LİNA

☆49☆

"Yanağına buz tut buz." Baran abim Arsel abime dönüp sert sert baktı.

Cidden ısırmış bir de morartmıştı abim ya.

"Acımıy- aah" buzu hemen geri çekti Cihan abim. Arsel abimin pişman olduğu belliydi ama o anlık sevdiğinden yapmıştı. Ayarsız oldu biraz ama kızılsın istemiyordum.

"Ya bakmasanıza abime öyle." Arsel abim izin isteyip odasına çıktı.

Al gırdın gırdın!

Abi tayfasına sert bakmaya çalışarak ayağa kalktım.

"Niye üzerine gidiyorsunuz ki. Alt tarafı ısırdı." Baran abim yanağımı işaret etti.

"Isırmamış koparmış it yanağını." Işaret parmağımı kaldırıp susturdum homurdanmalarını.

"Arsel abimle yatıcam bugün. İtiraz eden olmasın sakın!" Daha cümlem biter bitmez velet karşı çıktı.

"Ya benimle yatacaktın ama bu- yani günler çuvala mı girdi sanki dimi ablam. Yarın yatarız. Hatta ben şimdi uyumaya kaçar. İyi geceler!" Hızla uzaklaşan valette sert bakışlarım işe yaramıştı. Hayret!

Diğerleri sesini çıkaramadan salondan ayrıldım. Arsel abimin odasının önündeydim. Kapı aralıktı.

"Sikeyim kafamı ya! Günün sonunda nasıl zarar verebildim ona! Kafamı koparacağım!" Yatakta oturmuş kafasını elleri arasına almış kendine sövmeye devam ediyordu. Hızla yanına gidip beline sarıldım. Ilk başta irkilse de ben olduğumu fark edince kollarını belime sarıp kucağına aldı. Bebek gibi kucağında pışpışlayacaktı birazdan. Beklerim bu abimden.

"Ya sen şapşik misin güzelim?" Abim ona güzelim dememle gözleri kocaman oldu.

Güzelimsin güzelim.

"Güzelin miyim gerçekten?" Abimin sorusu ile kahkahayı bastım. Benim gülmemin ardından o da gülmeye başladı. Ellerimi yanağına koyup sıktım.

"Hemen kendine kızma. Alışığım ben hem." Alışık olmamı duyunca yüzündeki ifade şiddet gördüğümü söylemişim gibi değişti.

"Hayır öyle değil, Bora abim sayesinde her ay bir yanağım morarırdı. Sevdiğinizden yaptığını biliyorum. Sinek ısırığı kadar acıyor hem." Inandırıcı olmak için yanağıma dokundum elimle.

"Ama aşağıda inledin acıd-" parmağımı dudağına koydum.

"Acıdan değil,buzu yanağıma koyuyorlardı. Anlık soğukluğa verdiğim tepki o." Arsel abim her ne kadar inanmamış gibi dursa da uzatmayıp yatağa girdi benimle beraber. O sırt üstü yatarken benim de vücudumun yarısı onun üstündeydi.

O kadar spor yapıyorlar taşısın bi zahmet beni de.

"Bora abinle anılarını anlatsana bana." Kafamı kaldırıp cidden bunu isteyip istemediğini anlamak için yüzüne baktım. Merak ediyordu. Yıllardır nasıl biri ile olduğumu, neler yaşadığımı,abilik kavramının benim için anlamını bilmek istiyordu.
Kafamı göğsüne koyup rastgele ilk anımızı anlattım.

"Yüzme bilmiyorum ben. Her ne kadar tatile gitsek de boyumu aşan tarafa geçmezdim. Ya da Bora abim beni tutarsa giderdim. Ilk denize gittiğimiz zaman çok heyecanlanmıştım. Sudan korkmuyorum tabi o zamanlar. Hayalimde nasıl yüzüyorum bilemezsin. Daha 14 yaşında falanım. Abim ve ben vardık sadece. Abim yüzme bilmediğim için kıyılarda gezinmeme izin vermişti onsuzken. Ama dedim ya hayalimde olimpiyatlara katılacak gibi yüzme biliyorum. Yine bir sabah gittik denize. Tabi yine izin vermedi abim yalnız açılmama. Bende ki de inat yani. Abimin yanına gidip acıktım dedim. Nadir yemek yiyen biri olduğum için bu kelime sihirliydi. O bana yiyebileceğim bir şeyler almaya gittiğinde  hiç beklemeden denize girdim. Boyumu geçene kadar sorun yoktu. " Arsel abim belimdeki elini hareket ettirip iyice sarıldı.