5. BÖLÜM

9.5K 466 125
                                    

    Ertesi sabah günlüğü de yanıma alıp üniversiteye gitmek için hazırlandım. Evden çıktım. Yolda giderken cadde üzerinde elinde poşetlerle karşıdan karşıya geçmeye çalışan yaşlı birini gördüm. Yardım etmek için koluna girdim. Karşıya geçirdikten sonra elimdeki poşetleri eğilip yere bırakacaktım. Eğildim, ama başımı kaldırdığımda yaşlı amca yoktu. Poşetleri kenara bıraktım. Herhalde utanmış, bu duruma düştüğünden dolayı üzülmüş olmalıydı. Ama bu kadar çabuk uzaklaşması ilginçti. O an annemi düşündüm. Onun yaşlanmış halini hayal ederken otobüs geldi. Okula vardım. Sınıf kapısında notlar asılıydı. Kitap sınavından AA almıştım. Diğer notlara göre iyi gözüküyordu.

      Ders arasında günlüğü okumak istedim. Ama günlük çantamda yoktu. Çantamın bütün gözlerini aradım, belki çıkarmışımdır diye sıranın altına, yerlere baktım. Ama yoktu. Belki çantama koymayı unutmuşumdur diye düşündüm. Son dersi boş verip koşa koşa eve gittim. Elif evde yoktu. Hemen odama girip her yeri aradım. Diğer siyah kol çantamda da yoktu. Günlüğü kaybetmiştim! Hem de günlüğün anneme ait olduğunu yeni öğrenmişken. Bu olamazdı! Yalnızlığıma geri dönemezdim. Annemi yeniden kaybedemezdim.

       Evden çıktım. Yürüdüğüm yollara baktım. Otobüs durağına baktım. Günlüğü otobüste düşürmüş olabilirdim. Bindiğim otobüs orada yoktu. Gelene kadar bekledim. 10 dakikalık bir süreden sonra geldi. Her yeri aradım. Tüm koltukların altına baktım. Yoktu. Sonra dedeyi karşıya geçirdiğim yeri hatırladım. O yola gittim. Her yeri aradım. Bulamamıştım ve çok yorulmuştum. “Geriye sadece birinin alabilme ihtimali kaldı.” dedim mırıldanarak.  Ama kim, niye alırdı ki günlüğü? Kime neydi?

      Eve dönerken gözüm hiçbir şey görmüyordu. Dünyada sadece düşüncelerim ve ben vardık sanki. Tam düğümü çözecekken yeni bir düğüm atmıştım. Yolda bir banka oturdum. Ve sadece düşündüm. “E.A” başkası olabilirdi. Sanki adı E ile başlayan bir tek annemdi. O günlük kitapçıya kitap almaya gelmiş birinin olabilirdi. Belki de çantasından düşürmüştü. Dünyada aynı gül yaprağından da bir tane yoktu sadece. Gelip geçici bir hevesti bu. Olmuştu, yanlış anlamıştım ve bitmişti. Her an boş hayallere kapılmıştım. Sanki anneme ulaşacakmışım gibi gelmişti. Şimdi öğreniyordum. Her ne için ise olup bitmiş olaylar hiçbir şeyi değiştiremezdi. Annemi geri getiremezdi bana. O ölmüştü. Ne kadar zor olsa da bunu söylemek, ne kadar büyüsem de hiç unutamayacağım biriciğim yıllar önce ölmüştü. Görevimse onu hep sevmekti. Elif’in hem annesini hem de babasını kaybedip kalbine gömmesi ve yüzünden gülümsemesini hiç eksik etmemesi gibi geçmişimi ve sevgimi gözyaşlarımla hatırlayacaktım. Büyüttüğüm bu basit olayı unutacaktım. Öğretmen olacak, evlenecek ve kendi çocuklarıma kurdeleli tokalar alacaktım.

Yorummmm....

Kayıp Günlük (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin