6. Bölüm

9.6K 273 53
                                    


"Sana ait olan seni bulur "

Hâlâ cevap vermemişti başımı kaldırıp karşıma baktığımda gördüğüm beden ile kaskatı kesildiğimi hissetim. Gelen kişi Ciwan değildi Fırat ağadan başkası yoktu odada.

Elimdeki leptopu yatağa bırakıp hızla ayağa kalktım, Fıratın bana böyle sinirli bakması normaldi ama öfkeli bakması normal değildi. Konuşamayacak kadar korkuyla ona bakarken kelimleri beni olduğum yere çiviledi.

- O siktiğimin kitaplarının senin elinde ne işi var.

Dünyaya bir daha gelsem, daha farklı bir ailede çok daha farklı imkanlar dahilinde yaşamak isterdim. Paramız olmasıdı sadece bir parça huzur bile yeterdi çoğu şeyi düzeltmeye malesef ki dünyaya ağa kızı olarak gelmiştim fark ediyordum bir çok kişi imrenerek bakıyordu yaşadığım hayata ama farkında olmadıkları bir şey vardı bende onların hayatına imrenerek bakıyordum.

Hiç bir zaman babamın ağa olmasıyla gurur duymadım ya da bir ortamda lafını yapmadım ki girdiğim ortamlar genelde her ay yapılan aşiret toplanmasi dışında değildi her ay annem beni zorla oraya götürürdü. İleri gelen aşiret ağaları ve aileleri olurdu genelde kendimi orda hep farklı hissederdim onlar kendi aralarında gövde gösterisi yaparken ben sadece boş gözlerle izlerdim daha ne kadar alçalacaklarini.

Kendimi o gün hissetiğim kadar boş hissediyordum, kendi hayatımı kurtarmak için bir şey yapmıyormuşum gibime geliyordu ancak yapmama izin verilmiyordu karşımda öfkeden deliren adam elimdeki kitapları alıp yırtalı sadece iki dakika olmuştu. 

- Bu odaya kimden izin alıp geldin!!!

Hesap soruyordu bana, burası erkek kardeşinin odasıydı ve benim buraya böyle gelmem ayıp karşılanıyordu burda her ne kadar Ciwan amca oğlum olsa bile. Cevap vermek istemiyordum fakat biliyordum ki konuşmazsam farklı bir suçlama ile karşı karşıya kalacaktım.

- Ciwanın ödevine yardim ediyordum sadece.

Onun aksine sakince konuşuyordum ben aslında çok sakin bir yapım vardı, sadece son 2 ay içinde yaşadıklarım beni bu hale getirmişti eskiden az da olsa yaşamak için bir sebebim varken şimdi tek sebebim anneme verdiğim sözdü " ne olursa olsun yaşayacağım" sözü.

Karşımdaki adam gözlerimin içine bakarken bana saldırmamak için kendini zor tuttuğunun farkındaydım o kadar da korkutmuyordu bu halleri beni sonuçta ne kadar alçalacağını biliyordum.

- Bu odaya kimden izin alıp geldin dedim sana.

- Kimseden izin almam gerekmiyordu.

Verdiğim dik cevaplar  onu daha fazla sinirlendirirken içeri Ciwan girdi elinde iki tane kola bardağı ile. Abisinin sırtındaki bakışları bana kayarken yerdeki kitapları farketmesi uzun sürmedi.

Fırat odaya gelen Ciwani umursamdan konuştu.

- Kimseden izin almana gerek yok demeki.

Daha  çok ona az önce verdiğim cevapla dalga geçmek istermiş gibi bir hali vardı. Aramızdaki mesafeyi kapatıp bileğime sardı parmaklarını, canımı yakmak istediğini sıktığı bileğimden anlıyordum. Dişlerini sıkarak konuşuyordu.

- Benim olduğunu unutuyorsun.

Derin bir nefes alıp sakin kalmaya çalıştım. Birazcık ya sadece birazcık yaşadığımı hissetmiştim.

- Ben kimsenin değilim.

Kelimelerin üzerine bastıra bastıra konuşuyordum. Parmaklarını  çekmeden  beni peşinden odadan çıkardığında avluda oturan amcamın yanına doğru yürüdük ne yaptığını anlamıyordum. Ardımızdan gelen Ciwanin ayak seslerini duya biliyordum.

AVŞİN (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin