"Güzelim daha ne kadar bekleyeceğiz. Al da çıkalım artık. " kabinden çıkmam ile Cihan abim yanında ki erkek görevlinin gözlerini kapattı.
"Dehşet-ül Vahşet!" Sebastian'ın bunu demesine mi yoksa bunu bilmesine mi şaşırsam bilemediğim için güldüm.
"Ben de bayıldım. Tamamdır bunu alı-"
"Bence rengi seni açmadı?"
"Bence de Uzay,hatta bi seni boydan kesmiş gibi?"
"Katılıyorum bu dediğine Arsel, bence rengi de yaşlı rengi ?"
"Çok haklısın abi,hem yarın duyduğuma göre fırtına varmış üşürsün ki bununla."Ağzım açık sıralanan bahaneleri dinlerken omuz silkip elbiseyi almak için kabine girdim.
Bu elbiseyi istiyordum.
Ve kimse buna mâni olamaz.
Elbisenin yandaki gizli fermuarını tutmamla kabine birinin girmesi bir oldu. Sıçrayarak arkama döndüğümde benim kadar şok olan Uzay ile bakıştık.
"Napıyorsun çocuk sen! Abimler?" Uzay kafasını iki yana sallayıp kendine geldi hemen.
"Kasaya gittiler elbiseyi sana satmamaları için ikna ediyorlar." Gözlerimi devirirken Uzay bu halime gülüp kolları arasına aldı.
"Ben de kendi ikna yöntemlerimi deneyim dedim." Kollarımı boynuna dolarken yavaşça yaklaştırdım yüzümü.
"Ama ben bu elbiseyi çok sevmiştim?" Uzay yutkunup dudağına bakarken dudaklarımı büzdüm.
"Ba-başka dud-yani elbise denesen güzelim?" Aramızdaki mesafeyi iyice azaltırken ensesindeki parmaklarımı saçlarına doladım.
"Bu elbiseyi almayacaksam modum düşer ki benim. Modum düşerse de," artık gözlerinin tek odağı dudaklarımdayken gülümsedim.
"Size küserim sonra ne olur biliyor musun?" Uzay habeş maymunu gibi kalmıştı. Kafasını safım iki yana sallarken devam ettim.
"Uzaklaşır-" ondan uzaklaşacakken tuttuğu belimden beni çekip dudağına yapıştı. Üst dudağını sakinlikle emerken o da benim kadar sakin olsa da daha derinden öpüyordu.
Aşık sanırım bana.
Yeni mi anladın cidden?
Geri çekilip yanağını öptüm.
"Dışarı artık sevgilim?" Uzay salak sırıtması ile dışarıya çıkarken hemen üzerimi değiştirdim. Elbisem ile beraber kasaya giderken abimler alamayacağımdan o kadar eminlerdi ki yerlerinden kımıldamadılar.
Kasadaki görevli abimlere bakıp bana döndü.
"Üzgünüm efendim ama size ürün satamam." omuz silkip hemen yakınımda duran Uzaya baktım.
"Sanırım uzak duracağım bir süre,senden de san-"
"Ben alıyorum!" Uzayın elbiseyi elimden çekiştirmesi ile kasadaki kadın şok oldu.
Abimler de şok.
Ben ise zafer gülümsemem ile etrafa Kraliçe pozları veriyordum.
Uzay,abimlerin ölüm içerikli bakışları altında elbiseyi alınca hep beraber yemek yemek için bir mekana gittik.
"Boz da orada olacakmış,yanımdan ayrılma desem de beni dinlemeyeceksin değil mi?" Uzaya bakıp şirince gülümsedim. Uzay göz devirip yemeğine dönerken omuz silktim.
"Bu akşam ki yemek bir an önce bitsin istiyorum. Gereksiz samimiyetsiz insanları çekeceğiz yine." Mertin söylediği şeye kafa salladım.
Doğru,ama bu yine de eğlenceli olacaktı bence.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİNA
Teen FictionKlasik karışan bebekler hikayesi evet ama unutulmazları ile. Sezon Finali yapıp devam eden, klasik abi kurgusuna ihanet eden kitap... Okuyun derim :)