Bölümü geciktirdiğim için gerçekten çok özür dilerim. Bir hafta yazma imkanım yoktu, tatildeydim. Onun dışında da meşguliyetlerim vardı, yazacak fırsatım oldu ama hiç yazasım yoktu ve ben de berbat bir bölümle gelmemek için yazmadım. Kısa da olsa sonunda geldi. Artık okullar başladı ve ders maratonuna giriyorum. O nedenle finali çabuk yapmaya çalışacağım.
Herkese yeni okul senesinde başarılar dilerim. Yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar...
Cümleler, düşüncelerimizden oluşurdu. Düşündüklerimizi kelimelere dökerdik. Ama şimdi, düşüncelerimi yönlendiren, cümlelerdi. Her bir kelimenin arasına bir parça düşünce sığdırmıştım. Şu durumuma bir gelenekten ibaret olan 'Hayat benim için yeni başlıyor.' cümlesini söyleyemezdim. Sadece bu zamana kadar olan yaşamım, bir eksikliğin farkındalığıyla şekillenecek, ve hayat, benim için yavaş yavaş dolacaktı.
Elif ile aramızdaki sıkı arkadaşlık, aynı evde yaşamaya başlamamızla şekillenmişti. Aynı okulda, farklı sınıftalardık. Ve 'aynı okulda olduğum kız' dan başka bir şey değildi. Okulun koridorundan geçerken, karşıdaki camdan gelen şiddetli rüzgar yüzünden, biri panonun sağındaki duvardan biri solundaki duvardan iki kağıt uçuşarak yere düşmüştü. Kağıdı ezip geçen ayaklara içten içe gıcık olup hemen önümdeki kağıdı elime alıp takmak üzere panoya ilerlemiştim. Yere düşen diğer kağıtta da olduğu gibi üzerinde silik çıkmış bir ders programı vardı. Raptiyeyi kağıda geçirmek üzereyken, düşen diğer kağıda söylenerek benim yaptıklarımı yapan kızı fark ettim. 'Akıllı kafam! Neden raptiye değil de bant kullanırım ki! Kimsenin de umrunda değil, ezip geçiyorlar.' Diyerek kağıdı yerine takmış ve uzaklaşmıştı. Küçük bir tebessümle panonun önünden sınıfa doğru yürürken kızın astığı kağıda istemsizce bakmış ve 'ev arkadaşı aranıyor' yazısını görmüştüm. Sonra hemen benim astığım kağıda dönüp kağıdın arkasına bakmış ve oradaki arkadaş arandığı yazısını görmüştüm. Ve hemen ardından iki kağıdı da yerinden sökerek şirin bulduğum kızın peşinden koşmaya başlamıştım. Çünkü ev arıyordum ve şimdiden içimin ısındığı Elif'le fırsat ayağıma gelmişti. Sonrasıysa birlikte yaşamaya başlamamız ve gün geçtikçe büyüyen dostluğumuzdu. Şimdisiyse kardeşliğimiz...
Şu an salonda, Elif'in bacağına başımı koyarak uzanmış bir şekilde tavanı izliyordum. O da başını arkaya atmış avizeye hülyalı bakışlar atıyordu.
"Hey! Kardeşin olan benim. Avizeye değil bana o bakışları atacaksın!"
Hafifçe kıkırdayıp bana döndü, "Ne düşünüyorsun?".
Gözlerimi ona çevirip tekrar önüme döndüm.
"Tanışmamızı falan düşündüm bir an...Elif, ya sadece tesadüfse?"
"Değildir diyemeyeceğim, tesadüf olabilir. Ama zor bir ihtimal. Ki eğer tesadüfse de kardeşlerimizi aramaya devam ederiz."
"Tamam, ama şimdi kardeş olduğumuza inanalım. Annemin planı sevdiği olan İsmet'le yani babanla evlenip Rıfat'la evlenmekten kurtulmaktı. Kardeş olmamız planın işe yaramadığını kanıtlar. Ama sebebini bulamıyorum. Yani, bulmak istemiyorum desem daha doğru olur. Dedem o kadar kötü bir değildir heralde."
"Bende aynı şekilde düşünüyorum."
Bir süre tavanı izleyerek eşofmanımın bağcığıyla oynamaya devam ettim. Bir yandan kanıtlar arıyordum geçmişimden.
"Elif?"
"Hı?"
"Babanın mezarını ziyaret etmeye gittiğin günden hiç bahsetmedin? Bir şey olmadı değil mi?"
İfadesi bir süre dondu. Serçe parmağının tırnağına sabitlediği bakışlarını yavaşça bana çevirdi.
"Aslında çok şey oldu, ben...sana anlatmadığım için üzgünüm. Sadece aklımda sorular vardı ve biraz...korktum."
"Bana anlatmadığın şey sayısı iki oldu ama sen yine de anlat ben dinliyorum."
"Üvey annem geldi."
Yattığım yerden aniden doğruldum.
"Ne?!"
"Öyle işte. Babamın mezarında karşılaştık ve konuştuk. Kıyafetleri yırtık döküktü. Babamın öldüğünü ve onu gerçek annemin defnettiğini söyledi ve..."
"Ve ne?"
Ellerini yüzüne kapattı, böyle yapmasını sevmiyordum.
"Bak, gerçek annemden bahsederken Esra diyordu. Yani bir kanıt daha var artık kardeşliğimiz tesadüf olamaz ama..."
"Ama ne Elif? Tamamla cümleni!"
Gelecek olanın endişesiyle beraber sinirlenmeme engel olamıyordum.
"Üvey annem, gerçek annemin bir akıl hastanesinde aklını kaybetmiş olarak yaşadığını söyledi." dedi bir anda.
Ve ben o an bildiğim her şeyi unutup, bir parça cümlenin sürüklediği umuda sıkıca tutundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Günlük (Düzenleniyor)
Phiêu lưuTüm ailesini kaybetmiş bir kızın beklemediği bir anda bulduğu günlüğün değiştirdiği hayatı. Hayalleri ve biricik ev arkadaşıyla, yalanların yerini gerçeklerle doldurmak amacıyla çıktığı yolculuk. 'Sıradan hayatımın karanlığında kaybolup gitmişken ı...