Uzay gördüğü şey ile hemen yüzeye çıktı.
"Noyan! Çakıyı fırlat!" Noyan arka cebinden çakısını çıkarıp havuzun oraya fırlattı. Uzay havada yakalayıp tekrar suya girdi. Lina'nın kolundaki ve ayaklarındaki bağı kesmeden önce dudaklarındaki nefesi ona vermek için yüzünü avuçlarının arasına aldı.
Aralıklı olan dudaklarına hiç düşünmeden dudaklarını bastırdı.
Tüm nefesini ona verirken aynı zamanda da yumuşak dudaklarının hissiyatı ile kendinden geçmemek için çabaladı. Geri çekildiğinde Lina'nın tepkisiz olduğunu görünce aynı şeyi tekrarladı.
Lina elektrik yemiş gibi gözlerini kocaman açarak sıçradı. Uzay hemen çakıyı açıp ayaklarındaki bağı kesti. Sonra bileğindekileri kesti. Ilk bileğindeki bağı kesip kolunu omzuna attı. Diğer bileğini de çözünce çakıyı bırakıp Lina'nın belinden tuttuğu gibi suyun yüzüne çıkardı.
Lina'nın başı Uzayın omzuna düşmüştü. Kendinde değildi hala. Uzay kenara yüzüp Furkanın yardımı ile onu sudan çıkardı. Hemen başına geçip kendine gelmesi için çabalamaya başladı.
Lina sesleri sadece uğultu olarak duyuyordu.
Uzay dudaklarını Lina'nın mor dolgun dudaklarına bastırıp nefesini ona verdi.
Geri çekilip tekrar nefesini verdi. Tekrar ve tekrar...
Lina tam Uzay yine ona doğru eğilecekken öksürerek gözlerini açtı. Boğazları yırtılırcasına öksürürken Uzay belinden tutarak yardımcı olmaya çalışıyordu.
Başındaki açık yaraya baktı önce. Sonra yeni fark ettiği dudağındaki patlamış yere baktı. Gözleri tam tarama yaparken bileklerinde gözlerini sımsıkı yumdu.
Geç kalmıştı!
"E-emir se-" havaya atılan 3 el silah sesi Lina'nın konuşmasını bölerken Toprak ve Baran ellerindeki silahla bahçeye girmişler, Serdar bey ve amcalar da onlardan sonra içeriye dalmışlardı. Buğra küfür ederek anlık dalgınlıkla kaçacakken Cihan ve Arsel bahçe kapısından elleri silahla girmiş,Cihan Buğrayı gördüğü gibi silahı yere atıp Buğranın yakalarından tutup kafasını burnuna gömmüştü.
"Siktim oğlum seni!" Toprak havuzun kenarında yaralı ve bitkin olan kardeşinin yanına gitti hemen. Ardından Serdar ve Baran da oraya yöneldi. Emir sessizce kenara çekilirken girişte duran kişi ile göz göze geldiler.
Boz ve Uzay Emir arasında o nefret ve kin dolu bakışma devam ederken Lina kaçırıldığından beri ilk defa ağlamaya başladı.
Babası kollarını kızına sarmış, saçlarına öpücükler kondururken Toprak Lina'nın diğer omzuna kafasını koymuş, Lina'nın ona has olan kokusunu içine çekiyor,geride kalan onsuz geçen saatlerin kabus olduğunu ve bittiğini kendini hatırlatıyordu. Baran gözlerini Lina'nın bileğinden çekemezken Cihan ve Arsel Buğrayı paket yapıyordu.
Hediye paketi ile elbette Lina'nın iyi ve güvende olduğuna emin olunca ilgileneceklerdi.
Toprak Lina'yı kucağına aldı. Serdar Uzay Emire doğru ilerlerken Uzay Emir de Boz ile olan bakışmasını kesip oraya döndü.
"Teşekkürler oğlum. Ona bizden önce ulaşabildin." Uzay Emir suçlulukla kafasını eğdi.
"Daha erken bulmalıydım onu Serdar Amca. Daha erken..." Serdar Uzay Emirin omzuna dostane bir şekilde vurup evden çıkmak için kapıya yöneldi.
Toprak kucağında küçücük kalan kardeşinin alnına dudaklarını bastırdı.
Çok ama çok seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİNA
Teen FictionKlasik karışan bebekler hikayesi evet ama unutulmazları ile. Sezon Finali yapıp devam eden, klasik abi kurgusuna ihanet eden kitap... Okuyun derim :)