadar belli etmemeye çalışsada duyuyordum. Kenar katları açılmış yapışkanları sökülmüş kutumu aldım kapının önündeki çöpe attım "Sen annemi üzdün." Dedim ve odama yöneldim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Günlük (Düzenleniyor)
AdventureTüm ailesini kaybetmiş bir kızın beklemediği bir anda bulduğu günlüğün değiştirdiği hayatı. Hayalleri ve biricik ev arkadaşıyla, yalanların yerini gerçeklerle doldurmak amacıyla çıktığı yolculuk. 'Sıradan hayatımın karanlığında kaybolup gitmişken ı...